6 entry daha
  • yıllar önceydi. antika sevgim aynı zevke sahip bir arkadaşa denk gelince, uzun bir süre her pazar viyana'nın ünlü bir flohmarkt ziyaretini adet etmiştik. zamanla daha köşede bucakta kalmışlarına sardık. o kadar ilginç şeyler vardı ki… ama benim ilgimi en fazla çeken fotoğraflar oldu. aile albümlerinden tutun doğa, hayvan, binalar, eğlenceli anlar, hastaneler, iş yerleri vs. kimi son üyeleri de ölmüş bir ailenin dağıtılan eşyaları arasından kimi kaybolmuş bir valiz içinden ya da çalınmış bir çantadan çıkanlar olmalıydı.. giderek bu fotoğrafların o kadar bağımlısı oldum ki her bir karenin kim/ kimler olduğunu, hangi hikayenin kahramanı olduklarını düşünmeden uyuyamaz hale gelmiştim.

    hangi yaşamdan yırtılmış karelerdi ?
    sanki onlara bakınca zamana dağılmış kahkahalar, çocuk ağlayışları, öpüşler, itişler, iniltiler, düşünceler, hırslar, yürüyüşler, mevsimler, şarkılar ve sızılar, piknikler, güneş ışığı, sonbahar esintisi, sarı saçlar arasından yüzüme düşen bukleler, çamur ve taş, şehir ve duvar kağıtları.. ah evet duvar kağıtları .. yaşadıkları hayatın varaklarla süslenmiş duvar kağıtları gibi ellerimin arasındaydılar… ve ben elimdeki tüm ölüleri ölmemişlerle karıştırarak yeniden canlanmaları için müthiş bir arzu duyuyordum.

    bu flohmarktaki adam hangi flohmarktaki kadına aşıktı bir zamanlar ?
    aşk hangi flohmarkt için yitirilmeyi bekliyordu?

    öyle ya .. burası paramparça yaşamların toplandığı yer değil miydi ?

    yeşil valiz içindekiler

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
hesabın var mı? giriş yap