9 entry daha
  • mr. jeru!

    gerek tavrı, gerek -kendi deyimiyle- ten rengi, gerekse enstrüman seçimi olarak caz tarihinde çok farklı bir yerde duruyor. hafif göbekli, kısacık saçlı ve tenor/alto çalan caz saksofoncuları standartlarına ters bu adam. döneme göre son derece asi yapısı, "anti ku klux klancı beyaz" olarak tanınmasına neden olur; bariton saksofonun ikinci perdesinden aşağı inmeyen yumuşak tonlarıyla bizi mest eder, üstelik pek çaktırmaz ama ne piyanoda charles mingus* aratır ne de bas klarinette eric dolphy'yi. dexter gordon'la aynı nesilden gelmiş olmaları, bebop ve cool jazz'de ilerlemeleri ve scotch'i bourbon'a tercih etmeleriyle benzeşirler. zaten birini seven muhtemelen diğerinden de keyif alır.

    ellilerde başlar her şeye, tıpkı dönemin unutulup giden sidemanleri gibi. düşününüz o dönemi, bir bariton saksofoncu ne kadar ön plana çıkabilir ki? 1972'de hamiet bluiett mingus'ın fronmani olarak çıktığında hayrete düşmüştü insanlık, bir yandan keyif alıp diğer yandan alışılagelmişliğin bozulmasına boyun eğmenin garip huzursuzluğunu yaşıyorlardı. halbuki mulligan 1952'de lee konitz ile piyasaya atıldığında trompet, alto ve tenorun arasından usulca sıyrılıp mellow tonuyla bizleri baş başa bıraktı. öyle modal, öyle melodik çalmakta ki, chet baker'ın "sen varken pianoya ihtiyacımız yok." dediği birkaç caz dergisinde yer almıştır. üstelik 1952 gibi aşırı muhafazakar bir big-band yılında rollins* ve coleman'dan* seneler önce piano-less quartet oluşturan dörtlü de onlardır. hatta kayıtlar esnasında çekilmiş, günümüzde çoğu caz-barda görülen o efsane fotoğrafı için bakınız: http://media-2.web.britannica.com/…004-0587688c.jpg

    (bu sıralar jj johnson ile çalıştığı kayıtların son zamanlarda piyasaya sürüldüğünü ve mükemmel tonlara sahip olduğunu belirtmeden edemeyeceğim.)

    son olarak, charles mingus'ın dediğine göre caz tarihine 'groupie' kavramını kazandıran adam yine gerry mulligan'dır.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap