the color of money
-
yeniden kavuştuğu yaşam kaynağını 'karabasan'laştıran bir adamın öyküsüdür; sırf bu nedenle film tam bir 'rekabet' övgüsüdür. abd'de 'rekabetin' değil 'monopol'ün hüküm sürdüğünü hatırlatır; abd'de işin raconu çok önceden bellidir; kurnaz olmak / yenilgiyi bile kâra çevirebilmek ilk şarttır. fakat 'antik rekabet', rakibe saygı duymayı, rakiple güçlenmeyi ve rakibi dize getirme inancını gerektirir; oysa abd'de rekabet sadece rakibi kandırmak ve rakibin ayağını kaydırmak imasını taşır. the color of money, işte bu iki tür rekabetin mücadelesidir, bundan dolayı deadlock ile biter; modern çağda yenilenin blöf yapıp yapmadığından emin olunamayacaktır!
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap