2 entry daha
  • asım karaömerlioğlu'nun bu kitaba yönelik bir eleştiri yazısının kitabın genel tanıtımı bölümü şöyle başlamaktadır:

    "hobsbawm 1962 ile 1987 arasında "uzun" ondokuzuncu yüzyılı incelediği klasikleşmiş üç önemli kitap yayınlar: the age of revolution, 1789-1848; the age of capital, 1848-1875 ve the age of empire, 1875-1914. son kitabı the age of extremes, 1914-1991 bir anlamda bu üç önemli kitabın devamıdır. the age of extremes adlı yapıtın alt başlığı "bir dünya tarihi, 1914-1991." yani kendi deyimi ile "kısa yirminci yüzyılın tarihi." bu kısa sıfatı yazarın "uzun ondokuzuncu yüzyıl" kavramı ile uyum içinde. bu anlamda hobsbawm'ın yazdığı tarih birinci dünya savaşı'ndan sovyet bloğu'nun çöküşüne kadar. bu dönem de kendi içinde üç alt döneme ayrılıyor: 1914-1945 arası "katastrof çağı", 1945-1973 arası "altın cağ" ve de 1945'den günümüze "heyelan". "

    makalenin devamındaki hobsbawm'a avrupa-merkezci tarihyazımı yaklaşımı eleştirisi için:

    "peki doğu avrupa neden gözden bu kadar çabuk kaçmış olabilir? sanıyorum bu noktada kitabın en büyük zaaflarından birisine geliyoruz ki o da hobsbawm'ın analizlerinin son çözümlemede avrupa merkezci olduğu, üstelik kendisinin kitabın başında avrupa merkezci yaklaşımları eleştirmesine rağmen (14). yani avrupa, ve özellikle batı avrupa, biraz fazla merkezde. bunu kitabın bütününde gözlemlemek mümkün. örneğin doğu avrupa'ya yönelik analizler çok daha sıradan ve genel geçer. uzakdoğu asya, orta doğu ve latin amerika üzerine yapılan analizler batı avrupa için yapılanlarla karşılaştırıldığında çok daha sönük kalıyor. aynı şekilde hobsbawm'ın abd'yi analizi de tatmin edici olmaktan uzak, özellikle kitabın 1970'ler öncesi dönemi tartıştığı bölümlerinde. oysa amerika'nın birinci dünya savaşı'na girmesi, kendisinin de değindiği gibi, son derece önemli ve hatta belirleyici bir özelliğe sahip."

    devamı için:

    [m. asım karaömerlioğlu, yaşanilani yazmak: hobsbawm'in yüzyili, birikim, (haziran 1997), no.98: 84-92. ]
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap