8 entry daha
  • film festivalinde saatini uyduramadığım için üzülmüştüm. izledikten sonra kaçırdığım pek bir şey olmadığı sonucuna vardım.
    güzeller güzeli lea seydoux'nun canlandırdığı sandra, hayranı olduğu babasını demans benzeri bir hastalık yüzünden sisler içinde kaybederken, aradığı avuntuyu yasak aşkta buluyor.
    ölen babaların erkeklerde sebep olduğu travmaya ilk elden şahitlik etmiştim. filmde görünce tanıdık geldi. çekirdek ailesinin ve babasının sorumluluğunu üstlenen, eşini kaybettikten sonra 5 yıl boyunca hiç romantik ilişkisi olmamış, kimseye naz yapmayan, sorumluluk sahibi sandra'nın, tüm bunların acısını çıkaracağı, şımarabileceği birisini araması çok insani bir istekti. etik ve ahlaki sorgulamalar bir tarafa, olağanüstü dönemlerde böyle şeyler oluyor*
    sevdiklerinin kaybının etkisinde olan insanların bağ kuracakları bir yapım olabilir belki, onun dışında ben sıradan buldum.
49 entry daha
hesabın var mı? giriş yap