290 entry daha
  • annem derdi, oğlum şu tohumları saçalım, vakti gelince kendiliğinden çıkarlar. bahçeye inerdik ve toprağa bırakırdık. günler geçerdi ve bahçede marul, maydanoz, roka, tere, kuzu kulağı ve birkaç ot daha yeşerirdi. şimdi hatırladım, turp yaprağını bile yerdik. sebzeleri günün her öğününde yiyebilirsiniz. misafir oldukları sofraya ferahlık katarlar. domates, biber, salatalık, kabak, patlıcan, bamya, fasulye ve patates gibileri daha kurallı ekerdik. kışın ise ufak bir sera yapardık. sera, kar altında kaybolur gibi olurdu. ıspanak ve pırasayı anımsıyorum. kara gömülmüş seraya girerdik. tipi ortalığı inletirdi. kara kış kadar güzel çok az şey var. kasım ayında son yaz pırasalarını toprağın altına gömerdik. ilk kar yağar, kar suyu toprağa sızar, pırasalara ulaşırdı. sonra babamla özenli şeklide küreği toprağa batırır ve pırasaları çıkarırdık. karın temas ettiği her şey temizlenir ve lezzet alır. o pırasaların tadını kelimelere dökemem. sebzeler çoğunlukla yeşil olur, çünkü yeşil en güzel renktir. sebzeler leziz olur, çünkü toprak ve sudan biter. sebzelerin hepsini severim, çünkü onlarla büyüdüm.

    edit: kurallı ekime dair bir fotoğraf buldum. bir 20 haziran günü:

    görsel
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap