7 entry daha
  • knossos sarayı büyük oranda sir arthur evans'ın teorilerine dayanılarak rekonstrükte edilmiştir. aslında ilk bulunduğu zamanlardaki haline bakıldığında, ortada çok da malzeme olmadığı görülür. belirli belirsiz fresk parçaları, evans'ın bir gün palmiye bir gün saz olduğunu iddia ettiği bir takım desenler, önünde sekiler olan bir takım duvarlar falan derken, kazılarla birlikte ortaya çıkan koruma çatısı yapma ihtiyacı evans'ın bütünü resmetme tutkusuyla bir anda kocaman bir saray kompleksinin rekonstrüksiyonuna dönüşmüştür.

    bir yandan dönemine göre pek hatalı bir iş yapılmamıştır - yine de fazlaca , ancak modern koruma kuramı çerçevesinde biliyoruz ki bu tür rekonstrüksiyonlar bir çok detay ölçeğinde arkeolojik veriyi ortadan kaldırmanın yanı sıra, teorilere ve varsayımlara dayanan bütünlemeler oldukları için, yanıltıcı olabilmektedirler. örneğin evans'ın rekonstrükte ettiği kraliçenin taht odası ve çift balta odasında pek çok konjektürel müdahale olduğu yazılıp çizilmektedir.

    evans ve knossos'taki evans katmanı için ileri okuma (ben de henüz tamamen okumadım, ama kendime de not düşmek için buraya koyuyorum)
    the evansian period of knossos: ınconvenienthistory and the world heritage list
    inventing the minoans
    sanırım ben de konuya ikinci makalenin yazarı papadopoulos ile sarmıştım - üşenmeyip referanslara dönüp bakarsam burayı editlerim.

    knossos'ta evans dönemi olarak anılan ve aslında bir "minos uygarlığı inşası" alt hedefini içeren bu rekonstrüksiyon dönemi (burada parantez açıp söylemek gerekir ki o zamanın arkeolojik araştırma yaklaşımı, avrupalılığı uygarlığın ve medeniyetin kökenlerine bağlamak, bu nedenle de akdeniz çevresinde medeniyetin ilk kurucularını tanımlamak üzerine kuruludur. örneğin anadolu'ya uygarlığı iyon kolonilerinin getirdiği tezi vardır. halbuki şimdi biliyoruz, anadolu'da iyon kolonilerinden çok önce, anadolu halklarının kurduğu medeniyetler hüküm sürmekteydi ve iyon kolonileri geldiklerinde bazı kültürel pratiklerini taşımanın ötesinde medeniyetin olağan gelişim çizgisi dışında bir değişim getirmediler) işte üzerinden zaman geçtikçe, özgün ile teorinin birbirine karıştığı bir fikir karmaşasına yol açmakta. aslında knossos, bir yandan "arkeolojik alanlarda neden rekonstrüksiyonlardan kaçınmalıyız" sorusunun cevabını veriyor. çünkü asla, kaybedilen şeyin yerinde tam olarak neyin olduğunu bilmiyoruz, ve yaptığımız her kapsamlı müdahale biraz arkeolojik kanıt kaybettiriyor, halbuki arkeoloji bilimi bu kanıtları genişleyen bilgi dünyası çerçevesinde tekrar tekrar yorumlamak üzerine kurulu.

    aynı fikirsel çerçevede ele alınabilecek bir başka müdahale de mesela, atina akropolisi'dir. 19. yüzyılın sonunda, saf hellen mükemmeliyetini yansıtacak biçimde temizlenmiştir, halbuki ondan önce içerisinde, antik yunan'dan sonra gelişen katmanlar vardır. (bkz. parthenon camisi) günümüzde biliyoruz ki, tarihsel her katman önemlidir.

    bir yandan politika, asla ve asla kültür mirasından ayrılamıyor, tüm müdahale süreçlerinin dönemin siyasi gelişimleri ile biçimlendiğini görüyoruz, ancak tabii ki son yüzyılda, insanlık olarak üzerinde anlaştığımız temel kurallar inşa ettik. örneğin venedik tüzüğü (uluslararası bir metindir - ıcomos türkiye tarafından çevirisi için link) bunlardan biri.

    tüzüğün 15. maddesi söyledir:

    "kazılar: madde 15- kazılar 1956 yılında unesco tarafından kabul edilmiş arkeolojik kazılarda uygulanması istenilen uluslararası ilkelerle tanımlanan kararlara ve bilimsel standartlara uygun olarak yapılmalıdır. yıkıntılar korunmalı, mimari unsurların ve buluntuların sürekli olarak korunması için gerekli önlemler alınmalıdır. bundan başka, kültür varlığının anlaşılmasını kolaylaştıracak ve anlamını hiç bozmadan açığa çıkartacak her çareye başvurulmalıdır. bütün yeniden inşa işlemlerinden peşinen (a priori) vazgeçilmelidir. yalnız anastylosis'e, yani mevcut fakat birbirinden ayrılmış parçaların bir araya getirilmesine izin verilebilir. birleştirmede kullanılan madde her zaman ayırt edilebilecek bir nitelikte olmalı ve bu, anıtın korunmasını sağlamak ve eski haline getirmek için mümkün olduğunca az kullanılmalıdır. "

    kısacası, knossos'un önemi aslında artık arkeolojik kalıntı olmaktan farklı bir yere kaymış durumda. arkeoloji, yöntem, siyaset ve koruma alanlarında bir tarih dersidir diyebiliriz.
hesabın var mı? giriş yap