3 entry daha
  • tanım : dünya da eşi benzeri görülmemiş bir firavunun hayat hikayesi.

    yaşarken bir tanrıydı, ölüyken se bir kadit. hem de sıradan insanların her dakika umursamadan yanından geçtiği, kiminin kısa bir süreliğine şöyle bir baktığı ve hakkında bilinenlerin başucunda yazılı olanlarla sınırlı kaldığı bir ölü. acaba büyük kral, nil'in efendisi, güneşin oğlu böyle sergilenmeye eşya misali korunmaya razı gelir miydi, sanmıyorum. çünkü; o ramses. piramitler ve firavunlar tanrılar ve köleler. aşk, şehvet ve güç ölümsüzlüğü arayan bir adam. burası antik mısır gizemleriyle insanlığı büyüleyen bir medeniyet. binlerce firavun sonsuz olmayı denedi ama sadece bir tanesi buraya yaklaşabildi. o bir tanrı kral mıydı yoksa sıradan bir adam mı?

    milattan önce 1279, adının anlamı ra’nın oğlu olan ikinci ramses tahta çıkıyor. emrinde canını verebilecek on binlercesi. firavun olduğu için halk onun tanrı kanı taşıdığına inanıyor. tarihin ve talihin gülümsediği insanlar vardır. tıpkı stefan zweig'ın ‘’yıldızın parladığı anlar da’’ bahsettiği gibi. ramses de bunlardan biri. öyle bir zenginliğe sahip ki yemeklerine bile altın tozu serpiliyor. her şeye rağmen firavun olmak kolay değil. firavunların vücutlarında hiç kıl olmaz, düzenli olarak görevliler tarafından kılları alınır. bu bitlerden ve hastalıklardan korunmak ve tanrı horus’a benzemek için yapılmak zorunda. karısı nefertari, zeki, yaramaz ve ölesiye aşık bir kadın. hikayeleri müthiş bir eserle sonsuz olacak ama ramses şimdi bir firavun olarak kutsal nil nehri'nin halkı olan mısırlılara kendini kanıtlamak zorunda. mısır o yıllarda ilginç bir yer. her şey nil'in doğru zamanda taşması ve çekilmesine bağlı. çocuklar on iki yaşına kadar kız ya da erkek fark etmez hiçbir şey giymeden sokakta öylece dolaşıyorlar. çünkü hava çok sıcak. ortalama insan boyu 1.50 - 1.60 arasında. aslında bu gayet iyi bir uzunluk, dünya üzerindeki ulaşım kısıtlığından dolayı tek yönlü beslenme ve bedenen zorlu bir hayat insan boylarının daha kısa olmasının nedeni. günlük beslenmede ise ana öğün bira ve ekmek. sıklıkla sebze ve et de sofraya giriyor. özellikle bir işçi ailesi iseniz bira ve ekmek hayat demek. ama esas kötü olansa insan hayatının kısalığı 25 yaşından daha çok yaşayan birine eski mısır'da hatta eski dünya'da pek rastlanmıyordu. kraliyet ailesinde bile ortalama ömür 29 yıldı. ama buna rağmen o yıllarda bile her yerde müzik şiir ve birbirine aşık sevgililer görebilirdiniz. örneğin genç bir kız şunları yazmış,

    gece gündüz sevginle yanıp tutuşuyorum
    uzun saatler boyunca şafak çökene dek uyanığım
    bedenin yüreğimi tazeliyor
    arzum sadece sana
    sesindir bedenime can veren.

    ramses, işte bu kadar aşık bir kadınla evlendi. o nefertari. mısır tarihinde ilk defa bir firavun ve kraliçe aynı boyda tasvir edilmiştir. tabii ki, ramses'in tek karısı o değildi. 8 resmi eşi, sayısı tam olarak bilmeyecek kadar çok cariyesi vardı. hatta bin erkek ve bir o kadar da kız çocuğu olduğu söylenir. ancak bunlardan sadece 100 küsur tanesi ismen kaydedilmiştir. diğerleri anne karnında ya da henüz bebeklik çağında iken ölmüştür. harem ramses için hatta bütün mısır firavunları için çok önemli dinlenme mekânlarıydı. öyle bir dönem düşünün ki, bu zaman ki gibi kafeler, eğleneceğiniz barlar yok. ramses timsahlardan korunarak gerçekleştirdiği tekne partilerinde ve daha çok da sarayı'ndaki haremde eğlenebiliyor. ramses'in haremini başka bir yere benzetmeyin. büyülü bir dünya yüzlerce kadın tanrı kral olarak gördükleri tek bir adama odaklanmışlar ve filmlerden hayallerden bile öte bir ortam. isterseniz kızacağınız bir şey söyleyeyim. bugün ne kadar iğrenç görünse de, ramses kendi çocuklarının 6'sı ile evlenmiştir. şaşırdınız değil mi! fakat o dönemler de firavun ailesinin kanı tanrısal kabul edilirdi ve kan bozulmasın diye aile içi evlilikler yapılması gayet normal karşılanıyordu. özellikle ikinci ramses kendini diğer tanrılarla eşit derecede görecek kadar cüretkardı. halkta ona öyle bakıyordu. düşünün ki o en uzun boylu firavundu. boyu 1.73 ama o dönemin dünyası için bu çok uzun bir boy. aynı yıllarda orta asya'da 1.58, avrupa'da 1.66 ortalama erkek boyuydu ve mısırlıların ortalama ömrü 20'li yaşlarken ramses 92 yaşına kadar yaşadı şimdi kendinizi o dönemde yaşayan sıradan insanlar arasına koyun. sizce de onu tanrı olarak görmeleri için yeterli sebepler değil mi bunlar.
    ama şimdi haremdeki çılgın eğlencelere ara vermek zorunda. anadolu topraklarında dünyanın diğer büyük gücü olan hititler ve mısır arasında çetin sorunlar var. savaş kapıda. bugünkü suriye topraklarını kontrol etmek isteyen hititler ve bu kontrolü kaptırmak istemeyen mısırlılar antik çağların en büyük savaşlarından birini başlatıyor. ramses, ordunun başında bizzat savaşın içerisinde. komuta ettiği birliğin adı amon birliği. muharebenin ortasında tam savaşı kaybedeceklermiş gibi görünürken, tarihi kayıtlara geçen olaya göre ramses çılgınca bir hareketle savaş arabasını düşmanın üzerine sürüyor ve onu gören askerleri de kendisinden güç alarak aynı şekilde saldırıya geçiyorlar. ramses'in bu çılgınca hareketiyle savaş beraberlikle sonuçlanmış ve iki taraf arasında tarihin ilk yazılı antlaşması yapılmıştır. çünkü, ramses şunu söylemiştir; ‘’gerçek bir erkek gücünün sonuna kadar gider, bir kral ise daha ötesine geçer’’. yapılan anlaşmanın adı kadeş antlaşması. bu anlaşmanın bir kopyası bugün istanbul arkeoloji müzesinde sergilenmektedir ve müzenin en değerli eserlerinden biridir. savaş mısır anıtlarında tasvir edilirken ramses'in yanında aslanı olduğu görülmektedir. efsane de olsa her zaman yanında bir aslanla dolaştığı ve aslanın sadık bir köpek gibi asla ramses’in sözünden çıkmadığı anlatılır. bilemeyiz belki de gerçektir.

    ahmet ümit bir eserinde kadeş savaşı’ndan kısaca şöyle bahsetmiştir; ülkem mısırla sonsuz dostluk anlaşması yaptı. ben bekledim, kral hattuşili ve firavun ramses yedi ayrı tablete kazıktı dostluk anlaşmalarını, ben bekledim. hattuşili, kardeşim dedi ramses’e. ramses kardeşim dediği hattuşili’ye. keşke savaşmadan kardeşim deseydiniz birbirinize diye düşündüm, bekledim. yazık değil mi ölen askerlere diye düşündüm, bekledim. yazık değil mi nuvanza’ya diye ağladım, bekledim. ramses tarihteki ilk propaganda uzmanı olarak kabul edilir. çünkü o biliyordu ki ülkeler gerçeklerle değil algılarla yönetilir ve kadeş savaşının beraberlikle sonuçlanmasına rağmen mısır'daki birçok anıtta ramses'in büyük zaferi olarak anlatılmıştır. atlarının altında hititler çiğnerken ve oklarıyla düşmanı delerken tasvir etmiştir kendisini. zaten bu savaşta esir alınan askerlerin kelleleri ve cinsel organları kesilerek yer değiştirilmiştir. çünkü mısırlar ülkelerine yapılan saldırılara asla merhametle yaklaşmazlar.

    şimdi sırada insanlık tarihinin en muhteşem yapıtlarından biri var. ramses'in kendisi ve büyük aşkı nefertari için yaptırdığı tapınak, ebu simbel. ebu simbel tapınağı dünyanın en büyük ve en gizemli yerlerinden biri. girişinde devasa ramses heykelleri ve mısır tanrılarının şifrelenmiş küçük tasvirleri var. ramses kendisini tanrılardan bile daha büyük boyutta yaptırmış olmasına rağmen nefertari ile aynı boyutta tasvir ettirmiş ve bu devasa yapının içinde çok enteresan bir olay yaşanıyor. her yıl 22 şubat ve 22 ekim'de ramses'in içerideki heykellerine güneş vuruyor. arkeologlar bu tarihlerden bir tanesinin ramses'in doğum günü diğeri ise tahta çıkış günü olduğunu düşünüyorlar ve bugün bile mısır halkı tarafından kutsal kabul ediliyor. her yıl aynı günlerde ramses'in heykellerine güneşin vurdu saatlerde bölgeye gelen yerel halk çeşitli danslar ve törenlerle bu kutsal anı 3000 yıl önceki heyecanla anıyor. sonraki eşlerinden güzel iset lakaplı eşini de çok değerli buluyordu. güzel isetin ölümü de çok sıra dışı ve acıklı. hitit kralı ramses’e kendi kızını gelin olarak göndermiş ve kan bağı kurmak istemiştir. ancak hititli gelin kraliçe olacaktır ve ramses hititlerin bu isteğini reddeder. çünkü; güzel iset ile evlidir ve bu mısır dine aykırıdır. güzel iset ramses’e aşkından dolayı eğer mutlu olacaksa kendisi kraliçe olmaktan vazgeçeceğini söyler. ramses hayır der. benim ülkemin kraliçesi sensin ve seni boşamam. bu cevap iki ülke arasında gerginliğe yol açmıştır. bunun üzerine iset, ramses’e ve mısır'a duyduğu sevgi ve bağlılıktan barışın önünde engel teşkil etmek istememiş, bu evliliği onaylaması için ramses’e yalvarmış ancak ramses tekrar kabul etmeyince iset intihar etmiştir. ramses'ten gizli bir şekilde birkaç yakınının katıldığı bir törenle kendini yılana ısıtarak hayatına son vermiştir. mısır kraliçeleri gelinliğe göre bu şekilde intihar ederlerdi. ramses hükümdarlığı boyunca birçok zafer kazandı. güneyde ki namibyalı kabilelerin isyanını bastırdı ve nereden geldiği kim oldukları hala kesin olarak bilinmeyen ve deniz insanları olarak anılan tıpkı vikingler gibi yağma yapıp kaçan işgalcileri akdeniz'de yenerek ülke güvenliğini sağladı. binlerce çöl eşkıyasını yakalatarak nil’in aç timsahların yem etti. mısır onun döneminde yasadışılığın çok az yaşandığı bir süreçteydi ve ülkenin eski hukukunda devam ettirdi.
    antik mısır medeniyeti hukuk alanında çok ileri seviyedeydi insanlar işverenleri patronlarını bile mahkemeye verebiliyordu. birçok mahkeme kaydı günümüzde ulaştığı için detaylı olarak biliyoruz. örneğin; evli bir erkekle ilişkiye giren kadın cezası ya da karısını aldatan erkeğin cezası bunun kesilmeseydi. burun kesmek o kadar yaygın bir cezaydı ki, mısır'da bunu kesilenlerin kurulduğu bir köy bile vardı. bir insanın kendi anne yada babası öldürmesinin cezası canlı canlı yakılmaktı. eski mısır'da insanlar merhametsiz oldukları için de idam edilebilirdi. eğer saldırıya uğrayan ve öldürülmek üzere olan birine yardım etmezseniz sizin sonunuzda o kişinin ki gibi oluyordu. aynı zamanda sünnet geleneğinin eski mısırlılara dayandığını biliyoruz. mısırların çok önem verdiği gelenek önce yahudilere sonra da müslümanlara geçmiştir. ramses'in toplu sünnet törenleri düzenlediği biliniyor. hatta bir keresinde 120 çocuk günler süren kutlamalarla toplu şekilde sünnet edilmiştir. sünnetin öneminden dolayı mastürbasyonda kutsal kabul edilecek seviyedeydi. mısır firavunları gelenek olarak bazı dönemlerde spermlerini seremoniler eşliğinde nil nehrine boşaltır ve nil’in bereketinin artacağına inanılırdı. ramses'in tahta kaldığı 66 yıl boyunca nil en güvenli ve en bereketli dönemini yaşamıştır. acaba neden ? eski bir mısır inancına göre dünya aslında bir mastürbasyon eylemiyle meydana gelmişti. bu durumda bahsedilen inancın temellerinden biridir.

    ramses cüretkâr bir firavundu. mısır'ın başkentini değiştirecek kadar cüretkardı. başkent değiştirmek derken yanlış anlaşılmasın yeniden bir şehir inşa etmiş ve orayı başkent yapmıştır. pi ramses olarak bilinen bu şehrin nasıl yok olduğu, neden yok olduğu hala tam olarak bilinmiyor. ikinci ramses döneminin mısır'ın her açıdan zirvesini teşkil etmesinin önemli sebeplerinden biri ramses'in eğitime verdiği önemdi. kraliyet çocuklarının ileride devleti yönetmeyi öğrenmeleri için her türlü dünyevi bilgiyi hakim olmalarını sağlayan bir kraliyet okulunu kurmuştu ve bu okula ülkedeki zeki çocuklarda seçiliyor, seçilen çocuklar bizzat firavun ramses'in mahiyetine kabul ediliyordu.
    ramses bütün mısırı baştan sona yeniledi. birçok yeni şehir inşa etti. eskilerini ise güzel cennet bahçelerine çevirdi. o sadece savaşçı bir firavun değildi romantik bir aşık bir şair ve akıl almaz derecede gizemli bir adamdı. yüzünü görmek bile kolay değildi. mısır firavunlarının bazıları yüzlerini kapatan tebet isimli bir maske takarlar. bazı zamanlarda ramses’de bunu takardı. efsaneye göre yüzünü görenler günlerce kendine gelemezmiş. bu gizemli hikayeler o kadar büyüdü ki, müslüman ve yahudi din adamları tevrat ve kur'an'da anlatılan kızıldeniz'de bulmuş olan firavun'un ikinci ramses olduğunu düşündüler. uzun yıllar boyunca british museumda ki cesedin firavun ikinci ramses olduğuna inanıldı ama değildi. daha sonra başka bir ramses olduğu söylendi, söylendikçe ramseslerin mezarı bulunduğu iddiada ki isim değiştikçe değişti. ancak; o tüm dedikodulardan öte bir şekilde öldü. ramses hükümdarlığının 2 yılında milyonlarca yılın tapınağı ramesseum’un temel atma töreni sırasında diktiği akasya ağacının altında dostu başkâtibi ve sandalet taşıyıcısı ameninin yanında huzur içinde ölmüştür. o andan itibaren kralın dostu ameni, kendini hayatının sonuna kadar ramses'in hayatını yazmaya adamıştır.
    bu dünyadan büyük bir firavun geçti. fakat; hikayesi ölümüyle son bulmadı. bölümünden 3200 yıl sonra bile o törenlerle karşılandı. nasıl mı? okuyun ve görün. mumyalandıktan 3200 yıl sonra mumyanın bakterilerle kaplandığı ve çürümeye başladığı fark edilmiş mumyayı kurtarabilecek kurumun fransa'da olması nedeniyle, fransa’ya götürülmesine karar verilmiştir. ancak ortada önemli bir sorun vardır. fransız yasalarına göre, ölü ya da diri fransa'ya giren her insanın pasaportu olması gerekliliği. tabii ki ramses'in pasaportu yok. neyse ki mısır hükümeti özel kararla büyük ramses pasaport hazırladı. pasaportun meslek kısmınaysa, kral yazmışlardır. olayın ilginçliği burada da bitmedi. fransız yasaları gereği fransa'yı ziyaret eden seçkinler ve krallar özel askeri bando ve törenle karşılanırdı. bu gelenek ikinci ramses’e duyulan hayranlık ve saygıdan dolayı bozulmadığı gibi ramses'in mumyası da havaalanında askeri bando ve saygı duruşuyla karşılandı. böylece ikinci ramses ölümünden 3200 yıl sonra paris'e törenle giriş yaptı. size bu efsanevi firavun için yazılmış eski biri mısır şiirini yazmak istiyorum…

    şimdi piramitlerde dinlenen o tanrılar
    soylu ve kutsanmış ölüler gibi her şeyden önce var oldular
    kutsal barınakları inşa edenler ve o saraylar
    tıpkı bir daha olmayacak olan o krallar gibiler
    dönen kimse yok bize onların sağlıklarından söz edecek
    bize onların ihtişamlarını anlatacak ve güvenimizi tazeleyecek
    onların gittiği yere erişene de haber veren kimse yok…
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap