aynı isimde "ilgi manyağı" başlığı da var
1 entry daha
  • 8 ekim'de filmekimi kapsamında atlas sinemasında izleme şansım oldu.

    norveçli yönetmen kristoffer borgli harika bir iş ortaya koymuş. film ekimi programını inceledikten sonra filmin verdens verste menneske (the worst person in the world) ile sıkça karşılaştırıldığını gördüm. benzerlikleri olmakla beraber syk pike (sick of myself) bence çok daha başarılı. bu arada trier'in gözde oyuncusu anders danielsen lie namı diğer dünyanın en kötü insanının aksel'ini kısa ama fazlasıyla eğlenceli bir sekansta görüyoruz. verdens verste menneske değerlendirmem

    --- spoiler ---

    neyse filmimize dönelim filmin odak noktasında olan iki karakterimiz dünyanın en kötü çifti unvanını hakedecek kişiliklere sahipler. signe karakteri ile kristine kujath thorp bize muazzam bir narsist portresi çiziyor bununla beraber thomas rolünde eirik sæther takıntılara hapsolmuş ve yer yer obsesif davranışlarını çevresine yansıtan bir erkek arkadaşı portresi çiziyor. ikilinin diyalogları inanılmaz gerçekten birbirleri hakkında söylemleri ve çevrelerine yaklaşımları zaten ayrı bir absürtlük.

    signe bir kafede garsonluk yapmaktadır thomas ise sanat dünyasında ismini duyurmaya başlayan bir sanatçı. thomasın yükselişi haliyle arkadaş çevrelerinin ilgisini thomas'a yöneltmesi sonucunu doğurur tabi signe narsist kişiliğinden dolayı bu durumu kabullenemez ve çeşitli dikkat çekme yöntemlerine başvurur. fıstık alerjisi ve köpek saldırısına uğrayan kadına müdahalesi sonrası olayı anlatma tarzı önemli örnekler. tabi asıl patlama yapan nokta signe'nin internet üzerinde gördüğü ve ciddi cilt hastalıklarına neden olan rus menşeli legal olmayan bir ilacı bilinçli olarak kullanmasıyla başlar. ilacı kullanma sebebi tüm ilgiyi ve potansiyel thomasın yükselişinin kendisini gölgelemesini engellemektir. aslına bakılırsa başarılı olur ancak kalıcı hasarlar inanılmazdır gerçi signe'nin bu umrunda değildir toplum ve çevresi tarafından ilgi görmesi fazlasıyla yeterlidir onun için. signenin bu narsist davranışları bir yana thomasın olauın başlangıcında signe'ye ve yaşananlara yaklaşımı ayrı bir absürdlük barındırıyor tabi.

    filmin bir diğer güzel tarafı signe'nin zihninde yarattığı alternatif hikayeler. bu hikayeler hem filmi daha katmanlı hale getiriyor hem mizahi açıdan artı sağlıyor. tabi bu hikayelerin ortak noktasının hepsinin narsist kişiliğinin tatmini olması şaşırtıcı olmamalı. ayrıca filmde signe ile thomasın seviştikleri bir sahne var ki bence sinema tarihinin en absürt ve başarılı sevişme sahnesi olabilir. kahkahalar eşliğinde izliyorsunuz.

    nihayetinde signe durumu her geçen gün kötüleşmesine rağmen kariyer ve görmek istediği ilgi bakımından durdurulamaz bir yükseliştedir. ilgi görmek için yalanlar üzerine kurduğu bir süreç sağlık noktasında çok ciddi zararlar vererek ilerleyişini sürdürürken signe'nin mankenlik yaptığını görüyoruz. beden olumluma ve farklılıklarla barışma kabullenme muhabbeti üzerinden hareket eden bir ajans vasıtasıyla tanınan bir siması popülerleşmeye başlıyor signe ablamızın.

    bununla beraber rus ilaçlarını kullanımı sonrası ilk hastaneye yattıktan sonra ve taburcu edildikten sonra kendisi ile zoraki bir röportaj yaptırması ve röportajın yayınlanması sonrası internet sitesinde alt sıralara düşmesi sonrası verdiği tepkiler tipik narsist kişilik dışavurumları olarak karşımıza çıkıyor.
    --- spoiler ---

    film hem bu kişilik sorunlarını işlerken buna mizahi bir yan katmakla kalmıyor serpiştirilen absürtlükler ile filmden kopulmasını engelliyor.

    mümkünse sinemada izleyiniz efenim. 9/10
181 entry daha
hesabın var mı? giriş yap