7 entry daha
  • eski türklerde tanrılara ve ruhlara armağan ve kurban olarak sunulan/ serbest bırakılan hayvanlara iduk (yakutçada ıtık, altaycada lyık) denirdi. bu hayvanlar kutsal kabul edilir ve asla dokunulmazdı.

    divanü lugati't-türk’te “kutlu ve mübarek olan, aslında sahibinin yaptığı bir adak için saklanarak yünü kırkılmayan, sütü sağılmayan, yük vurulmayarak başıboş bırakılan, salıverilen her hayvana bu ad verilir.” (1. cilt, s.65) diye tarif edilen idukların tanrı tarafından gönderilmiş olduğuna inanılırdı.

    göktürk yazıtları’ndaysa kelimenin kutlu/kutsal anlamında kullanıldığını görüyoruz:
    “üze türk tenrisi, türk ıduk yiri subı ança itmiş/
    üstte türk tanrısı, türk için yeri suyu kutlu kılmış”
    (kültigin yazıtı, doğu yüzü)

    tann adına verilen kurban merasimleri de yazın başlangıcında idik dağı’nın başında, idik bay denilen kayın ağacının yanında yapılırdı. kurbanlığın pişirildiği ateşin adı bile idikti.
    (tanrı'nın iduk vasfiyla anılmasına da ilk olarak hoytu tamir yazıtlarında rastlanır.)

    (bkz: türk mitolojisinde kurban kültü/@ay hatun)
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap