9 entry daha
  • ilk kez bir porno cd izlediğimde orta 2'deydim. private diye bir şey yazıyordu üstünde. sarı fonda etikete sahip bir cd'ydi. en kalın kitaplar arasında okula götürüp getiriyordum. niyeyse artık.
    neyse, benim bu filmi izlemem uzun yıllar sürdü. yani 5. dakikayı geçemediğimden sebep. doğal olarak hep aynı sahneler, daha doğrusu sahne aklımda kalıyordu. bir gün canıma tak etti. dedim ben filmi sonuna kadar izleyeceğim. bu arada peşin söyleyeyim, ilk postadan sonra neden rahat rahat izlemediğimi, çünkü az önce beni nirvanaya ulaştıran görüntüler bu kez midemi bulandırıyordu. nasıl bir şeyse artık, gençlik işte.
    ve yıllar sonra o gün geldi, ben bu filmi izledim sonuna dek. meğersem 3 ayrı bölümden oluşuyormuş. beni en derinden etkileyen de 3. bölüm olmuştu zaten. 2 elektrikçi bir eve gidiyor. elektrikçiden biri zenci, hayvan gibi, net bir adam, diğeri sarışın, uzun saçlı ilginç ve karizma bir yüze sahip. neyse mevzu hemen başladı zaten.
    zenciyi görünce hayattan soğudum, doğrudur. ama asıl şoku 3 gün sonra yaşadım.

    tarih 17 mayıs 2000. galatasaray, uefa finali'nde arsenal karşısında. bizimkiler sahaya çıkıyor. aman allahım kıyametler kopuyor, coşuyoruz falan. seremoni başlıyor. kamera oyuncuları tek tek gösteriyor. böyle soldan sağa doğru.
    seaman'ı görüyorum, keown var, adams'ı geçiyoruz. ve ekran bir anda donuyor. önce patrick vieira çıkıyor, hemen yanında emmanuel petit. gördüklerime inanamıyorum. içimi bir korku kaplıyor ki, donuyorum. hayal gördüğümü sanıyorum, çırpındıkça batıyorum. özellikle de bergkamp'ın yüzünde, o iki elektrikçinin dünyayı dar ettiği kadının silüetini görünce, elim ayağım boşalıyor. hayatımın en tuhaf tecrübelerinden birini yaşıyorum.

    ha, maçın sonunda elektrikçilerin rol icabı şişirildiğini anlıyoruz o ayrı. sonra popescu'yu falan görüyorum zaten..
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap