6 entry daha
  • işte karşı karşıyasın.haydi bakalım.söyle söyleyeceğini.de diyeceğini.dinler de.tatlı tatlı dinler de.sevgiden söz aç.ne çıkar; o seni anlarsa değil, sen onu anlarsan bir şeyler olacak"
    ...

    1954 yılında varlık yayınlarından çıkan "alemdağ'da var bir yılan" sait faik'in öykücülüğünde ayrı bir yerde duran ve sanatçının vefatından önce yayımlanan son kitabı. sait faik'in yakın arkadaşı ve doktoru, ece ayhan'a göre sait faik'i lautremontla tanıştıran kişi, fikret ürgüp, seçkinin ilk üç öyküsünü beyaz perdeye aktarmak istediklerini söylüyor.ürgüp, kitabın mütemadiyen okuduğum ve nerdeyse ezbere bildiğim son öyküsü "yılan uykusu" nu ilk kez dinlediği günü şöyle anlatıyor:
    " o gün huzursuz bir hali vardı.şundan bundan konuştuk.sonra dayanamadı, zaten ben de bekliyordum.yan cebinden sarı defterini çıkardı, gözlüklerini taktı ve heyecanını zapt ederek okudu."sobalı odaya kar yağıyor, pencereden çıplak dallı bir ağaç, bir bulut ve bir kuş giriyor. adamın elleri ceplerinde buz tutuyor. korkunç yalnızlık. bir sıcak varlığı sevmek, ancak sevgi etrafında kendi yaşadığını hissedebilmek. öteki odaya birisi, bir insan geliyor, buzlar eriyor. o insanı elden kaçırmamak lazım. yatağın içine, yorganın altına saklamak, ne olursa olsun muhafaza etmek, babasından, düşmanlarından, herkesten saklamak. bir tek mevcudiyet, bütün dünya ondan ibaret, hayatın damarlarda sıcak dolanışı ancak o suretle mümkün. yoksa eller, kalp, ruh, hepsi buz oluyor, donuyor. kendi yaşadığını ancak sevgi ile hissedebilmek. yoksa yabancı, cansız mı canlı mı belli değil. herhangi bir mevcutluk içinde. ' kuş onun kafasından benim kafama, benim kafamdan onun kafasına konup duruyordu. sabaha kadar kuşun kanat seslerini, onun mışıl mışıl uykusunu duydum.' korkunç bir yalnızlık, huzursuzluk, barışsızlık içinde sadece sevgi onu ayakta tutuyor."
hesabın var mı? giriş yap