7 entry daha
  • hakkında yazması bile zor olan fobi. bıktım, bezdim, yıldım. o kadar yıldım ki kendime yılan diyesim var.*

    insan gündüz bir şekilde aşıyor bu durumu. mesela oldum olası açılış yapan mekanlardan uzak dururum. bangır bangır müzik ve gereksiz balon yığınları benim için muhteşem bir uyarı sistemidir. "bu tantananın bir köşesinde kesin anlamsız bir neşeyle dans eden palyaço vardır. uzayayım." düşüncesi otomatik pilottadır. abartı gürültü ve renk varsa ortaya çıkar, hayatımı kolaylaştırır.

    ama gecenin çaresi yok maalesef. kaç zamandır deliksiz uyku uyumadım. kısa sürelerle uyuyor ve acayip acayip rüyalar görüyorum. rüyalarımdan taze bir örnek paylaşayım.

    - karanlık bir yerdeyim. duvarlar ve zemin var ancak çok net değil. zemin simsiyah, genelin aksine oldukça parlak. zemini net şekilde seçebiliyorken duvarlar için aynı şeyi yapamıyorum. bu yüzden bazen çok sıkışık, bazen uçsuz bucaksız bir genişlikte hissediyorum kendimi. çoğunlukla dar ve karanlık bir koridorda yürüdüğümü hissediyorum. çok yavaşlarsam veya koşmaya başlarsam zemin beni içine çekmeye başlıyor. bataklık gibi değil de gergin ve sert yüzeyin esnemesi gibi bir durum bu. şişmiş bir balona parmağınızla bastırdığınızda oluşan görüntüye benziyor. o nedenle hep sabit bir hızda yürüyorum. biraz sonra duvarlardan birilerinin bana dokunduğunu hissediyorum. ne olduğunu seçemiyorum. bu arada bilincim açık, rüyada olduğumun farkındayım. kendimi uyandırmaya çalışıyorum, "hepsi bitecek, rüyada saçma şeylerin olması normal." gibi şeyler söylüyorum. arada duvarlarda loş bir aydınlık oluyor. sırayla dizilmiş porselen oyuncak bebekler görüyorum. korkunç gülümsemeleri var. bana dokunan onlar. kahkaha falan atıyorlar. içim sıkılıyor, onlardan hoşlanmıyorum ve yürümeye devam ediyorum. önüm aydınlanmaya başlıyor. palyaço, bir sandalyede oturmuş sırıtarak beni bekliyor. yavaşlıyorum, zemin beni almaya başlıyor. kenardaki bebekler saçlarıma ve yüzüme dokunuyor, bazıları kollarımı çiziyor. bu cendereden çıkmanın tek yolu palyaçoya yürümek. sonra aklıma palyaçoya ulaştığımda rüyanın biteceği fikri geliyor. sakince yürümeye başlıyorum. ama bu sefer bebekler bana dokunmaya devam ediyor ve sanki bir yürüyüş bandında yürür gibi oluyorum. hareket var, ilerleme yok. olduğum yerde yürüyorum ve palyaço bana bakıp tiksindirici bir şekilde gülümsüyor.

    korkumu ne tetikledi, bunu nasıl aşabilirim bilmiyorum. birkaç kişiyle konuştum, stres kaynaklı olabileceğini söylediler. mantıklı geliyor ama yorgunluğum tarifsiz. süreç o kadar uzadı ki artık bu uykusuzluk hali algılama sorunları yaşamama neden oluyor. sorduğum soruyu 2-3 dakika sonra tekrar sorar ya da insanların anlattıklarını çok çabuk unutur oldum. şu entry'i bile yazmak 2 saatimi aldı. düzgünce cümle kuramaz hale geldim resmen. rahatça uyuyabilmeyi, rüya görmemeyi ve dinlenmiş şekilde uyanmayı o kadar isterdim ki...

    palyaço fikri neden bu kadar tuttu ve hemen hemen her kültüre yayıldı asla anlayamayacağım.
hesabın var mı? giriş yap