3 entry daha
  • ‘’çalışmaya başlamak, hayata başlamaktır’’ der bazı densizler. densizliklerine verin demek isterdim. olmaz olsun böyle hayat.

    üniversitenin ikinci yılındayım. dersler iyi gidiyor. hocalardan biri sevmiş beni, ‘’gel benim ofiste takıl, önce staj diyelim’’ diyor. allah harika bir teklif. daha önceki tek iş deneyimim bir arkadaşımın restoranında öğle servisinde garsonluk yapmaktı. okuldaki birkaç kızla, öğlen bir saat gidip gülümsüyorduk ve bize baya baya para veriyorlardı. (bu arada işini iyi yapan garsona bahşiş vermeyen dombilidir.) ama annemlerden gizledim bu garsonluk deneyimini. sonuçta hayallerindeki iş değildi. ama bazen düşünüyorum da sanırım o işte daha çok para var. neyse, bu başka başlığın konusu.

    ben staj için anlaştım. on gün tatil yapıp temmuz başında staja başlayacağım. tam o sırada, bir arkadaşım yaz döneminde hafta sonu bir mobilya atölyesinde çalışmak isteyip istemediğimi sordu. hem malzeme tanıyacaktım, hem kendi tasarladığım ecik bücük şeyleri imal edebilecektim. bir de üstüne para kazanacaktım. ne kadar şanslıydım allahım, aynı anda hem stajım aradan çıkacak hem deneyim ve para kazanacaktım.

    hemen hesapladım. stajı haftada dört gün yapsam, üç gün de işe gitsem herkes mutlu olacaktı. tabi unuttuğum tek şey, her insanın asgari ihtiyacı olan tatil günü. ‘’aman ne olacak’’ dedim, iki üç ay da tatilsiz yaşayayım. ‘’bir sürü param olacak sonra yurtdışına giderim ben o parayla’’ diye teselli ettim kendimi.
    burada kendime not: nahhhhhh

    geldi temmuz başı, gittim moda’daki kendi küçük ama yaptığı işler büyük ofise. staja giden öğrenciye en fazla angarya işler verilir, arada çay kahve yaptırıl diye bildiğim için rahatım.
    yeniden kendime notu hatırlıyoruz: nahhhhh

    daha gelir gelmez, benim için önceden hazırlanmış masama oturdum. önümde nuh nebiden kalma bir bilgisayar ve yapmam gereken iş listesi. ilk gün işten çıktığım saat akşam on. tenimde hala yeni geldiğim tatilin tuzu, aklımda akşam arkadaşlarla içeceğimiz bira. ama gel gör ki ayaklarım beni doğru evime götürüyor. geberiyorum. ilk dört gün aynen böyle geçti.

    cuma günü iş olarak yapacağım ve aynı zamanda malzeme tanıyacağım ve elbette ki para da kazanacağım atölyeye gittim. stajdan da beter, adamlar para veriyor, canımı çıkarmadan bırakırlar mı? pazar günü akşamı eve geldiğimde bir haftada beş kilo vermiştim. ağlamak istiyordum. haliyle annemi aradım. şen şakrak bir sesle açtı, açar tabi, kadın yazlıkta.

    -alo, kuzucum mu ararmış beni, benim kızım iş kadını mı olmuş, aman da aman, nasılsın bi tanem.
    -anne allah senin belanı vermesin. senin gibi anne olur mu?
    -aaa hayırdır inşallah, ne yaptım ben sana be?
    -‘’yok her kadın ekonomik özgürlüğünü kazanmalı, erkeklere bağımlı olmamalı, tek amacı zengin erkek arayan kızların hayatı çok acıklı geçer.’’ bok acıklı geçer. gel de halimi gör. kurudum ben burada, kurudum. zengin koca bul bana.
    -ahhaa, yaaa işte kızım hayat böyle. bıdı bıdı bıdı
    -anne, gözünü seveyim yine baş öğretmenlik yapma bana. acı çekiyorum ben burada anlamıyor musun?
    -e kızım işi bırak.
    -olmaz, çok şey öğreniyorum. hem para veriyorlar.
    -e stajı bırak.
    -ha oldu, böyle ofis bulmuşum bırakılır mı be.
    -e bok ye kızım o zaman.
    -anne geçer mi bu? alışır mıyım dersin?
    -alışırsın kuzum. hem bak ne güzel hayatı öğreniyorsun.
    -hayat bu mu yani? ben böyle hayatın taaa
    -şiştt küfür etme, terbiyesiz.
    -peki, sen bana biraz para yollasana, kirayı vermem lazım
    -aa, hem işi var hem para istiyor, kazandığın parayla öde kızım.
    -neyyy, nasıl ya, kardeşim ben hala öğrenciyim. bana bakmak zorundasın. ne öyle saldım çayıra mevlam kayıra.
    -tamam çok uzattın, okeye dönüyorum zaten, kafamı karıştırma. maaşını alınca öde. beni böyle şeylerle rahatsız etme.
    -lan lan lan.
    -dıt dıt dıt dıt

    işte benim çalışmaya başlama hikayem. üçüncü haftadan sonra alıştım. arada benim gibi yazın istanbul’da kalmış birini buldum bu arada bir de sevgilim oldu. üç aylık dönem kendi evim, manitanın evi, staj ofisim ve atölye arasında geçti. beş kuruş biriktiremedim. ama öğrendim, eğlendim. yine de okulun başladığına bu kadar sevindiğim bir dönem olmamıştı.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap