4 entry daha
  • bir gün gerçekleştirilmesi kararlaştırılırsa, yarım yamalak yapılmaması gereken reformdur, aksi takdirde varolandan daha çok acı getirir. önce ülkenin her metrekare toprağının özelliği (orman mı, tarım toprağı mı, tarım toprağıysa hangi ürün yetişir, konut alanı mı, maden var mı, varsa en yakın ilgili fabrika nereye kurulabilir, sit alanı mı, milli park mı olur, stratejik nokta mı, nükleer santral kurulabilir mi, yoksa rüzgar enerjisi kullanmaya mı elverişli gibi yüzlerce ayrıntı) ayrıntılı bir şekilde ortaya koyulmalıdır (kafadan beş yıl), sonra bu özelliklere ve beşeri coğrafyaya (o yörenin insanlarının kültürü nedir, hangi işlerde ustalar ve hangi işlere yönlendirilebilirler, yoksa göç etmeleri mi teşvik edilmeli, ya da insan varlığının gerektiği yerler boşsa oraya insanların gelmesi özendirilmeli, hala köylüler mi yarı köylüler mi yoksa şehirleşmişler mi vs) göre ekonomik planı temelden yönlendirecek (5 yıl da buna ver) ve toprak ağalığına son verecek düzenlemelere girişilmeli (bunun çeşitli yöntemleri olabilir).
    toprak reformu dediğimizde sadece toprak ağalığının sona erdirilmesi gerekliliğini anlamamalıyız, bu sadece başlangıç olmalı. herkesin konut edinebilmesine olanak sağlayan bir konut sistemi (1 yıl), turizm (2 yıl), erozyonun önlenmesi, tarım sisteminin değiştirilmesi (tarımsal üretim planlaması başta olmak üzere) (3-4 yıl), hayvancılığın yeniden güçlendirilmesi (2 yıl), üniversitelerde türkiye ekolojik yapısına ilişkin çalışmalara kaynak aktarılması, enerji-su ve değerli madenlerin potansiyellerinin kesin bir şekilde belirlenmesi (4-5 yıl) ve tüm bu yapılanların ekonomik ve sosyal planların çerçevesini çizecek ve önümüzü görmemize imkan verecek şekilde toplumsal yönetim sistemimize bağlanması (2-3 yıl) gerekiyor. kısacası şimdi başlasak en erken 12-13 yılda tamamlayabiliriz, oysa elimizde başlama fikri bile yok.
    (bkz: saldım çayıra mevlam kayıra)
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap