2 entry daha
  • bu yazıyı * yazmamın üzerinden az bir zaman geçmesine rağmen her şey çok değişti. gerçi türkiye gündemindeki bu hareketliliğe artık alışmış olduğumuzdan pek şaşırmamız söz konusu değil.

    ben yazıyı yazdığımda inatla paris anlaşması konusunda kararsızlığımızı sürdürürken bir anda köprüden önce son çıkışa gelindiğinde, cop26 öncesi anlaşmayı imzalayan son g20 ülkesi olarak cop26 katılımcısı olduğumuzu belirttik. bunun arkasında yatan nedenin gerçekten iklim değişikliğini önemsemek mi olduğunu düşünecek olursak bu adımın süreçle pek alakası olmadığını hepimiz müjde yeşil iklim fonu'ndan 3.2 milyar dolar geliyor haberleri ile görmüş olduk. lakin bir sıkıntı vardı ki bu fondan yararlanmak için gelişmiş ülke statüsünden yani ek-1'den çıkartılmamız gerekmekteydi. zaten son zamanlarda bunun için müzakereler yapılmaya çalışılmaktaydı.

    şimdi ise bu müjdeden cayıldığı görülmektedir. en başında paris anlaşması'ndaki kararsızlık zaten bu yeşil iklim fonu'ndan yararlanma konusundaki belirsizliklerin sonucuydu. biz gelişmekte olan ülke miydik yoksa gelişmiş ülke miydik? acaba hangi kısımda kalsak bizim işimize daha çok yarardı diye senelerce düşünüldü.

    gelinen son noktada, verilen karara göre inatla "gelişmiş ülke" sınıfından çıkmak için gerçekleştirdiğimiz tüm çabalardan vazgeçtiğimizi cop26 öncesi belirtmiş olduk. demek ki artık fona ihtiyacımız kaldığını düşünmüyorlar. *

    bir de cop26'ya son anda katılmaktan vazgeçmemiz var tabi.

    “cumhurbaşkanı’nın zirveye katılmadan dönmesinin temelinde protokol ve güvenlikle ile ilgili türkiye’nin taleplerinin ingiltere tarafından tam olarak karşılanmaması var. güvenlik için istenen araç sayısı ve güvenlikle ilgili diğer bazı taleplerimizin tam olarak karşılanmaması nedeniyle sayın cumhurbaşkanı böyle bir karar aldı. bizim açımızdan da önemli olan böyle bir zirveye katılmayı çok önemsiyorduk ama bunun yapılması gerekti.”

    belki g20'de biden ile yapılan görüşmeler, yeşil iklim fonu'ndan yararlanma durumumuzu çok önemli kılmamış, uğraşmaya değmez denmiştir.

    gelelim cop26'da neler oluyor. aslında olaylı başladı görüşmeler. ingiltere'nin covid-19 kapsamındaki hassasiyetinin getirdiği bir takım sıkıntılar sonucunda “cop26 en ‘beyaz’ ve ayrıcalıklı zirve olarak anılacak” manşetleri gündeme geldi.

    zirveye yaklaşık 25 bin katılımcı olacağı belirtilmiştir. özellikle paris anlaşması’nın ana hedefi olan ortalama sıcaklığın 1.5 derecede tutulması için ülkelerin kendi koydukları hedefleri beyan edecekleri ve bu hedeflerin gözden geçirileceği bir zirve olması temel hedeflerdendir.

    zirve iki bölümden oluşmaktadır. blue zone, devlet başkanlarının iklim değişikliği müzakerelerini gerçekleştirdiği, ulusal katkı beyanı ve paris anlaşması'nın bundan sonra nasıl uygulanacağı hususlarının netleşeceği yer olarak tanımlanmaktadır. yine devlet başkanlarının görüşmelerine paralel zirve delegasyonları; iklim finansmanı, ulaşım, enerji gibi kritik konuları görüşeceklerdir. green zone ise halka açık alandır. burada toplantılar, sergiler, çalıştaylar gerçekleştirilecektir.

    zirvenin konulara bölünmüş programı:

    1-2 kasım : dünya liderleri zirvesi
    3 kasım : finans
    4 kasım: enerji
    5 kasım: gençlerin ve halkın bilinçlendirilmesi
    6 -7 kasım : doğa ve arazi kullanımı
    8 kasım : adaptasyon, kayıp ve hasar
    9 kasım : cinsiyet, bilim ve inovasyon
    10 kasım : ulaşım
    11 kasım : şehirler, bölgeler ve şehir planlama

    görüşmeleri canlı olarak buradan takip edebilirsiniz.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap