1 entry daha
  • << şimdi öncüllere, mantık yürütmelerine ve çıkarımlara (!) şöyle geniş bir perspektiften bakalım:
    ” 1. evrenin başlangıcı vardır.
    2. başlangıcı olan her şeyin bir nedeni vardır.
    3. evrenin bir nedeni vardır. (1 ve 2)
    4. eğer evrenin bir nedeni varsa bu neden allah’tır.
    5. allah vardır. ”
    buraya kadar bile “her şey yolundadır”, diyemeyeceğim, tüm adımlarda zorlamalar bulunmaktadır. şöyle ki:
    1. evrenin (şuanki bilinen evrenin) bir başlangıcı olduğunu kabul edelim; ki bundan daha önce başka evrenler olup olmadığı, var ise bu evrenlerin aynen şimdiki evren gibi olup olmadıkları konusunda bize hiçbir şey söylenmemektedir.
    2. başlangıcı olan her şeyin bir nedeni olduğu görüşüne kısmen katılsam da, felsefe tarihinde (örneğin hume gibi) nedensellik kavramının kendisinin sorunlu olduğunu düşünen felsefecilerin de olduğunu belirtelim…
    ama sorun burada bitmiyor: bu evrenin başlangıcını, varolan “tek başlangıç” olarak kabul etmemizi gerektiren bir neden yoktur! ayrıca yukarıda, her şey konusunda değindiğimiz gibi, tanrıyı “şey” olarak kabul edip etmemek sorunludur. eğer tanrı bir “şey” ise, onun da nedeni olması gerektiğini düşünmek zorunda kalırız, bu düşünme şekline göre.
    3. evren bir şey ise, evet bir nedeni vardır. (olabilir) bu öncüller içinde herhalde en az sorunlu olan budur.
    4. eğer evrenin nedeni var ise, bu nedenin “allah” olduğu, önermesi tamamen dayanaksız, keyfi ve de ilk öncüller ile alakası olmayan bir önermedir. şöyle ki:
    “allah” kavramının özel bir kavram olup islamiyet yazınına ait olduğunu, yukarıda belirtmiştik. insan sorar, “neden allah da; zeus değil, şeytan değil, isa değil, enki değil, yehova değil vb…” diye! ilk öncüllerden nasıl olup da “allah” denilen özel bir tanrının varlığına ulaşıldı? evrenin bir başlangıcının ve nedeninin olması, nasıl olup da bu sonucu doğurdu, ilginç?!
    burada, tümevarımsal bir çıkarıma ulaşılmış gibi görünüyor ancak biliyoruz ki; tümevarımsal çıkarım yöntemi daha çok bilimsel çalışmalarda kullanılır ve de, deney ve gözlemlerle doğrulanan verilerle, çıkarım olasılık olarak desteklenmeye çalışılır. oysa burada hiçbir deney ve gözleme, yanlışlanabilirlik testine tabii olacak veri sözkonusu değildir!
    5. “allah vardır” çıkarımına ulaşılmış nihayet. oysa bu çıkarımı doğrudan destekleyecek tek öncül, 4. öncül olup, 4. öncülün ise en sorunlu öncül olduğunu söyleyebiliriz.
    halbuki, bir inanan doğrudan “allah vardır ve inanıyorum” dese, en azından kendi inanç dünyasında böyle kabul ettiğini düşünerek o kişiyi anlamak daha kolay olurdu!
    şimdi son bir test daha:
    dikkat ederseniz başlangıç öncülümüz “evrenin başlangıcı vardır” idi, sonuca bakarsak, “allah vardır.” aradaki bir sürü “aşamaları” bir yana bırakırsak, nasıl olup da evrenin başlangıcı olmasından “allah” ı elde ettik, ilginç!

    “hassas” ayarcılara birkaç “hassas” (!) soru:
    ~~~ bu kadar “hassas” ayarlar yapan bir tanrı, kendini gizlemede ve insanları (yarattıklarını) yanılgılara, yanlışlara sevketmede (ya da testte) de, bu kadar “hassas” mıdır? eğer öyle ise; bundaki muradı (etik psikolojisi ya da durumu) nedir?
    ~~~ bu kadar “hassas” ayarlar yapan bir tanrı, tüm kaderi (ki onu bildiği de savunulmakta) kurgulamada da, bu kadar “hassas” mıdır? eğer öyle ise; sözde verilmiş cüz-i ( özgür) irade, yapılan sınavın nesnelliği, tarafsızlığı ve adaleti, cennet ve cehennem kurguları güme gitmez mi? >>

    alıntı kaynağı için:

    https://felsefielestiriler.wordpress.com/…stiriler/

    dahası için:
    (bkz: tanrının varlığı kanıtlanabilir mi sorunsalı/@andrew)
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap