7 entry daha
  • kadının, sanatın ve gazeteciliğin en çok saldırıya uğradığı, en çok yara aldığı ülkelerden birisinde, oldukça zor bir işi; sanat gazeteciliğini hakkını vererek yapan bir kadın ayşen güven.

    hayat tv günlerinde yaptığı arka bahçe'nin masasından topluma dair bir sözü olan onlarca yüzlerce sanatçı geçti. ana akımın yok saydığı müzisyenler, tiyatrocular, edebiyatçılar, halk sanatçıları, sanat toplulukları sözünü hayat tv ekranında ayşen güven'in mikrofonunda buldu. o mikrofona konuşma şansı bulmuştum yıllar önce, oradan biliyorum kıymetini.

    "sesini boğmak isteyenlerin ülkesinde" nice muhalif sanatçıya ses oldu arka bahçe sahnesi. ayşen güven'i bazen bir tiyatro eleştirisinde, bazen bir dayanışma şenliğinden canlı yayında, bazen genç bir müzisyenin ekrandaki ilk canlı performansında sanatçıların yoldaşı olarak tanıdım. bendeki etkisi derindir. iyi ki de bırakmış bu izi.

    ayşen güven'in hayat tv'de filizlenen emekten, toplumsal sanat anlayışından yana sanat gazeteciliğini şimdi farklı mecralarda istikrarla sürdürüyor olması, günübirlik-popüler-efervesan-magazinel sanat anlayışının karşısında yıllardır süregelen tutarlı-kapsamlı-etraflı bir sanat gazeteciliğinin varlığı; bana ülkemdeki sanatsal üretimin bugünü ve yarını adına umut veriyor.

    sanatçıların bireysel ve kolektif üretimlerini iyi bir kürasyonla yıllardır ekrana taşıdığı platformu kurmak, geleceğe izi kalacak kalıcı bir sanat kültürü oluşturmak yolunda harcadığı bu gayret az buz iş değil. işleri ve tarzı sevilesi, direngen, topluma güç veren sanatçıların neredeyse tümünün ayşen güven'in mikrofonundan ve konukluğundan geçmiş olması biliniz ki ne kolaydır, ne de tesadüf. yazılı basından, televizyondan, internet yayıncılığından, sosyal medyadan, hangi kanaldan olursa olsun umarım devam eder ayşen güven bu yolculuğuna; sevdiğimiz sanatçıların kendisini anlattığı mikrofon olmaya.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap