922 entry daha
  • bu akşam kaş'ta harika bir konser verdi.

    bu konserle ilgili unutamayacağım üç detay var.

    ilki akın eldes. ortaçgil'in şarkılarına harika sololar attı. kendisini bilmemin sebebi dayımın itü'den arkadaşı olması ve facebook'ta bir ara birlikte çektirdikleri fotografı paylaşıp bundan bahsetmesi. dayıma yazdım fırsat bulursan selamımı ilet dedi, gittim söyledim.

    ikincisi saçma sapan bir tuvalet sırası olayı. ki bu başlı başına bir entry olur konserde yaşanan dumur olaylar olarak. gittim tuvalete, her zamanki gibi erkek sırası kadın sırasından daha kısa. bi tane eleman var benim önümde bekleyen. sırada mısınız dedim, yok bir kişi var çıkacak zaten gibisinden şeyler söyledi. kısa süre sonra tuvaletin kapısına yöneldi. kapıyı tıklatıp ses duymayı beklemeden kapının koluna asılmaya başladı. ben oha ya içerde biri varsa, ulan noluo iş mi bu diye düşünürken herif baya kapıyı zorlamaya çekiştirmeye başladı. içeride kimsenin olmadığını ve kapının zor açıldığını düşündüğünden olacak, kapı kolunun kendiliğinden oynadığını görünce irkildi. sonra kapı açıldı. kim çıktı? bülent ortaçgil. eleman dumur oldu, iki adım geri attı, sonra götün götün uzaklaştı telefonuyla oynamaya falan başladı. ben de nasıl olsa ben zorlamadım kapıyı diye sırada dikilirken aklıma dedemin anlattığı bi olay geldi. anlattığına göre iki çocuk bi evin kapısının önüne gelir, bi tanesi cama taş atar kırar camı, sonra da kaçar. öbürü nasıl olsa ben atmadım diye dikilir orada, evde oturanlar da pencereden bakıp bu çocuğu görünce o attı diye yakalayıp eşek sudan gelinceye kadar döverler. şimdi ben bu hikayeyi bildiğim için ben de oradan uzaklaştım, kenara saklandım. herkes bülent ortaçgil ne yapacak nasıl tepki gösterecek diye beklerken adam kafasını bile kaldırmadı, yürüdü gitti. sonra ben girdim içeri kapıyı kapattım hohahahahahaha diye güldüm içerde olan bitene. çocuğun olay mahallinden hızla uzaklaşması ve kenarda telefonuyla falan oynaması cidden komikti.

    üçüncüsü ise millet çalınmasını istediği parçaları ortaçgil'e seslenirken oldu. bir iki kişiyle diyaloğa girdikten sonra ben de bulunduğum yerden "bir tek sen yalanı!" diye seslendim. dediğimi duyup hahahoha yahu o şarkı hiç söylenir mi, öyle insafsızlık olur mu diye geçiştirdi. (yanımda da eşim vardı, iyi ki bizi görüp onunla ilgili laf etmedi.) ben bu cevap üzerine kahkaha attım, olay da bu şekilde tatlı bir anı olarak kaldı.

    konser sonrası akın eldes'i bulup dayımın selamını ilettim. sonra da dağıldık. bis olur, adettendir dedim ama olmadı. belki de seyirciler bu adetten haberleri olmadığı için yeterince alkışlamadı, ondan olmadı. ya da saat 12 olmuştu, ondan olabilir. zira amcanın kısıtlama olmasa daha çalmaya niyeti var gibiydi.
110 entry daha
hesabın var mı? giriş yap