8 entry daha
  • satyricon'da yer alan turkce siiri filmde duyunca cok sasirmis ve sahneyi tekrar izleyip not etmistim. kelime kelime aklimda olmasa da, asagi yukari soyle bir seydi:

    denizlerimiz var isik icinde
    agaclarimiz var yaprak icinde
    sabah aksam, aksam sabah gider gider geliriz
    denizlerimizle agaclarimiz arasinda yokluk icinde.

    siirin yer aldigi sahne, son derece abartili, bayagi, mide bulandirici tipik bir roma usulu ziyafettir. konuklar birbirinden abartili ve bayagi, maske gibi makyaj ve kiliklar icinde, patlayana kadar yemektedirler. ziyafeti veren, konuklarin en az birkac kati bayagi sahis -ki sanirim politikaciydi-, yemek yerken yunanca dinlemeye bayiliyorum diyerek, ozanlarin iceri alinmasini emreder. bembeyaz pudrali, ifadesiz yuzlu bir kadin ve adam iceri girerler ve kadin, son derece agir, monoton ve ifadesiz bir sesle yukaridaki siiri okur, bu da gayet tuhaf, urkutucu ve kabusumsu bir atmosfer yaratir...

    ne derece isabetli bir tahmin olur bilmiyorum ama, bu sahneyle birlikte amarcord'da yunanca hocasinin epey bir karikaturize edildigi okul sahnesini hatirlayinca, insan fellini'nin okulda yunanca derslerinden ve hocalarindan muzdarip oldugunu ve/veya bu dilden hic hazzetmedigini dusunuyor.
140 entry daha
hesabın var mı? giriş yap