3 entry daha
  • -bilginin niteliğini, sonuçta da onun doğruluğunu- kesinliğini belirleyen, onun ontolojik temelleridir.
    -başlıca iki varolma tarzı vardır;

    1) real varolma
    2) ideal varolma
    buna uygun olarak da iki tür bilgiden sözedilir;
    1) real varlığın bilgisi
    2) ideal varlığın bilgisi

    real varlık= kendi başına varolan şeylerin, kişilerin, olayların, eylemlerin varlığı. maddesel-şeysel varolmayla beraber ruhsal-tinsel varolmayı da kapsar. temel özellikleri;
    1) oluş ve yokoluş kategorileri
    2) zamansallık
    3) bireysellik
    4) teklik
    5) bir kerelik
    6) real belirlenimin tam olması

    -bunun dışında real varolmaya yüklenecek herşey onun tümüne değil, ancak bir bölümüne, genellikle de onun alt tabakalarına ait olur
    -maddesel-anorganik varlıktan tinsel varlığa kadar uzanıp, tabakalı bir yapı gösterir. real varlık alanı dört tabakadan oluşur;

    1) fiziksel-maddesel / anorganik varlık
    2) organik varlık
    3) ruhsal / psişik varlık
    4) tinsel-tarihsel varlık
    -üst tabakalar alttakiler tarafından taşınmakta; ama ancak kısmen onlar tarafından belirlenmektedir. üst varlık tabakaları esas olarak alttakilerden bağımsızdırlar.
    -bilginin tam olarak şekillenmesi, tinsel varlıkta olmaktadır.
    -bilgi, kendisi tinsel bir oluşum olmasına karşılık, bilme edimi her türlü varolana uzanabilir, her türlü varolanı nesne edinebilir.
    -her varolan-bu ister real ister ideal olsun- bilme edimi için olanaklı bir nesnedir. ama her varolanın bilgisi aynı özellikleri göstermez. örneğin tine en uzak varlık alanı olan fiziksel-maddesel varlık bilinmeye en kapalı, en az; tinsel alanının en kolay bilinen varlık alanı olduğu söylenemez.
    -ruhsal varlık, verilmişliğin en düşük düzeyde gerçekleştiği, bilgisi en güç elde edilen varlık alanıdır.
    -bilgi ve varlık kategorilerinin birbirlerine en çok yaklaştıkları yer en alt varlık tabakası olan anorganik varlıktır.
    -bilgi kategorilerinin varlık kategorilerine en çok yaklaştıkları yer ise gerçeklik sınırının altındaki matematiksel varlık alanıdır.
    1) bilgi, bilgi nesnesinin varlıksal yerine ve özelliğine göre kimi farklılıklar gösterir.
    2) bilgi nesnesinin varlıksal özelliği, bilinme derecesini ve bilginin kesinliğini doğrudan belirler.

    -varlık ve bilgi kategorilerinin gerçekten kapsamlı bir biçimde özdeşliğinden söz edebileceğimiz tek nesne alanı matematiğin nesne alanıdır.

    -real varlığın hem a pesteriori hem de a priori bilgisi olanaklı iken, ideal varlığın yalnızca a priori bilgisi olanaklıdır.
    -varlık ve bilgi kategorilerinin kısmı özdeşliği, a priori nesne bilgisinin koşulunu oluşturmaktadır.
    -mantık, matematik ve değerler ile özlerin, öze ilişkin yasaların ve estetik nesneleirn oluşturduğu varlık alanı ideal varlık alanıdır.
    -mantık, matematik ve değerler , kendi başlarına, başka bir şeye dayanmadan varoldukları için "serbest ideal varolanlar", ötekiler ise ancak başka bir nesneyebağlı olarak varolabildikleri için "bağımlı ideal varolanlardır". ancak her iki türde gerçekleştirilmelerinden bağımsız olarak varolabilmektedirler.
    -ideal varlığın bilgisinde deney olmadığı için a pesteriori bilgiden sözedilemez. bu alanda yalnız genel olan vardır, her türlü bilgi a prioridir.

    -doğruluktan anlaşılani bilinçteki nesnenin tasarımının nesneye uygun düşmesidir. tasarım nesneye uygun ise bilgi doğru, değilse bilgi yanlıştır.
    -bilgi gibi doğruluk da aşkındır.
    -doğru ya da yanlış olan, şeyin kendisi değil, onun bilgisidir.
    -doğruluk, doğruluk bilincinden bağımsız olarak varlığını sürdürür.
    -doğruluk, yalnızca tüm özneler için değil, aynı zamanda tüm zamanlar için de geçerli olan bir genelliğe sahiptir.
    -doğruluk saltıktır; ama doğruluk bilinci saltık değildir. çünkü bir doğruluk ölçütü doğruluk bilincine bağlıdır; ama doğruluk, doğruluk bilincinden bağımsızdır.
    -bilginin doğruluğu ve kesinliği sorununda olduğu gibi, doğruluk ölçütü sorununda da nesnenin ait olduğu varlık alanının ontolojik özellikleri önemli rol oynamaktadır.

    -her görelilik, kendisini göreli kılan bir şeyi şart koşar.
    -doğruluğun varlığı insanın onu kabul edip etmemesine bağlı değildir.
    -varlık düzeyinde her şey, olaylar, olup bitenler, durumlar oldukları gibi varolmaktadır; hiçbir görelilik içermemektedirler. bunlara ilişkin bilgilerin doğrulukları ve yanlışlıkları da hiçbir görelilik taşımaz; çünkü bu bilg,lerin doğruluk ya da yanlışlıklarını belirleyen, kişilerin görüşleri değil, onların nesnelerine uygun düşüp düşmemeleridir.

    -ontolojiye dönüş asıl doğal bakışa geri dönüştür.
    -aşkın bir edim olarak bilgi, aşkın edimlerden yalnızca birisidir.
    -insanın kendini saran dünyaya uyumu bilgiye bağlıdır.
    -doğası gereği bilgimiz, içinde yer aldığı dünyada, kişilerin yürüyecekleri yolları bulmalarının aracıdır; bu pratik amaca hizmet eder.
    -antropolojik bakışla bilgi, tinin içinde geliştiği, kendisinden önce varolan dünyaya kendisini uydurmasıdır.
    -bilgide yalnız saf ilerleme yoktur; tinin yolu girişiktir, yanılgı ve sapmalarla doludur. ama yine de bilgide ilerleme, derini kavrama ve bütün olarak görme eğilimi vardır.
    -bilginin yaşamla ve tarihle olan ve bugün unutulmuş olan bağları, antropolojiyle yeniden kurulabilecektir. ontolojinin ışığında bu bağlantı yeniden hak ettiği yeri alacaktır.
    bilgiye ontolojinin ışığında bakmanın, bilgiyi tüm boyutlarıyla kavramanın bizi götürdüğü yer, onun antropolojik yanının ortaya çıkarılmasıdır.

    (bkz: ontolojinin ışığında bilgi)
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap