8 entry daha
  • dune isimli frank herbert'ın eserinde geçen insanlığı kurtuluşa götüren acı şerbet.

    --- spoiler ---

    dune evreninde nesillerdir genetik bir program sürdüren bene gesserit tarikatının soylu ailelerden peydahladıkları ve yine kendilerine has özelliklerle her adımda genetik olarak daha da güçlendirdikleri programlarının sonu atreides hanedanının lideri leto ile evlenen jessicaydı. aslında jessica da bu programın bir ürünü ve atreideslerin baş düşmanı harkonnenlerin liderinin torunuydu. kendisi de bir bene gesserit üyesi olan jessica'dan istenen tek şey bir kız çocuğu doğurmasıydı ki böyle de bir kabiliyetlerinin olduğunu eklemek gerekiyor. ancak işte işler burada ters gitmeye başlıyor ve jessica hormonlarına yenik düşerek aşık oluyor ve leto atreides'in en çok istediği şeyi ona veriyor yani bir erkek çocuk.

    paul atreides bir çok ailenin en güçlü genetik özelliklerinin toplandığı ve kendi ailesinin de acayip geçmişi nedeniyle değişik gizli -kendisinin bile bilmediği- özellikleri olan atreides ailesinin tek erkek evladı olarak büyüyor. paul dune'da gelişen acımasız olaylar neticesinde bene gesserit yani kadınların ulaşamadığı bir noktaya ulaşarak geleceği, şu anda olan biteni, yanındakileri, her şeyi gören, hakim olan kwisatz haderach da denilen mesih oluyor. elbette bir tanrı değil halen insan ancak plan kuranların planlarını başlarına geçirdiği de bir gerçek.

    tüm bunların ötesinde geleceği ve olası gelecekleri de gören paul insanlığın sonunu da görüyor. kendisinde bu sorumluluğu da hissettiğinden olsa gerek bu durumdan kurtuluşun olup olmadığını da gözlemlerken olası tek yolun yani insanlığın tamamen yok olmaktan kurtulmasının tek bir yolunun olduğunu görüyor ve buna altın yol diyor. ancak bir aile ortamında büyüyen ve her ne kadar gerçekçi de olsa nispeten bağımlılıkları olarak büyüyen paul bu yolun zorluklarını gördüğü için o aslan yürekli adam buna resmen cesaret edemiyor. ancak onun gibi bir ortamda büyümeyen ve sanırım biraz da bu nedenle daha sert bir yapıya sahip olan oğlu leto -o da bu olasılığı görüyor- altın yolu seçiyor. paul'ün ona bu nedenle kızdığını anımsıyorum. paul insanlığın geleceğini çok sallamadığı bir noktada. sallıyor aslında ama o kadar değil. o kadar da değil yani ki bunu leto'nun yaşamında anlıyoruz.

    leto 2 yani paul'ün oğlunun planı temelde insanları yer mekan zaman ve madde bağımlılıklarından tamamen kurtarıp birinin noksanlığı nedeniyle toplu bir yok oluşa gitmelerini engellemek. ancak bir sorun var ki bunları başarması bir insan yaşamında olacak iş değil. o nedenle dune gezegenindeki melanj'ın kaynağı olarak düşünülen kum solucanlarının evrim geçirmemiş hali olan kum balıklarıyla simbiyoz bir yaşam ediniyor. bu sayede bir kum solucanına evrilirken hem yaşamı uzuyor hem de giderek güçlenip ölümsüzlüğe yakın bir hale geliyor (aşil topuğu elbette var). leto'nun gördüğü en büyük tehlike melanj yani bilinen evrenin tamamının kullanımının yanında uzay taşımacılığının olmazsa olmazı olan bu madde sadece dune gezegeninde var. öncelikle bunu tamamen kontrol altına alıyor ve tüm evreni kendisine bağlıyor leto 2. yani artık kafanıza göre oradan oraya gitme dönemi sona eriyor. çünkü melanj uzay taşımacılığı loncasına ve başkalarına kısıtlı bir şekilde veriliyor. bununla da kalmıyor dune gezegenini çöl halinden yeşil bir gezegene dönüştürmeye başlıyor ki o ölse dahi kimsenin dune hakkında bir umudu kalmasın. burada amacı melanj bağımlılığından insanlığı ve uzay taşımacılığını kurtarmak.

    bunun gibi başka benzer bağımlılıklardan da demir yumrukla insanları uzaklaştırıyor ve kimseyi olduğu yerden kıpırdayamaz hale getiriyor. temelde de planı bir noktadan sonra bu baskının ilk çıkış anında insanların belli bölgelerdense evrenin tamamına yayılmalarını sağlamak. dirençlerini artırıp çeşitliliği ve adaptasyonu güçlendirmek.

    ama asıl amacı insanları karizmatik ve güçlü liderlerden tiksindirmek. "onlara asla unutamayacakları bir ders vereceğim" diyor leto 2. tam dört bin yıl boyunca uzaydaki melanjın neredeyse tamamını yok ediyor, tüm güçlü tarikatları bitme noktasına getiriyor ya da bitiriyor, barış ortamı sağlıyor kimse kimseyle ne savaşabiliyor ne de bir yere gidebiliyor herkes olduğu yerde kalıyor ancak aksi de şiddetle cezalandırılıyor zira leto 2'nin şakası gerçekten de yok. kendisinden sonra insanlığın bir daha asla güçlü ve karizmatik liderlerin arkasından gitmemesi gerektiğini bildiği için bu konuda elinden geleni de ardına koymuyor ki ölümüyle birlikte gerçekleşen olaylar tam olarak onun istediği gibi gerçekleşiyor. geleceğin özellikle de insanlığın geleceğinin kimse tarafından öngörülemeyeceği bir noktada bırakıyor. ölümüyle scattering de denilen saçılma gerçekleşiyor ve zincirleri kopan insanlar bilinen evrenin sınırlarını aşarak kendi yollarına gidiyorlar. uzay taşımacılığında melanj'ın yerine bilgisayarlar yer almaya başlıyor çünkü melanja bağımlı olan gemi kaptanları melanj yokluğunda alternatif arayışlarını haliyle gerekli kılıyor. şerefli analar (honored matres) ve daha nice saçılma sonrası geri gelen ya da bene gesseritler gibi evrimleşen bir çok oluşum da alternatif yollar geliştirerek leto'nun hedeflediği bağımlılıklardan farkında olmasalar da kurtuluyorlar. harkonnenlerin geliştirdiği ve miles teg ile karşımıza çıkan "yok oda" lar da aslında leto'nun amansız acımasız ve merhametten zerre nasibini almamış baskısının bir sonucuydu.

    --- spoiler ---

    aslında paul'ü anlayabiliyorum leto 2'nin yaşadıklarını görünce gerçekten çekilecek çile kabul edilecek mesele değil. bir tanrı gibi yaşayıp ölmektense faniler gibi yaşamayı tercih etmelerini de atreides ailesinin eğitimine bağlıyorum.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap