3 entry daha
  • bakınız şinasi bey, beyoğlu'nu nasıl anlatmış "çamlıca'daki eniştemiz" nam kitabında:

    "... o zamanlar beyoğlu geceleri tünel'den halep çarşısına kadar canlı ve eğlenceliydi. elektrik yok, havagazı vardı. barlar, sinemalar yok, lokantalar ve çalgılı gazinolar vardı. otomobiller yok, ucuz faytonlar, kupalar vardı. elhamra sinemasının yerinde, üst katta -merdiven başında şekilleri değiştirici ve güldürücü aynalariyle- palais de cristal kafe şantanı ve karşısında, şimdi, kırmızı saint-antoine kilisesinin olduğu yerde, kondordia tiyatrosu vardı. halep çarşısından itibaren taksim'e kadar nisbeten daha tenha ve karanlık bir mıntıka başlar ve ortasında büyük ağacı, bunun yanındaki hamidiye çeşmesiyle, küçücük taksim meydanı geçildikten sonra, seyrek ve hafif ışıkların yarı gösterdiği babayâni ve karanlıkça bir yol şişli'ye kadar uzardı.

    ... insanlar gibi şehirler de nasıl değişiyor! hâtıralarımız hakikatleri görüp de tanıyamıyor, hâtıralarımın sarayları şimdi gördüğüm mahallelere sığamıyor, kubbeleri hâlâ eski velvelelerle dolup taşıyor, ve etrafımdaki şehir bana artık yabancılaşmış gibi görünüyor."

    zaman sadece gamları değiştirmiyor şüphesiz..
101 entry daha
hesabın var mı? giriş yap