6 entry daha
  • shakespeare'in ii. richard'ında son derece saf ve iyiniyetli mazlum bir kral olarak anlatılır. tabi ki sanat eserlerinden gerçeği olduğu gibi yansıtmaları beklenmemelidir ancak gerçek ii. richard'dan bahsetmek gerekirse kendisinin saf bir karakter olduğu doğru olmakla beraber puştun önde gidenidir.
    richard'a baktığımızda göze çarpan ilk şey, kendi narsizmiyle grift biçimde, tanrıya duyduğu sonsuz güvendir ki sonunu da bu hazırlamıştır.

    richard henüz çocuk yaştayken ülkesi köylü isyanıyla sarılmaktadır. londra'yı tehdit eden isyancılarla kral ve heyeti arkasındaki görüşmede bir arbede çıkar ve richard'ın mahiyetinden birisi isyanın lideri wat tyler'ı öldürür. öfkelenen köylüler silahlarına davranırken henüz 14 yaşındaki richard atını isyancilara doğru sürer ve "ben sizin kralınız olacağım. sizin kaptan ve lideriniz olacağım. beni takip edin ve istediğiniz her şeye kavuşun" diye haykırır. richard onları şehirden çıkarır, isyancılar silahlarını bırakır ve af diler. bu richard'ın kaderini mühürleyen iki andan biridir. 14 yaşında bir çocuk sadece bir kaç cümleyle ülke tarihinin en büyük isyanlarından birini, hatta belki de en büyüğünü, bitirmiş ve kendisini sarhoş edecek zehirden ilk yudumu almıştır. isyancilara verdiği sözün tam aksine hareket edip hiçbir sonuçla yüzleşmemesi de yardımcı olmaz. serfs you are serfs you shall remain, bir kaç idam filan hoş şeyler olmaz isyancılar için günün sonunda.

    richard ipleri eline alırken devlet idaresinde söz sahibi yakınlarıyla kaçınılmaz bir güç kavgasına girer. bu kavga isyanla sonuçlanır. isyan başarılı olur ve richard, amcası gloucester ve kuzeni henry bolingbroke dahil isyanın 5 önderi tarafından isyancılar kaderine karar verirken 3 günlüğüne londra kulesine kapatılır. 3 günün sonunda ise isyancılar kralın önünde diz çöker ve bağlılık bildirirler.
    neden kral'ı indirmediler? acaba ararlainda mi anlaşamadılar biz tam olarak bilmiyoruz ancak richard biliyordu. tanrı onun yanındaydı. onu kral olması için yaratmıştı. yaptıklarını iyice planlamasına gerek yoktu sonuçlarını düşünmesine de. tanrı ne olursa olsun onu koruyacaktı. richard hükmetmek için yaratılmıştı.

    richard iyi bir kral değildi. gerçekten bir ülkeyi yönetecek son adamdı. ama tanrının arkasında olduğuna inanan bir kral'ı durduracak pek az şey vardır. richard kuledeki beşliden birer birer intikamını alır. shakespeare de anlatmaya buradan başlar 2 idam ve bir sürgünden sonra artık sadece henry bolingbroke ve thomas de mowbray kalmıştır. bolingbroke ve mowbray krala komplo içeren bir konuda birbirlerini suçlayınca richard ikisini de sürer. tanrı richard'ın yanındadır ve ona baş kaldıranlar yenilmeye mahkumdur.

    dediğim gibi richard pek zeki bir adam değildir. atalari ii. henry, i. edward ve iii. edward gibi incelikli planlar yapması gerektiğine de inanmıyordur. richard önce tüm lordları beyaza imzaya zorlar ardından, henry bolingbroke'a kalması gereken mirasa el koyar ardındansa bir sefer için irlanda'ya yelken açar. önce isyancıları ve isyan nedenini, sonra da isyanın liderini kendi elleriyle hazırlayıp ülkeyi de isyancilara terketmiştir ama kibri burnunun önünü görmesine dahi engel olmaktadır.
    irlanda'dan döndüğünde kendisi için savaşacak kimseyi bulamaz. bütün ülke isyancıların tarafındadır ve bir kez daha kuleye hapsedilir. bu sefer mucizevi bir kurtuluş olmaz. richard önce ölümle tehdit edilerek krallıktan kuzeni henry bolingbroke lehine çekilmeye zorlanır, olayın gecesi ağlayıp hiç doğmamış olmayı dilediğinde ise yanındaki bir şövalye ona idam ettirdiği arundel earl'ünu hatırlatırak "arundel earl'üne nasıl aynı şekilde davrandığını hatırlayabilirsin, her zaman en zalim şekilde." der.
    kısa bir süre sonra richard, tanrının ne olursa olsun yanında olacağına inanan devrik kral, her şeyi hiçbir sonuca katlanamaksızın yapabileceğini düşünen adam hücresinde susuz bırakılarak öldürülür. her şeyin sahibi olduğuna inanarak yaşanan bir ömür bir yudum suya muhtaç şekilde son bulur.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap