7 entry daha
  • edip cansever'in ahmet abi'sine benzettiğim bir abi. öyle ki, tanıştığınız anda alırsınız abi sıcaklığını sırrı abi'den. herkese siz diye hitap edilen bir ortamda bile "ah güzel sırrı abim benim" diye açmak istersiniz kendinizi. çünkü bir güzel kadeh tutuşu vardır sırrı abinin, ki azdır rakı kadehinin bir ele böylesine yakışmışlığı. üstelik eskiden değil şimdiden; dirseği iskemleye dayalı ki, gökyüzüne dayalı diyebiliriz yine edip'ten esinle.

    "insan yaşadığı yere benzer" der ya edip cansever o meşhur şiirinde sonra devam eder hani, "konya'nın beyaz / antep'in kırmızı düzlüğüne benzer" diye. işte sırrı abi de yaşadığı yere benziyor. ama bir farkla; yaşadığı yere benzeyerek sırrı süreyya önder olunabileceğini gösteriyor dünya aleme.

    yönetmen pozu yapmadan da yönetmen olunabileceğini, buram buram insan sıcaklığı taşıyarak da sanatçı olunabileceğini, değişmeden kalınabileceğini gösteriyor. bu yüzden bir umut gibi duruyor bir sürü pisliğe bulaşmış piyasanın ortasında; hani can yücel'in "salonlar piyasalar sanat sevicileri" dediği bataklıkta.

    bir de henüz ismi belli olmayan yeni filminin bir cümlesi var ki (şimdi yazmayayım büyüsü kaçmasın), sırf o cümle bile gümbür gümbür bir şeylerin geldiğini müjdeliyor.

    ah sırrı abim benim diyorum ben de edip cansever'e öykünerek; "diş değil, tırnak değil / bir mendil niye kanar?" diyorum memleketin güneylerine bakarak.

    çünkü biliyorum ki, bu memleketi en iyi onun gibi bedel ödemişler anlar. çünkü -kaldıysa başka onlardan- yine onun gibi abilerdedir umut. onlardır umudu dürtüp umutsuzluğu yatıştıracak.
    sahi sırrı abi, bir mendil niye kanar?
5652 entry daha
hesabın var mı? giriş yap