7 entry daha
  • 50-60’ler avrupa sinemasıni ozellikle italyan ve fransız filmlerini seviyorum ve son zamanlarda da cok izliyorum. ılık bahar mevsiminde, convertible klasik bir arabayla, italya yollarında, kafamın uydugu biriyle, kafamızın estigi yerlere spontane gitmek;begendigimiz yerlerde durmak, dinlenmek ve yeniden yola devam etmek en buyuk hayallarimden biri. aklımdaki guzel tatil ve hayatı yaşama anlayışı da budur bu yüzden filmi ayrıca sevdim. bruno karakteri tamamen kafa dengi, vittorio gassman bu kadar guzel oynayabilir, oynamamış bruno olmuş adeta. tam ldeal uzun yol arkadaşı olurdu, cok eglenceli ve bir cok konuda da cok hakli. filmin neredeyse tamami yolda gectigi icin o donemin italyasini dogal haliyle gormek guzel. filmin sonuna kadar yuzunuzde kocaman bir gulumsemeyle oturdugunuz yerde siz de onlarla geziyormus gibi hissediyorsunuz. evet film sonuna kadar boyle olumlu, gunluk sohbetlerde basit cumlelerle hayat dersleri ve cok yerinde tespitlerle guzel guzel gidiyor ama filmin sonu...

    bir filmin sonu, filmin genel havasına, tarzına ve gidişatına ancak bu kadar uymaz. yonetmen 60’li yıllarda surpriz son yapayım demiş ama o film surpriz son olacak film mi yani? gunluk guneşlik baslayıp gece fırtına kopan gün gibi bir film. bitmesine yakın, ne guzelmis daha once nasıl izlemedim diye dusunurken son sahnede kalakaldım. ne gerek vardı buna simdi dino risi? roberto daha sevdigine sevgisini itiraf edecekti. bu film yeniden cekilsin, george clooney daha fazla yaslanmadan bruno rolunu oynasin ve o son hic cekilmemis gibi araba son sahnede kuculerek uzaklassin, yoksa baska turlu icim sogumayacak.

    izlemek isteyenler son sahneyi izlemeden kapatin yoksa onermiyorum
    (bkz: ma nuit chez maud) (bkz: un homme et une femme) (bkz: ieri oggi domani) falan izleyin. tamam hayatin kendisi kotu surprizlerle ve sonlarla dolu ama bu film olmamali. bu film eglenceli bir kac gunluk bir yol seyahati gibi mutlu bitmeliydi, boyle degil.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap