• abuk subuk filmlerde oynayıp çıkış yapan şimdi de oyuncu kariyerini sağlamlaştırmak için uğraşan amerikalı cücüş aktör.

    diye nitelendirmişim zamanında, oysa o zamanlar magnolia, vanilla sky, minortiy report, mission impossible, the last samurai yoktu. oldu da ne oldu diyenleri duyar gibiyim. haklılar, bir şey olmadı. yalnız, küçücük şeyler fark ettim. tom cruise, ister saçlarını atkuyruğu yapıp "tame the cunt" diye bağırışsın, ister uyuşturucu bağımlısı dedektif olsun, ister saçı sakalı uzatıp samuray dövüşü öğrensin, her zaman tom cruise'dur. onun filmlerinde canlandırdığı karakterler, kendi adlarıyla değil, tom cruise diye anılırlar.

    harrison ford rick deckard'ı, paul newman brick'i, jodie foster clarice sterling'i, hatta ve hatta mel gibson william wallace'ı var edebilmiş, karakteri kendi oyuncu persona'sının önüne geçirebilmiştir, ama tom cruise, her zaman tom cruise'dur. araba yarışçısı tom cruise'dur, tekerlekli sandalyede tom cruise'dur, samuray kılığına girmiş tom cruise'dur, hep kendisidir. televizyonda zaplarken oldu ya, la confidental çıktı karşımıza, "allah bud white çıkmış" deriz, ama top gun çıkıverse, "aa tom cruise'un gençlii" der geçeriz. bir bu tom cruise, bir de allahlık bir insan olduğunu düşündüğüm, hamster deyince aklıma gelen richard gere, varolagelen kimliklerini, personlarını, bir film için dahi arkalarında bırakamamış, hadi metot aktörlüğü yapsınlar demiyoruz ama, "işte karşınızda ben, yakışıklı ve karizmatik her daim genç oyuncunuz" duruşunu bozmamış, bozamamışlardır.

    ayrıyeten, tom cruise, scientology adını taşıyan mistik cemaate üye oluşuyla ve bunu her fırsatta övgüyle dile getirişiyle de kıl olunacak bir adamcağızdır. gürbüz bir kişiliğe sahip olamadığından olsa gerek, böyle mistik omuz pışpışlamalarda, saçmasapan scientology testlerine girip ellerinde elektrikli cihazlarla levet atlamalarda bulmuştur iç rahatlığını, scientology'nin en üst mertebesinde, kişilerin uçabildiği, zaman içinde atlayışlar yapabildiği, düşünce okuyabildiğine inanıldığı unutulmamalıdır. (bu noktada, richard gere'in de dalay lama'nın eteğini öpüp öpüp başına koymaktan hazzeden bir insan olduğunu es geçemiyorum) işte bu "zeka kısırı" yaşam tarzı ve güzel yüzünü mutlaka ama mutlaka önemli yönetmenlerin kadrajında gösterme merakı, sanatçılarda kendiliğinden gelişmesi farz olan açık fikirlilikten yoksunluğu ve bir türlü üzerinden atamadığı egemen söylem yanlısı duruşu, bush politikalarına destek verişi, onu, büyük bir oyuncu olmaktan alıkoymaktadır şahsi kanaatimce.

    son olarak, kendisinin eski zevcesi nicole kidman'ın, ancak tom cruise'dan kurtulduktan sonra, hatta boşanmanın hemen akabinde -belki de ayrılığın itici gücüyle- yükselişe geçtiğini, birbirinden nefis işlere imza attığını, oyunculuk bakımından eski kocasına fark ettığını da unutmamak gerek. kendi karısına hayrı dokunmayanın kendisine hayrı olur mu, a dostlar?
631 entry daha
hesabın var mı? giriş yap