4 entry daha
  • platona göre asıl gerçek olan, akıl ile kavranan, hiç değişmeyendir.

    şöyle biraz açalım,

    platon, 2 evrenin bulunduğundan hiç kuşku duymamış ve bunlardan birisini, başı ve sonu olmayan, kusursuz yani idealar evreni ötekisini ise ölümlü, mükemmel olmayan ve bir başlangıcı olan nesneler evreni olarak tanımlamıştır. ona göre, insan bedeni nesneler evrenindedir ancak insan ruhu bir zamanlar idealar evreninde bulunmuş olduğundan bu evren hakkında kesin olmayan bulanık bilgilere sahiptir.

    ona göre insan yaşadıkça daha önce idealar evreninde karşılaştıklarını, öğrendiklerini hatırlar. platon buna ruhun hatırlayışı diyor ve yaşam öncesi hayatın varlığına inanıyor.

    bu hatırlanan idea bilgilerinede episteme demiş eflatunumuz aynı zamanda.

    platon evreni algılayışını felsefe dünyasında çokça bilinen mağara benzetmesi dediğimiz bir dekor altında nakletmiştir. bu benzetmeye şöyledir;

    bazı insanlar karanlık bir mağarada, doğdukları günden beri mağaranın kapısına arkaları dönük olarak oturmaya mahkumdurlar. başlarını da arkaya çeviremeyen bu insanlar, mağaranın kapısından içeri giren ışığın aydınlattığı karşı duvarda, kapının önünden geçen başka insanların ve taşıdıkları şeylerin gölgelerini izlemektedirler. içlerinden biri kurtulur ve dışarı çıkıp gölgelerin asıl kaynağını görür ve tekrar içeri girip gördüklerini anlatmaya başlar ama içerdekileri, duvarda gördüklerinin zâhiri olduğuna ve gerçeğin mağaranın dışında cereyan etmekte olduğuna inandırması imkansızdır.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap