50 entry daha
  • "sen çok değiştin"

    35,5 yıl boyunca kırdığım, döktüğüm, sövdüğüm, haksızlık ettiğim insanları düşünüyorum. kime ne değer vermişim, kiminle zaman geçirmişim, kimin arkasından haksız yere konuşmuşum, hep bunları düşünüyorum. niye? çünkü hayatımda ilk defa aynaya bakıyorum ve kendimle yüzleşiyorum. gölge yanlarımı açık açık görüyorum. ben çekilmez, aslında nefret edilesi ve aslında insanların gerçekten iyi tarafına denk gelen, bu yüzden %90 karşı taraf tarafından tölere edilebilen hırçın biriyim. hırçın bir at gibiyim, sağımı solumu, bir sonraki adımımı kestiremiyorum bazen.

    mantıklı düşünüp, duygudan ciddi anlamda arınmaya çalışıyorum. aslında baktığımda içimde büyük bir duygu seli, hortumu, fırtınası yaşanmıyor, yaşanmadı da hiç. sadece öfke vardı her defasında, "neden olmuyor, niye, neyi yanlış yaptım yine" soru cümleciklerinin arasında boğuluyordum. bu bir ilişki için değil, her anlamda, beceremediğim konularda sürekli olarak tekrara düştüğümde sarf ettiğim cümlecikler.

    gölge yanlarımı artık o kadar iyi biliyorum ki, o kadar rahata erdim ki, eskiden "ya yanlış anlaşılırsam" korkusuyla yaşıyorken şimdi "yapcak bişi yok, tercihler" deyip susuyorum. çünkü anladım ki, çok konuşmanın, kendini sürekli ifade etmeye çalışmanın, sürekli olarak savunmaya geçmenin bir getirisi yok, götürüsü var. napim yani karşı taraftaki beni "gerizekalı" olarak görüyorsa? görebilir. nazarınızda gerizekalı olabilirim. ben başardıklarıma bakıyorum o sırada mesela. yapmak istediklerime odaklanmış oluyorum.

    kendimi bir mağaraya kapatıp, oruç tutamayacağım için, günlük, rutin hayatım içinde tekamüle gidiyorum. tekamülün ne demek olduğunu, aslında sürekli dalgaya vursam da o kadar iyi anlıyorum ki. hani "çinlilerin allah belasını versin" diyeceğim yerde "allah razı olsun çinlilerden" diyeceğim, o derece. siz pandemide kilo aldım diye ağlarken, ben nerede, ne hata yaptığımla yüzleştim. beni bu sürece götürmediler, bu süreç için beni uçurumdan attılar. yukarıda bir arkadaş demiş ya " buna erişmenin yolu zevk sefa ve konfordan geçmez." diye, o kadar haklı ki. acıyla büyümenin, sadece ölüm/ayrılık olmadığını anladım. ölüm neyse de, yaşadığım her türlü ayrılık için ağladığım, sızlandığım, başkalarına yakındığım günlere üzüldüm.

    bana zamanında biri "öyle bir noktaya geleceksin ki, çok konuşan damla artık konuşmayacak" demişti, götümle gülmüştüm yemin ediyorum. çok değil, 2,5 sene sonra anladım.

    tekamül böyle bir şey işte. karşında iyi bir ayna varsa tekamüle gidersin. amacım kesinlikle iyi biri olmak değil, iç huzurumu artık tamamlamak.
49 entry daha
hesabın var mı? giriş yap