2 entry daha
  • aaron dembski-bowden'in yazdigi the betrayer kitabindan alintidir.

    12. lejyon*'dan gelen yuksek askeri ve sivil zaiyat raporlarina sinirlenen imparator*, sadik iti leman russ'u angron ve lejyonuna kasap civisi* kullanimi yasakladigini, hali hazirda kullananlarin ise terra'ya gelip tedavi olmalari gerektigini bildirmek icin gondermistir. russ ve lejyonu, ghenna'nin isgalini an itibariyle tamamlamis olan yarali 12. lejyonu malkoya sehrinin disindaki duz luklerde karsilar.

    -----

    'lejyon komutani' dedi russ.
    lhorke'un demirden govdesi* hurmet icin yapilmamisti ancak yine de govdesini sakar bir sekilde egdi.
    'buyuk kurt' diye cevap verdi. 'artik lejyon komutani degilim.'
    russ gulumsedi, carpikca ve dislerinin beyazini ufakca gosteren bir gulumseme. 'yazik, belki olsaydin benim gelmeme gerek kalmazdi.'
    angron sonunda dile geldi. russ'un aksine saglikli bir dinamizm tarafindan serbest birakilmis bir vahsilikti o. hayat ve tutku dolu karizmatik bir havasi yoktu. o bir savas tanrisiydi, kirilmis, tehlikeli ve en kotusu guvenilmezdi. beynindeki civiler yuzunden segiren sol gozu ona bir delinin bakislarini veriyordu.
    'seni o mu gonderdi?' diye sordu dunyalari yiyen*.
    'russ cevap vermedi. onun sessizligi angron'un gulumsemesine yol acti, cirkin neseden uzak bir hareket.
    'gondermedi degil mi?imparator ve horus* yildizlara acilirrken boyle seyleri onemsemiyor bile. sen buraya geldin cunku bunu ustune vazife goruyorsun.'
    o yillarda angron ilk baltasini kullaniyordu. adi dulbirakandi*. bugun parcalanacak ve bir daha kullanilmayacakti.
    russ ise disleri fenris'in mitolojik hikayelerinde denizlere korku salan bir iblisin dislerinden yapilan devasa testere-kilic* krakenagzi*'i tasiyordu. ruzgar daginik saclarini yuzune dogru ufluyordu. eriyen buz rengi gozleri angronun kablolarla dolu kafatasindaki kan canagi gozlerden hic ayrilmadi.
    'kulagima haberler geliyor angron. senin yaninda zarar goren komutan ve subaylarin sozleri. keyfekeder ileri surulen, onlarcasinin olmesi yeterliyken yuzlercesinin oldugu askerler. kendi muttefiklerin, senin evlatlarinin elinde katlediliyor. haber ustune haber, sahit ustune sahit bana ulasirken merak ediyorum da kardesim, ne yapmaliyim?'
    primarch'in etrafini iki devasa kurt turluyordu, beyaz kurklerine gri dusmus kurtlar. bir tanesi tehdit hisseden her kurt gibi hirliyordu, kulaklari dik, gozleri keskin, salyalar akitarak dislerini gosteriyordu. digeri ise konusan yari tanrilari izlemekten memnun sakince turluyordu. daha sakin olani russ'un yakinina geldi ve russ zirhli parmaklarini kurkunde gezdirdi.
    'ben senin ahkam kesebilecegin usagin degilim.' diye belirtti angron. dislerini siktiginda kafasinda teknolojik bir rasta olusturan sibernetik kablolar gerildi.'ve benim uzerimde bir otoriten yok, hic birimizin uzerinde yok.'
    russ yine gulumsedi. 'ama yine de buradayim.'
    'ne yapmak icin? ikimizin de lejyonlarini mahvedecek bir savas baslatmak icin mi?' angron sanki aciyi dinderecekmis gibi yarali eliyle yuzunu sildi. 'defol. bunu pisman olacagin bir seye donusturmeden once defol.'
    ruzgar kuvvetleniyordu. lhorke'a gore bir fisilti seviyesinde de 6. lejyon* 'un bayraklarini sertce dalgalandiracak seviyeye gelmisti.
    donuk gozlerinde tereddut olmayan russ yine konustu. 'ameliyatlar son bulmali angron. imparatorun kendisi emrediyor. katliamlar bugun burada son bulacak, bu gezegene yaptiklarina bak.'
    'arindirdim.'
    'katlettin. yagmaladin. ghenna'nin yuzeyinde hayat kalmadi. the great crusade sona erip heykeller dikilmeye basladiginda boyle mi anilmak istiyorsun?'
    heykeller angron'un umrunda degildi, bunu da acikca belirtti.
    russ kafasini salladi. 'savasin inceliklerini ogrenemeyecek kadar yarali bir ofkeyle yildizlara acilamazsin angron. ameliyatlar tersine cevrilmeli. evlatlarin benimkilere itaat edip terra'ya donecek. saraya ulastigimizda evlatlarinin beyinlerindeki parazitik makinelerin sokulmesi icin her sey yapilacak.'
    segirmelere ragmen angron'un acili gozlerinde samimi bir saskinlik vardi. 'benim uzerimde otoriten mi var saniyorsun? beni tehdit edip bir de yuruyup gidebilecegini mi saniyorsun?'
    'hea bence gayet olasi.'
    angron siritti, acili bir ifadeydi. 'ya olursen?'
    ruzgar russ'un kurt postundan pelerinini dalgalandiriyordu. 'lorgar'in yillar once yazdigi bir sey var ki, benle paylastigindan beri her gun ve her gece dusuncelerimi besliyor.'
    world eater, inancli ve yazmayi seven kardesinin dusuncelerine olan hislerine tercuman olacak bir sekilde homurdandi ancak russ buna tepkisiz kaldi.
    'yozlasmayi gormek yetmez.' diye alintiladi russ. 'karsisinda durulmali, cahilligi kabul etmek yetmez, meydan okunmali. kazan ya da kaybet, onemli olan insanliga miras birakacagimiz erdemler adina durusumuzu gostermektir. tum galaksi bizim oldugunda, son gunde, son gezegene, son bayragi diktigimizde, insanligi ahlaki bir cokuntunun icine suruklediysek yaptiklarimizin hic bir degeri olmaz.'
    angron dinlese bile cok da onemsemedi. o zaman bile inatci bir mahluktu, icine kapanikligindan kinci bir gurur duyuyordu.
    'lorgar kalemle savasiyor.' dedi. 'tum galaksi bos felsefelerle feth edilmeyecek. ideallerinizin hic bir degeri yok.'
    'biz ideallerimiz icin savasiyoruz, kardesim.' russ'un tonu soguklasmisti. bu sogukluga bir karar sebep olmustu.
    angron samimi ve gur bir kahkaha atti. ' ne guzel yalanlar. biz diger butun insanlarin ugruna savastigi seyler icin savasiyoruz: topraklar, kaynaklar, zenginlik ve endustrimizin ogutuculerini besleyecek cesetler icin. nefes alip da bizim dusunduklerimizden farkli bir sey fisildamaya curet edecek herkesi susturmak icin savasiyoruz. savasiyoruz cunku imparator tum gezegenleri ele gecirmek istiyor. bildigi tek sey itaat* adi altinda dayatilan kolelik. ozgurlugun dusuncesi bile onu dehsete dusuruyor.'
    'hain.' russ tisladi.
    angron dimdik duruyor ve siritiyordu. 'katlettiklerimize secimler sunuyor muyuz? gercek secimler? yoksa silahlarini barisa teslim edip, yuzleri camura bastirilmis dilenciler gibi diz cokmelerini, onlara dayattigimiz kultur icin bize tesekkur etmelerini mi bekliyoruz? onlara ya itaat ya da olum diyoruz. ben mi hainim kurtcuk? ben de senin gibi savasiyorum, senin kadar sadigim ve zorbanin emirlerini uyguluyorum.'
    'onlara ozgurluk sunuyoruz' dedi russ siktigi dislerinin arasindan. 'kendi evlatlarini sakatlayip benliklerini caliyorsun, bir de gelmis imparator'un zorbaligindan mi bahsediyorsun. kendi hayal gucunde bu kadar mi kayboldun?'
    angron'un gulumsemesi kayboldu. yuzu durgunlasti, gozleri russ'un otesine bakiyordu. aciyla segiren yuzunde maglubiyet ifadesi vardi.
    'sen ozgursun fenris'li leman russ, cunku senin ozgurluk anlayisin imparatorun istegine uyuyor. imparatorlugun* ilerlemesine tehdit olusturan her bir gezegen icin, sadece yalniz birakilmak isteyen bariscil bir gezegenle de savasiyorum. uygarliklari yok edip adina ozgurlestirme demem emrediliyor. bu dunyalardan milyonlarca kadin ve erkek talep edip, onlari imparator'un ordulari adina silah altina almam emrediliyor, ve bunu vergi ya da askerlik adi altinda yapmam emrediliyor. cunku biz gercekten korkuyoruz. buna kolelik demeyi reddediyoruz.
    'angron...' russ hirladi.
    'sessiz ol!' tehditlerini savurdun, kopek. simdi beni dinleyeceksin, baska bir tazinin* havlamasina bir kere de olsa kulak vereceksin.
    'konus bakalim.' dedi russ sanki bu izni verecek konumdaymis gibi.
    'ben sadigim, senin gibi. lejyonumu masumlarin da gunahkarlarinda da kaniyla yikiyorum cunku benim icin bu hayatta kalan tek sey bu. bunlari yapiyorum, bunlardan zevk aliyorum, ama etik veya hakli oldugumuz - veya karanlik bir evreni aydinlatan sevecen ruhlar oldugumuz- icin degil de tek hissettigim sey kafama cakili olan kasap civileri* oldugu icin yapiyorum. bu "sakatlik" yuzunden itaat ediyorum. onlar olmasaydi? pekala o zaman senin oldugunu iddia ettigin gibi daha etik bir adam olabilirdim. erdemli bir adam hea? belki babamizin sarayinin basamaklarini tirmanip koleci picin kellesini alirdim.'
    iki lejyon da gerildi. binlerce savasci silahlarina daha siki sarildi. hatta lhorke geriye bir adim atti ve eklemlerinin gurultusu sessizligi bozdu.
    russ herhangi bir kararsizliga dusmedi. kilicini cekti ve angron'un ustune world eater'in baltasi tarafindan bloklanmak uzere atladi. iki kardes birbirlerinin yuzlerine nefret soludu.
    'sen kaybolmussun' diye hirladi russ. 'seni sakat, zalim kafir.'
    'ben sadece durustum, kardesim. butun bunlarin icerisinde sen benden farkli degilsin.'
    'eger gaddarlik ve yirticilik arasindaki farki goremiyorsan sen umutsuzca kaybolmussun, angron.'
    angron'un itisiyle russ geriye dogru sendeledi. 'o zaman koyboldum demek. ama ikimiz de biliyoruz ki senin beni dovuste yenecegin gunun gunesi asla dogmayacak.'
    bir sure boyunca primarch'lar birbirlerine baktilar.
    lhorke ilk kursunu kimin attigini asla gormedi. gelecek yillarda world eaters wolves'u, wolves ise world eaters'i suclayacakti. supheleri vardi ancak bu felaketin arifesinde ne onemi vardi. iki primarch'in emri olmadan lejyonlar birbiriyle savasti.
    kurdun gecesi* diye anilacak olan olayi imparatorluk arsivleri ghenna'nin temizligi olarak anacakti. iki lejyon icinde gurur kaynagi oldugu kadar gizli bir utanc kaynagiydi. iki taraf da galibiyet ilan etti, iki taraf da esasinda kaybettiklerinden korktu.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap