7 entry daha
  • hayat bir akışsa,
    aktardığın kadar yaşıyorsun.
    akmasını sağlamadığın şeyler ölü.
    hikâye dediğin olgu da akar, seni sen yapan ise hikâyelerindir.
    o zaman sen = hikâye = akış = yaşam.
    tüm eşitlikler birbirini sağlıyor: sen yaşama eşitsin, hikâye yaşama eşit, sen akışa eşitsin, yaşam hepsine eşit.

    belki insanlarla iletişim kurmak bu açıdan da anlamlı. bir başka canlıya kendini aktarırken hem kendini değişik açılardan görebilmek hem de anlattığın için yaşayabilmek adına.

    tüm çevresini ördüğün, sızıntıya dahi izin vermediğin şeylerin seni hayatta tutmasını da bekleyemezsin. bunu yapan bazıları “hayatım bu” der. ben böyleyim, benim hayatım da böyle.
    o yüzden de belki en büyük çelişkiden kurtulamaz. çelişkinin ne olduğunu anlamasa da her gün, her saniye onu bir şeyler rahatsız eder durur.

    o hayat değil ki. hayatım bu denilebilecek bir veri yok. oysaki “ölüm bu” dese belki o can sıkıntısı geçecek. türkçenin bir güzelliği: iyelik eki ile "ölü halim bu" şeklinde kullanılan ifade, tek başına ve çıplak haliyle kelime olan "ölüm" bu şeklinde okunduğunda gülümsetiyor. evet, ölün de o, ölüm de.

    ***

    hayat enerjisini olabildiğince akışta tutabileceğin bir yaşam yaşamayı hedeflemek.
    bu amaç doğrultusunda yapılabilecek en önemli şeylerden biri de aktarmanın değişik yollarını keşfetmek.

    fazla biriken enerjiyi salabileceğin değişik aktarım şekillerini kullanabilmek.
    iyi olduklarını tespit edebilmek ve kendine bu yollarla ifade etmeye izin vermek. gerektiğinde de imkân sağlamak. çünkü kabul edilmesi gereken önemli bir gerçek var, o da şu: dünya üzerinde deneyimleyebildiğimiz her enerji, ancak kendine özgü hareketiyle üretilebiliyor. elektrik enerjisi için barajda biriktirilen ve kapakları açılınca akması sağlanan sular gerekiyor. güneş, nükleer füzyon sayesinde enerjisini üretip bize gönderiyor. yaşamak istiyorsan enerjiye ihtiyacın var. enerji üretebilmek için de akmaya.

    en güzel yollarından biri insanlarla kurulan iletişim olabilir. çünkü karşındaki insanın sıfatına istinaden prizmada kırılan ışık gibi binbir farklı tonunu deneyimleyebileceğin bir aktarım biçimi. herkesle her hikâyeni paylaşamazsın; ama bazı hikâyeler, başka iletişimlerde başka parlar. o başka parladıkça sen yeni bir yönünü görür, perspektif yakalarsın. bu akışı kuvvetlendirir, o da yaşamı. kendini anlattıkça insanın kendini keşfetmesi de, bu yolla kendisini hayatta tutabilmesi de mükemmel.

    ancak bunun haricinde de kendiliği serbest bırakabilecek başka şeyler var. yaz, müzik yap, çiz, dans et, icra et.

    ya da daha da güzeli, kendini icra et.

    kendini çal bir müzik aleti gibi. kendinle hayatı boya. kendine izin ver ve arada el olma, fırça ol. belki aracı olan da sen olunca hayata bir anlam katmış olur benliğin. fırçayı tutan el olarak değil, şu evrende bir araç da olduğunun farkına vararak.

    sanırım hayatın dengesi denen şey de bu. sadece kendi benliğimizde yaşayabildiğimiz için bu hayatın tanrısı/yaratanı da biziz; bütünün bir parçası olduğumuz için araç olan da. bu ikisi arasındaki akışı sağlayabilen ve yansıtabilen bir insan olabilmek: nihai hedef olabilecek kadar ulu bir hedef. en azından benim için.

    belki şunu görmek de yardımcı olur: bazen el, bazen fırça olup renk verdiğin yer ve desen değişse de, el fırçayı tuttuğunda, fırça da nesneye dokunduğunda -yani akış gerçekleştiğinde- hepsi birbirine değmekteyken, hepsi bir. mükemmel bir bütünlük. yine en üstteki denkleme geldik, o renk de sen oldun, desen de, rengi yansıtan da. sen=hikâye=akış=yaşam.

    bu birliği fark edebildikçe, işte birtakım şeyler o zaman kolaylaşacak bizler için. neticeye varmanın kolaylığı anlamında değil bu; sadece akabilmeyi öğrenmiş olabilmek açısından kolaylaşacak. değişik engellerin üzerinden, değişik dokulardan, bambaşka enerjilere temas ederek aktıkça ve buna bilincimiz de eşlik ettiğinde; gözlemleyebildikçe yaşayacağız. hayatın anlamı ne? sorusunun cevabı bugünlük bu kadardır belki de. hayatın anlamı: hayatın kendisi. yaşadıkça ak, aktıkça anlam kat, anlam kattıkça daha da kaliteli yaşa.

    en nihayetinde hepsi bir.
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap