49 entry daha
  • gogol'un harika uzun öyküsü.

    inceleme öncesi giriş notu: bu incelemeyi okumak yerine izlemeyi tercih ediyorum diyenler için:
    https://youtu.be/evbqrz7ligi

    portre, ilk olarak gogol'un 1835 yılında arabeskler adındaki öykü kitabı içerisinde basılan uzun öyküsüdür. bu kitabın içerisinde bir delinin hatıra defteri ve neva caddesi öyküleri de ayrıca yer almaktadır. peki yazarın çok daha bilinen burun, palto ve bir delinin hatıra defteri gibi öyküleri varken ben neden portre'yi inceleme gereği duydum? bu sorunun cevabı öykünün iki aşamalı ve farklı bir anlatıma sahip diğerlerinden ayrılan yapısıdır.

    öykü fakir ressam çartkov'la başlar. karakterimiz, bir gün alelade resimlerin satıldığı bir dükkanın içine girer ve orada yerde bulunan tozlu çerçevelerin içerisinde son derece canlı duran ve gözleri sanki tablonun içinden çıkacakmış görünen bir adamın portresini bulur ve çok değerli olduğunu düşünerek cebindeki son parasıyla alır. tabloyu evine götürür ve resimdeki gözler nedeniyle korku dolu bir gece geçirir. bir gün sonra parasızlıktan kirasını ödenemeyen çartkov'un evine ev sahibi polisle birlikte gelir. polisin portreye çarpmasıyla içinden bir torba altın para düşer ve bizim fakir ressamımızın da hayatı böylece değişir. çartkov elindeki paralarla sanatın peşinden gitmek yerine ünün peşinden gider ve sefahat dolu bir hayatın içine dalar. öykünün ikinci kısmındaysa tablonun yapılış hikayesini ve portrenin yapıldığı adam olan tefeciyi görürüz. yani aslında öykü yazım tekniği olarak sondan başa gider.

    gogol'un birçok öyküsünde olduğu gibi portre adlı bu uzun öyküsünde de fantastik öğelere yer verilir. fakat bu öykünün diğerlerinden farklı en önemli özelliği gogol'un çokça kullandığı yarı alaycı yarı mizahi dil yerine daha öğretici ve edebi manada da çok daha üst düzey bir anlatım dilini kullanması. ayrıca öykünün iki bölümlü oluşu ve aslında her iki bölümün de rahatlıkla birbirinden ayrı okunabilecek şekilde dört başı mamur bir öykü kıvamında olması metni yazarın diğer öykülerinden daha çekici kılmaktadır. fakat belirttiğim üzere bu dil farkı portre'yi yazarın diğer öykülerinin popülerlik bağlamında gerisinde bırakmaktadır.

    öyküde her ne kadar ahlakçı bir yaklaşım olsa da didaktik bir anlatım göze çarpmaz. harikulade bir dil okurları karşılar. öykü bitmiş gibiyken ikinci bölümle aslında uzunca denilebilecek bir öykünün daha karşısına çıkması okuru şaşırtmaktadır. aslında gogol bu tekniği aynı kitapta yer alan neva caddesi öyküsünde de bir bakıma kullanmaktadır. fakat orada yine yazarın alaycı üslubu devreye girip okurla öykü arasına girdiğinden ötürü portre'deki etkiyi bırakmaz okurlar üzerinde.

    son olarak gogol'un az bilinen bu uzun öyküsünü mutlaka okuyun. hem yazarın hiç bilmediğiniz bir anlatım dili ve şekliyle karşılaşacaksınız hem de gogol'a bir kez daha hayran kalacaksınız. bir teşekkürü de bu kitabı son derece özenli bir şekilde çeviren mazlum beyhan hak ediyor. türkçe'nin tüm imkanlarını harikulade bir şekilde kullanan çevirmen muhteşem bir iş çıkarmış.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap