6 entry daha
  • şarjlı kahve makinesi, husqvarna dikiş makinesi ve helsinki rockçılarına hiddet; naif ve elbet romantik kaurismäki.

    kendisini birleşik devletlerin güneyine doğru giden bir yol filmi sanan film, bundan hemen sıyrılıp "proleterden flanör olur mu?" sorusunu da soracak gibi yapıp buna da çalım atıyor. canlandırdıkları proleter çiftlerle proleter gönülleri ısıtan kati outinen ve "bıyığına kurban" merhûm matti pellonpää'dan aşina olunduğu veçhile, limanda kaldığımız yerden*, bu sefer tallinn'e feribotla geçerken, konuşabilecekleri tek şey takım anahtarları olan biri kendini johnny cash diğeri de motorsikletli bir rockçı sanan iki adamın biri rus diğeri estonyalı kadınla sessiz sedasız ve nereden nasıl yeşerdiğinin hiç de önemi olmayan bir güvenle gelişen romans filmi. elbet buna ilişmiş kara mizah dışında kurduğu sembolizmle de göz dolurmakta.

    sovyetler birliğini temsil eden kadınların atak, etkin hâlleri karşısında kaurismäki tam da fin erkekleri sinmişliklerinin sovyet-sonrası döneme bile sirayet ettiğini gösteriyor. ne kentli olabilmiş ne de köylü kalabilmiş, aynı zamanda ne batıdaki iskandinav sosyal demokrasisini ne de doğudaki sosyalizmi tam anlamıyla yaşamış fin toplumunu bir saatte soğuk ve fakat samimi romansla ve bol kahveyle resmettiği yapım.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap