2 entry daha
  • ilk yerleşimlerinin tunç çağında(mo: 2800) başladığı ve bizans döneminin sonuna kadar büyük bir yerleşim yeri olarak kullanılan antik kenttir. antik kentle ilintili olarak afrodisias müzesini hayata geçirmek için kurulan geyre vakfı tarafından yakın zamanda bir kampanya başlatılmıştır.

    yaz sıcağı karacasu ovasını yakıp kavururken otların bürüdüğü tepelerde dolaşırken insan, afrodit tapınağı, odeon, stadium,agora ve ısıtma düzenleri bugüne kadar sağlam kalmış hamamları görünce zamanın nasıl da hızlı akıp gittiğini, yaşamın ne denli tüketici olduğunu görerek hüzünlenir. bu hüzün duygusu, zeytin ağaçlarının ardından batmaya başlayan güneşin son ışıklarının anadolunun en iyi korunmuş antik stadyumunun mermerleri üzerinde sarı haleler bıraktığı zaman tuhaf bir yalnızlığa sürükler insanı cırcır böceklerinin bitmek tükenmek bilmeyen bağırışlarının içinde. bıyıklı bekçi, tel kapıların asma kilidini kilitleyip evine çekildikten iki saat sonra yıldızlarla yüklü gökyüzünde yükselen ay ışığının yansıdığı sütunların üstünde çantanızdan çıkardığınız ılık şarabı yudumlayıp uzaklardan gelen köpek sesleriyle ürperir ve geçmişi, geleceği, insanları, bu sütunların arasında afroditin adına sevişen, şarkı söyleyen, sarhoş olan ve acı çeken insanları düşünür vay be dersiniz.
    (bkz: antik kentte sabahlamak)
103 entry daha
hesabın var mı? giriş yap