3 entry daha
  • osmanlı devleti’nde en önemli ekonomik gelir kaynaklarından olan vergi sistemi sıkı bir denetim mekanizması ile yürütülmüştü. bu bağlamda, tahrir defterleri tutularak, tımar sisteminin geçerli olduğu bölgelerde toplanılan vergiler ve vergi vermekle mükellef olanlar ve muaf olanlar kaydedilmiştir. mısır, yemen gibi salyaneli eyaletlerde ve diyarbakır, van gibi yerel beyler tarafından yönetilen eyaletlerde tahrir kaydı tutulmamıştır.
    genellikle tarım toplumlarında rastlanılan bu uygulamaya antikçağ ve islam devletlerinde de rastlanılsa da osmanlı’nın tahrir sistemi ayrıntı ve düzen açısından kendisine has bir özellik taşır. tahrir sisteminin uygulamasının tam olarak hangi tarihte başladığı bilinmese de elimizdeki en eski tahrir defteri 1431 yılında arvanid sancağı defteridir (yanlış hatırlamıyorsam halil inalcık tarafından yayınlanmıştı). erken dönem tahrir defterlerinin incelenmesi yapıldığında 14.yüzyılda da uygulandığı kanısına varılabilir. nitekim belli aralıklarla tekrar hazırlanan defterlerden yeni hazırlanmş olana ‘defter-i cedid’, bir öncekine ‘defter-i atik’, daha öncekilere ise ‘defter-i köhne’ ve ‘defter-i kadim’ denilmiştir.
    yeni fethedilen bölgelerde fetihten hemen sonra tahrir tutulur daha sonra otuz yılda bir tekrarlanması beklenirdi. ancak yeni bir padişahın tahta geçmesi durumunda olduğu gibi çeşitli nedenlerle tekrarlandığı da olmuştur. bazı yerlerde otuz yılda bir tutulurken bazı yerlerde on yılda bir veya daha kısa sürelerde tutulmuş olması, merkezi hükümetin gerekli gördüğü zamanlarda tahriri tekrarlattığı anlaşılabilir.
    tahrir defterleri sayesinde devlet, reayanın yerleşimi, işi, malı-mülkü, tımar sahiplerinin geliri, tımar sahiplerinin reaya ile anlaşıp anlaşamadığı gibi meselelerde bilgi sahibi olurdu. bu sistem ayrı zamanda kanuna aykırı uygulamaların ve zulümlerin önüne geçilmesini sağlardı. tahrir esnasında bölgenin en önemli şahsiyeti/ailesi (imam, müezzin gibi) ile kayda başlanır ve o kişi ve aileyle olan yakınlık derecelerine göre sıra ile devam edilirdi. bu durumlarda “oğlu”, “birader-i o” gibi ifadeler kullanılarak yakınlık derecesi belirtilirdi. soyismi kullanımı olmadığından kişiler aile adları ile veya lakapları ile deftere geçirilebilirdi. kayıt tutulurken bir kişinin hangi meslekle uğraştığı, evli olup olmadığı gibi bazı bilgilere de yer verilirdi. çift, ekinlü-bennâk, caba-bennâk vb. şeklinde yazılan kişilerden bu statüleri gereği ne kadar vergi alınacağı belli olurdu. tüm bu veriler, tahrir defterlerini sosyal tarih çalışmaları için de benzersiz bir kaynak haline getirir.
    tahrir işlemiyle görevli kurul görevini tamamladıktan sonra bu tür bilgiler mufassal deftere yazılırdı.
    16.yüzyılın sonlarına kadar devam ettirilen bu sistem, tımar sisteminin bozulması ile birlikte terk edilmiştir.
hesabın var mı? giriş yap