22 entry daha
  • bir fenomeni değişik seviyelerde inceleyerek farklı bilgilere ulaşabiliyor olduğumuz iddiası çok dikkatle incelenmeli. psikolojik olayları biyolojiye, biyolojiyi kimyaya, kimyayı da fiziğe indirgerken (reduction) bilgi kaybının oluştuğunu iddia etmek iki farklı anlama gelebilir:

    1) gerçekten bilgi kaybı vardır. yani fizik kurallarına göre hareket eden bir sistemi daha yüksek seviyelerde incelediğimizde fizik kuralları ile açıklanamayacak bazı davranışlar (kimyasal, psikolojik) sergilediğini görürüz. bu üst seviye davranışların fizikte bir karşılığı yoktur. buna güçlü kendiliğinden oluşum (strong emergence) diyelim.

    2) aslında bilgi kaybı yoktur ancak bilgi işleyen makineler olarak insan aklı bu indirgemeyi yapmakta yetersiz kalmaktadır. yani bir insanın psikolojik davranışlarının tamamen fiziksel kurallara uyduğunu görsek bile algı kapasitemiz sınırlı olduğu için bu olayı "anlayamayız". yani psikoloji, biyoloji aslında yetesiz algı/anlama kapasitemiz sonucu ortaya çıkarmak zorunda olduğumuz yanlış ama doğruya çok yakın fizik teorileridir. buna da zayıf kenliğinden oluşum (weak emergence) diyelim.

    1. görüşün insanı eninde sonunda dualizme götüreceği açık. fizik kurallarına göre hareket eden evrende elimde maddeden başka bir şey yok. ama bir üst seviyeye çıktığımda fizik kuralları ile yani maddenin maddeyle etkileşimi ile açıklayamayacağım davranışlar gözlüyorum. ben bu etkiye meleklerin eli diyebilirim, kimse de itiraz edemez. sapına kadar dualist bir görüş.

    2. görüş dualizme açık kapı bırakmıyor ama kırmızı görme hissi sorununu da çözemiyoruz. zaten başta bu sorunun ortaya çıkmasına bilinci fiziksel olarak açıklama çabamız yol açıyordu. fiziksel olarak temsil edemediğimiz bir olay varsa bunun materyalist evrende yeri nedir?

    "sevginin, sayginin, sezginin, kirmizinin, kisaca zihinsel aktivitelerin hicbiri bir otekisinden daha gizemli, daha metafizik olmuyor." denmiş. doğrudur. bence kırmızı görme hissi tüm bu olayların metafizik yanını vurgulayan güzel bir örnektir. zihinsel aktivitelerimizin çoğunun (hesaba dayalı olanların değil, fenomenolojik olayların) en az kırmızıyı görme hissi kadar fizikî dünya ile açıklanamıyor olması bence evreni sadece bilimsel yöntemi kullanarak ve metafiziği dışlayarak açıklamaya çalışan insanları kara kara düşündürmelidir. çünkü durum iddia edildiğinin tam tersine insanları romantik bir mistisizme yönlendiriyor, sadece mistisizm kılık değiştirmiş oluyor.

    buradaki görüşlerimi daha geniş ele aldığım bir yazıya şu adresten ulaşabilirsiniz:
    http://www2.itu.edu.tr/…rgemecilie-bir-eletiri.html
343 entry daha
hesabın var mı? giriş yap