9 entry daha
  • orwell'in 1984'undan, asimov'un foundation'ına, hatta huxley'in brave new world'üne kadar inanılmaz bir gönderme spektrumuna sahip oyun. avustralyalı revolution software'in ilk büyük oyunu, bağımsız bir firma tarafından üretilmiş olmanın tüm olanaklarından sonuna kadar faydalanıyordu. komik veya hoş olmaya çalışmadan yarattığı karanlık gelecek tablosu nedeni ile olsa gerek, hiç satmadı. aslında komik ve oldukça eğlenceli bir oyundu, ama bunu görmek için ayrıntılara bakmak gerekiyordu. oyun bunun yerine sınıflara ayrılmış bir gelecek tablosuyla, insanın gittikçe değersizleştiğinin altını çiziyordu. insanları birbirlerinden ayıran katlar arasında ilerlemenin tek yolu, gittikçe yükselmek ve saygın bir insan olmaktan geçiyordu. ezber bozan yanı ise katları tek tek çıkmak değil inmek zorunda olmamızdı. her katta artan yaşam standartları kendini gösteriyor, vardığımız son katla birlikte tüm o çürümüş gelecek görüntüsünden kurtulduğumuzu sanıyorduk. ama "düşüş" metaforu harika bir şekilde yerini buluyor ve daha da aşağılara inerek yeraltındaki korkunç gerçekle yüzleşiyorduk.
    herhangi bir kategoriye girmek için yumuşatılmaması ise oyunun en güzel yanı. yeri geldiğinde birkaç dakika önce konuştuğumuz kadının kafasını bir dolapta buluyor ya da testislerimizi bağışlamak sureti ile açmamız gereken kapıları açabiliyorduk. belki de bu nedenle beneath a steel sky ele aldığı her konunun altından başarı ile kalkabilen, adventure tarihinin en iyi oyunlarından biri. monkey islandlar, indiana joneslar güzel bir nostalji halini alırken, bu oyunu etkisi hiç azalmayan bir sanat eseri yapan da bu olmalı.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap