8 entry daha
  • 1977-1987 yilları arasında yazdığı şiirlerin kronolojik olarak sıralandığı şiir kitabı. nilgün marmara’nın intiharına doğru yol aldığı sürecin şiirsel ifadesi olarak okunabilir. duyarlılığını, dünyaya aidiyet hissetmeyişini ve tepkilerini gördükçe çocukluğuna dönme arzusunu bize de derinden hissettiriyor marmara şu dizeleriyle: “çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. yiten bu işte!..” entrinin sonundaki intihar mektubunda da bu sözlere rastlanmaktadır. öte yandan marmara, daha nice etkileyici dizeler yazabilecekken “her şeyi yazmıyorum, korkuyorum. yazarsam çok dağılacağım gibi...” diyerek iki adımlık yer kürenin bütün arka bahçelerini gördüğünü ama onunla birlikte ölüme götürdüğünü hissettirir.

    vasiyeti üzerine daktiloya çekilmiş şiirlerinin yayınlandığı bu kitabın ilk baskısının “mor” renkte seçilmiş olması, yayınevinin marmara’yı çok iyi anlayarak şiirlerini bastığını düşündürüyor. intihar etmiş şair ve yazarların ilgi çektiklerine dair bir gerçeklik var ancak kendi adıma okuduktan sonra çok beğenip hayatını incelediğim yazar ve şairlerin intihar ettiklerini öğrendiğimde bu dünyanın ağırlığını kaldırmakta zorlanan ve çekip gitme cesaretine sahip insanlar olduğunu fark ediyorum her seferinde. nilgün marmara da öyle keza...

    “değersiz taşları yontarsın/ kesmenin büyüleyiciliğiyle...” derken aşka aşık olan ve yaptığı hatalara rağmen aşkı hissetmekten vazgeçmeyen aşıkları vurgularken “genç bir yangında ölünür/ kara-lav-göldür yüzeyi, açılmaz / şimdi kırgın eskil bir aşktır; gidilmez.” dizeleriyle aşkın ateşine yakalananların zamanla pişmanlığa yakalansalar da nasıl alışkanlıklarına esir olup kalakaldıklarını dile getirir ince üslubuyla.

    “ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım.” dizeleriyle psikanalize selam ederken kendi çocukluğuna damgasını vuran baba ve aile sorunlarına da göndermelerde bulunmaktadır. “savrulan beden” nilgün marmara’nın tedavi olacağına dair söz verdiği ve ölüme atladığı günkü son sözlerini şuraya eklemek isterim:

    “ 13 ekim 1987- salı
    sevgilim,
    her gün kötücül bir düşü kurmak ve onu taşımak artık kılgıyı gerektiriyor. sana böyle bir yük bırakmak istemezdim ama sen akıllı ve güçlüsün çabuk unutursun. bu durumdan kimse kimseyi ya da kendini sorumlu, suçlu saymasın çünkü suç yok yalnızca ırmağın akışına müdahale söz konusu! her anın niye'sini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için kararlaştırılmış bir eylem bu! çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. yiten bu işte! bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum. beni bağışlayın! bunu en çok annemden babamdan ablamdan ve kağan senden diliyorum. dostlarımdan da!

    nilgün marmara önal

    seni hep sevdim kağan!
    hoşçakalın!

    ek 1: cenaze töreni istemiyorum, mümkünse yakınız lütfen!
    ek 2: kuşlar ölünceye kadar iyi bakınız onlara.
    ek 3: sahneden çekilirken yaşamıma karışmış herkesi selamlıyorum.
    ek 4: kağan arzu edersen ileride, daktiloya çekilmiş olan şiirleri bastırabilirsin."

    onu okuyanları da yazdıklarına dahil eden, adeta yaşatan etkileyici bir kitap okumak isteyenlere...
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap