aynı isimde "hayat (film)" başlığı da var
4658 entry daha
  • dün okuduğum iki ayrı yazının içinde, iki ayrı alıntıya denk geldim. alıntılar vonnegut ve seneca'dandı.

    vonnegut şöyle diyordu:

    ''the truth is, we know so little about life, we don’t really know what the good news is and what the bad news is //
    gerçek şu ki hayat hakkında çok az şey biliyoruz, neyin iyi haber, neyin kötü haber olduğunu bile bilmiyoruz aslında''

    seneca ise şöyle diyordu:

    ''we suffer more often in imagination that in reality //
    hayalimizde gerçekte olduğundan daha sık acı çekeriz''

    bunları okurken 10 yıl önce mecburi hizmete gidişim geldi aklıma. gideceğim yer kuradan çıktığında kesinlikle kötü haber olduğunu düşünüyordum bunun. sadece adını duyduğum, çok uzakta olan küçücük bir doğu anadolu şehrine giderken öylesine olumsuz şeyler hayal etmiştim ki...

    sonra ne mi oldu? kuradan çıkan o şehirde, hala görüştüğüm, çok şey paylaştığım, kalbimde çok güzel yerleri olan can arkadaşlar edindim. çok güzel ve ferah bir evim vardı. büyük şehrin beton bloklarının arasından yeşil ovalara ve düzlüklere çıkmıştım. çevredeki tüm şehirleri gezdim, hatta arabaya atlayıp halep'e gittim. yol kenarında bir hayvan ölüsünü yiyen bir kurtla iki metre mesafede durup göz göze bakıştım, kartallar, şahinler gördüm, gelinciklerle burun buruna geldim, krater gölleri ziyaret ettim, çiçek açmış ovalarda koştum.

    vonnegut haklıydı, kötü haber sandığım şey iyi haberdi aslında.
    ve seneca da doğru söylüyordu, hayalimde acı çekmiştim, gerçeği ise beni mutlu etmişti.

    hayatın bize getireceği şeyleri biliyor olduğumuzu sandığımız, hatta buna emin olduğumuz anlarda bile hiçbir şey bilmiyoruz çoğu zaman. geçtiğimiz kapılar, çıktığımız patikalar, seçtiğimiz istikametler çeşit çeşit insanlar, yerler çıkarıyor karşımıza, bambaşka hikayeler yaşıyoruz. hayat hep sürprizli ve akışkan. iyi ki de öyle...
1555 entry daha
hesabın var mı? giriş yap