5 entry daha
  • round midnight'dan bildiğimiz bir cazcı dünyası var. böyle paristi, niyorktu bazı şehirlere gidiyorlar, uyuşturucu kullanıyorlar, milletin efsane diye dinlediği adamlar böyle beatnik ile berduş arası bi noktadalar. şu önemli: marjinal bir hayat yaşayan bu adamlar, marjinal olma, "sanatçıyım ben" deme peşinde değiller. sefil olmuş afro amerikalılar bunlar. uyuşturucuyla, düzensiz yaşamla zihinleri bulanmış, müzik yapmaktan başka birşey bilmeyen adamlar.

    emmet ray (ki kendisi fransa'daki bir çingeneden sonra dünyanın en büyük gitaristi olan bir karakter), bir yandan böyle yaşayan, öbür yandan böyle yaşamayı sanatçı olmanın, fransa'daki çingene gibi çalmanın bir şartı olduğunu zannedip; sırf böyle yaşamak uğruna yaşamak istediklerini yaşayamayan, müziği bu yüzden azıcık duygudan yoksun bir karakter. bir sinir krizine, ilk defa çatlaktan sızan gerçek duygulara denk geliyor filmin finali, emmet ray muğlak bir şekilde kadrajdan uzaklaşırken öğreniyoruz ki en güzel, duygu dolu eserlerini ondan sonraki yıllarda vermiş gitarist. vudi elın'ın en eğlenceli eserlerinden biri olan sweet and lowdown'ın, böyle sweet ve bilgece bir yanı da var, sonuna kadar gülmekten öldürürken, sonunda çok hafif, gülümseten bir buruklukla bitmesi bundan olsa gerek.

    böyle 125346262134 film olsun, hepsini izlerim.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap