• her sene düzenli olarak aynı döngüyü yasayan-yasatan kulüptür;

    hazırlık:ya ben kimseleri tanımıyorum okulda,dur ortamlara akıyım,bu kulup de kalabalıkmıs bayaa

    1.sınıf:bu ne yaa,freshman muhabbetine eziliyoz arada,gerci kulup de baydı,ama neyse,su kız da hosmus

    2.sınıf:agbi bu ne sosyetik olma cabasıdır,üff iyice bezdim,entrikalar da cabası,zaten kız da...neyse

    3.sınıf:...bak ben sana söylüyorum,girme yane,pek iyi diildir,alakası yok mühendislik felan.müzik kulubu felan daha iyi yaa

    4.sınıf:dur ben sunu cvme yazıyım...
  • kanimca yanlislikla ters yazilmis ve hep oyle kalmistir aslinda orasi society engineering kulubudur
  • japoncada çember anlamına gelir. zen budizm'in en önemli sembollerinden biridir.
  • sene basinda kulupteki 10 erkek ile 10 kiz bir sekilde eslesir ve bu yil sonuna kadar tum kombinasyonlar uygulanana kadar devam eder. bu olay sadece ensoda yoktur tabi ama en fazla rastlanan yer de tartismasiz burasidir.
  • enso çemberi veya zen çemberi veya aydınlanma çemberi diye adlandırılan, yin ile yang dairesi kadar değilse de bilinirliği aslında çok fazla olan, herkesin gözünün bir yerden ısıracağı simge. emre çetin bloğunda biraz tanıtımını yapmış ve yorumlamış.

    [bir başka sayfadan aldıklarımla] bu çember, yaşam çemberi döngüsünün bir başı ve sonu olduğuna, bu yaşama bağlılığa işaret eder. zen kültüründeki "hiçbirşeyden yoksun olmama, çok şeye de sahip olmama" felsefesinden yola çıkar. kapalı daire olursa, deneyim ve yaşamın bütününü temsil eder. açık daire olursa, her şeydeki eksikliği temsil eder ve kişiye mükemmeli aramaktan vazgeçmeyi önerir.

    japonca wabi sabi kavramı, her şeyin olduğu gibi mükemmel olmasıdır. yaşam yolundaki yerimiz, kişiliğimiz bu çemberin çizimi ile kağıda yansıyor. tedirginlik, acelecilik, korku, güven, endişe gibi duyguların hepsini barındıran çember, bize dengeyi, uyumu, hızı ve hareketlerimizi denetlemeyi öğretebilir. hayatımızın bizim düşüncelerimizin bir yansıması olduğu bilinci de, bu çember ile anlatılıyor.

    (bkz: wabi sabi/@ibisile)
    (bkz: sengai)
  • (bkz: zen çemberi)

    zahmetsizliği ve aydınlanmayı simgeleyen zen budizminden kaynaklanan bir semboldür.

    kendisiyle çizilen güzellik, mesajın bir kopyasıdır. zahmetsiz fırça darbesi bize adil olmayı öğretir.

    enso veya sonsuzluk çemberi olarak da bilinen zen çemberi, huzur ve bütünlük duygusu uyandıran akıcı bir zarafetle çizilir.
  • üniversitenin açılış günüyle birlikte öğrenci avına çıkan sözde mühendislik, özde 'sevişelim, eğlenelim' kulübüdür. bu kulübün müdavimleri sabah akşam facebook profillerini günceller, ne kadar mutlu olduklarını cümle aleme duyurma gereği duyarlar. profillerinde 9-10 albüm, 500-600 fotoğraf bulunması garipsenmemelidir. çünkü kulübün temelini oluşturan şey 'parti yapmak'tır. okul dışına yansıtilan 'elitist, etiler çocuğu' boğaziçili profilinin sebebi enso ve benzeri (buik, spor kurulu) oluşumlardır. mühendislik adına ne yaptıkları muammadır. boğaziçi üniversitesi eften püften sebeplerle kulüp kapatırken, lubunya gibi oluşumlar kulüp statüsü kazanamazken enso'nun işlerine müdahale edilmemesi, onu geçtim hala mühendislik kulübü ismini taşımaları bile tam bir boğaziçi ikiyüzlülüğüdür. siz siz olun, uzak durun.
  • sevelim sevmeyelim, katılalım katılmayalım, toplumda (özellikle de diğer üniversite öğrencileri arasında) bir boğaziçi üniversitesi öğrencisi stereotipi bulunmaktadır. her türlü genellemeye karşı olsam ve bu genellemenin yanlış olduğunu tanıdığım çok boğaziçili sayesinde bilsem de aynı derecede bildiğim şey şudur ki bu stereotip şu şekildedir: akıllı ama boş işlerle meşgul, piyasa insanı, diğer üniversite öğrencilerini hor gören, ingilizceyi günlük konuşmasına sokmuş, nispeten tikky, vs. vs. genç. (bana inanmayan aramaya inansın)

    konu şudur ki enso bu genellemeye konu olan karakterin ayyuka çıktığı yerdir. enso üyeleri rehberlik değil guidance okur, sittin senedir yapılan kariyer günlerine "career solutions" ismini takar, yaptıkları mühendislikle uzaktan yakından alakası olmayan konulardaki organizasyonlar sayesinde okulun diğer üniversitelerle olan farkı açtığını savunur. en büyük övünç kaynakları son yaptıkları partinin son sk partisinden daha başarılı olmuş olmasıdır.

    enso askeriye ile yakın benzerlik gösterir. yeni yetmeler telefonla şirketleri arama gibi pis işlere verilir. ayak işlerine bir sene göğüs gerebilenler bu süre sonrasında "şirketleri arama grubunun başı" olur ve bir sene sonra gelen çaylakları denetler. üç sene bu kast sistemine dayanıp sosyal çevresini de genişleten kişiler yönetim kurulu'na akar. society engineering konusunda başarılı olanlar başkanlığa kadar yükselir. bu kariyer sırasında kişinin diğer enso üyeleri (özellikle karşı cinsten olanlar) ile münasebetleri de kariyere bağlı olarak ilerler. kimi zaman başkanların klüp gelirlerinden sağlam para yedikleri bile iddia edilmiştir.

    kısaca okulu bitirince çok uluslu bir şirkete girip filmlerdeki cins iş dinamiklerini yaşamak, bir dilbert, bir ally mcbeal tadı yakalamak isteyenler için enso biçilmiş kaftandır.

    bir de bu klübün üyeleri dans ederken "eeeeensoooooo eeeensooooo" diye bağırır ki buna bir sebep bulamadım, takdiri hakeme bırakıyorum.
  • el nino southern oscillation. ( el nino guney salinimi)
  • enso bir kere lezzetli bir üyenin tadını alsın, mezun olunca da peşini bırakmaz. bilmezsiniz ki enso'ya kaptırdığınız, "mezun olunca kurtulacak nasılsa" diye hakkında hayaller kurduğunuz arkadaşınız aslında çoktan elden gitmiştir... işin kötüsü sigara gibidir enso, tiryakisinin içtikçe içesi gelir. bu durumdan tek şikayetçi olanlar, dumanda kaybolan arkadaşlarını görmeye çalışan eski dostlardır...
hesabın var mı? giriş yap