• a.k.a. enes bilaloviç

    http://enkibilal.fr/

    28 mart 2009 cumartesi günü, saat 14:00'de yapı kredi sermet çifter salonu'nda hayranları ile buluşacak "yaşayan efsane".

    http://goddess-artemis.com/…-istanbula-geliyor.html
  • istanbulda yky'de 28 mart - 2 mayıs tarihleri arasında el çizimleri, objeleri sergilenecek olan çizgi romancı. kendisi de 28 mart günü orada olup sevenleri ile söyleşecekmiş.
    http://www.haberturk.com/…727&cat=190&dt=2009/03/16
  • öyle bir anlatım tekniği var ki adamın çizgi roman değil story board çiziyor sanki. insan resimleri birleştirmede hiç zorluk çekmiyor. ayrıca farklı planlar kullanarak insanda çizgiromanı "seyrediyormuş" gibi bir his uyandırıyor. bir diyaloğu bile aktarırken çeşitli yakın planlar, detaylar çiziyor araya.
    kendisinin filmleri de varmış. hiç şaşırmadım açıkçası. herhangi bir çizgiromanını alsanız, hiç "senaryolaştırmaya" gerek duymadan bir sinema filmine dönüştürebilirsiniz. *
  • sevdiğim, saygıyla takip ettiğim, çizgisine deliler gibi imrendiğim nice sanatçı ve çizer var. ama açıkcası, usta olarak kabul ettiğim tek isimdir enki bilal. özellikle zamanında heavy metal dergisi için çizdiği hikâyelere hayran olmamak elde değil.
  • nikopol üçlemesinin büyük boy renkli türkçe kopyalarını tophane kitap fuarı'* nda bulabileceğiniz müthiş çizer.
  • çizimleri her ne kadar iyi olsa da konularındaki mesaj kaygısı can sıkıyor. temel problemler üzerinden oluşturulan hayal gücü ürünleri olmasına rağmen işte...
  • enki bilal 'in çizdiği ve pierre christin'in yazdigi av partisi'ni okudum, okurken çogu bilmedigim tarihi olayi ve anlayamadigim veya unuttugum kavramlari bile actim baktim google'dan , simdi konusu ne derseniz sosyalizm'in cokusu diyemem cunku bu sol taraf zaten kendi icinde corba olmus birbirlerini olduruyor,kendi sonlarini hazirliyor, bir de isin icine yandas ulkeler denen dogu blogu sosyalizm cesitlemeleri girince benim kafa yandi , okurken diyorsun ki bu insanlar bunları nasıl yaşamış,hem tarih yazmış hem yaşamışlar,bir noktadan sonra hangi tarafta olduklarına bakmayıp acıyorsun hallerine ve düşünüyorsun ki her çağda,her yerde insanca yaşayamadıktan sonra,insan olmak zor. buraya da kendi yorumum yerine goodreads'ten orçun isimli bir kullanicinin yorumunu arakladim , demek istediklerimi anlatmis ,affet orçun kardes ve ellerine saglik : sscb ve onun hegemonyasındaki demir perde ülkelerinde devrimci umutların tam karşıtına dönüşmesi üstüne makale yazılsa, bu kadar etkili olmazdı. üstelik, 1983'te, henüz sscb dağılmadan önce yayımlanmış. bir av partisinde bir araya gelen sscb, çekoslovakya, macaristan, polonya, romanya, bulgaristan ve doğu almanya'nın önde gelen bürokratları, geçmişi anarlar; bu arada her bir ülkenin tarihine de onlarla birlikte göz atarız. gerek buluşmanın atmosferi, gerekse anlatının trajikliği, sayfalar ilerledikçe, enki bilal'in dışavurumcu üslubuyla yoğunlaşır. av partisi, christin-bilal ikilisinin bence en iyi işi ve siyasal eleştiriye yer vermesiyle, kara tarikat tugayları'nın kardeş kitabı. stalinizm kabusunda yitip giden ütopyaya, sol cenahtan yakılmış bir ağıt.
  • belgrad doğumlu ama hayatını fransada geçirmeye karar vermiş çizer. tamamen kendine özgü ve bilim kugu-fantastik ağırlıklı tarzıyla tanınır, nikopol üçlemesi ile fransada daha önce hiçbir çizgi romanın almadığı "senenin en iyi kitabı ödülü"nü almıştır. küçükken çizimlerini goscinny'e göstermiş ve onun desteğiyle çizmeye devam etmiş. avrupada çizgi romanın mihenk taşlarından.
hesabın var mı? giriş yap