en hüzünlü klasik müzik eserleri
-
(bkz: moonlight sonata)
kör bir kızın ' ben hiç ay ışığı görmedim, bana ay ışığını anlat' demesinin üstüne beethoven ' ın doğaçlama olarak çaldığı söylenir.
edit: eserin çok da hüzünlü olmayan bir de ikinci kısmı varmış. benim bahsettiğim ilk kısım tabi
edit 2: eser üç bölümden oluşuyormuş hüzünlü kısmı ilk kısmıymış. ben baya cahilmişim bu konuda. entry girmek neyime
edit 3: hikaye yalanmış. ay ışığı adı çok daha sonraları verilmiş esere ve doğaçlama değilmiş. zaten böyle hikayelere inanmaya pek hevesliyiz. sanırım bu bilgiden sonra aynı tadı alarak dinleyemeyeceğim.
(bkz: ıgnorance is bliss)
debe editi: (bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası) -
başlıkta biri hariç (henryk gorecki) henüz yazılmamış olmasına hayret ettiğim on hüzünlü şaheser birkaç cümlelik naçizane yorumlarımla aşağıdadır. * * *
not: parçalar rastgele sıralanmıştır.
1 - henryk gorecki - symphony of sorrowful songs : lento e largo - full versiyonu
insanoğlunun yaptığı ve yapabileceği muhtemelen en depresif sanat eserlerinden biri. özellikle ikinci bölümü ve onun arka planında yer alan hikayesi düşünülürse, kişiyi ruhen yıpratmaması mümkün değil gibi. parçanın en bilinen kısmı olan yaklaşık 10 dakikalık ikinci bölümünün sözleri, ikinci dünya savaşı sırasında bir toplama kampında yer alan küçük bir kızın hapishane duvarlarına yazdığı dizelerden oluşur. tamamı yaklaşık 55 dakika olan bu şaheser, 20. yüzyıl besteleri içerisinde milyon sayısına ulaşan kopyayla en çok satılan klasik müzik eseridir. hatta tam 138 hafta boyunca en çok satılanlar listesinde yer almış.
2 - zbigniev preisner - concerto en mi minor : versiyon 1 - versiyon 2
kieslowski filmlerinin efsane bestecisi preisner'ın, ya da filmlerdeki kurgusal kimliğiyle van den budenmayer'in en popüler bestelerinden biri. the double life of veronique filminin en kilit sahnelerinden birinde bizzat veronika tarafından seslendirilir. dolayısıyla bu dramatik parça, filmdeki çarpıcı sahneyle birleştiğinde epik bir boyut kazanır. parçada hüznün yanı sıra gerilim öğesi de dikkat çeker. kısacası, çok farklı duyguları harekete geçiren muhteşem bir eser. yorumcu ise elzbieta towarnicka. spoiler olmaması adına filmdeki sahneyi değil, farklı bir performansı buraya ekledim.
3 - zbigniew preisner - lacrimosa
preisner'ın yakın dostu kieslowski'nin ölümü üzerine bestelediği tüyleri diken diken eden ağıtı. bu kısa ağıttan anlıyoruz ki, bir insan, dostunun ölümüne en fazla bu kadar üzülebilir ve üzüntüsünü en içli haliyle böyle dışa vurabilir! ayrıca bu parça the tree of life filminde de kullanılmıştır. tıpkı bir yukarıdaki parçada olduğu gibi, yorumcu yine elzbieta towarnicka. ve towarnicka yine o kudretli sesi ve tanrısal yorumuyla yeniden kalbimizin en gizli saklı köşelerine sesleniyor. ama bu defa kesinlikle daha acımasız!
4 - paul de senneville - mariage d'amour
aslında internet aleminde bu parçanın chopin'e ait olduğu geyiği de döner ama itibar etmeyiniz. bu underrated fransız amcamızın bunun gibi pek çok hisli parçası mevcut. bu öylesi bir parçadır ki, etkisi lirik bir şiir okurken, çimlerde uzanıp gökyüzüne bakarken, pencere kenarından yağmuru izlerken katlanan cinsten. biraz klişeleri ve ucuz romantik cümleleri art arda sıralamış gibi oldum ama dediğim durumlarda dinlemeyi deneyin, bana hak vereceksiniz. *
5 - dimitri şostakoviç - the second waltz
muhtemelen listedeki en popüler beste ve yirminci yüzyılın medhar-ı iftarlarından şostakoviç'in de en tanınmış eserlerinden biri. hemen herkesin az çok aşina olduğu bu melodi hakkında affınıza sığınarak kaba bir ifadeyle, "orgazmdan daha zevkli anlar" yaşatan deyimini kullanmak istiyorum. gerçekten de günümüze değin yaratılmış tüm sanat eserleri içerisinde bence kesinlikle en iyilerden biri. adeta mona lisa tablosu gibi, hem hüzün hem de neşeyi bir arada sunuyor. ayrıca bir bakıma da rus valslerinin neden dünyada en iyi olduğunun naçizane bir örneği.
6 - giuseppe tartini - devil's trill sonata
hakkında gerçeklerle efsanelerin iç içe geçtiği masalsı bir şölen. eserin bestecisi tartini'nin iddiasına göre, ortaçağdan beri en bilinen avrupa söylencelerinden olan şeytanın bir insanın ruhunu istemesi hadisesi (mesela faust) kendisinin rüyasında vuku bulmuş. rüyasında şeytan tartini'den ruhunu istemiş; tartini ise "ne malum şeytan olduğun? iki takla at da görelim demiş. dur ya, galiba o başka mevzuydu. ne malum şeytan olduğun, sen önce bana güç ve yeteneğini ispatla" demiş ve şeytan da bu parçayı kemanıyla öylesi dokunaklı çalmış ki tartini altüst olmuş. sonrasında rüyadan uyanınca, bu parçayı hatırladığı ölçüsünde bestelemiş; ama ortaya çıkan eserin asla rüyadaki kadar muhteşem olamadığını da söylemiş. sadece öyküsü için bile dinlenebilecek olağanüstü bir eser. özellikle keman sevenlerin beğeneceği türden.
7 - aleksandr porfiryeviç borodin - prince igor. enstrümental versiyon - versiyon 2
bu parçanın aslında üç farklı versiyonu mevcut. üçüncüsünü koymamamın sebebi, böylesi şahane bir eserin bir rapçi tarafından piç edilmesidir. o versiyonu apaçi tayfası dinleyebilir. * bu iki versiyondan ilkini, alanında belki de en ünlü isim olan andre rieu enstürmental; ikincisini ise norveçli soprano sissel rock müzik destekli yorumlamış. ben ikinci versiyonu daha çok sevmekle birlikte, ilk versiyonun çok daha hisli olduğu belirgin. özellikle kamera rieu amcamıza yakın çekim yaparken adamdaki hisli ifadeyi ve bir anda martıya dönüşen kaşları görünce içlenmemek ne mümkün! *
8 - brahms - hungarian dances -no : 1 - no: 5
aslında bu macar dansları serisi, farklı kişilerde farklı hisler uyandırabilir. kiminde neşe ve eğlence hissi yaratırken, bir başkasını ise hüzünlere gark ettirebilir. nitekim benim de tüm klasik müzik eserleri içerisinde en sevdiklerimden ve en hüzünlü bulduklarımdan biridir. tamamı dokuz bölümden oluşan bu bestelerin kanımca en iyi ikisini burada paylaşıyorum.
9 - antonin dvorak - romance for piano and violin ops 11
ilgili linkteki yorumlardan biri bu parçayı muhteşem özetlemiş: "romance in sad major". gerçekten de bir ninni edasıyla başlayan parça, ilerleyen dakikalarda kemanın devreye girmesiyle hüzünlü bir şekle dönüşüyor ve vurucu etkisini, suyla buluşan rakı misali sonradan gösteriyor. doğu avrupa'ya özgü hüznü iliklerinize kadar yaşatan cinsten.
10 - antonin dvorak - song to the moon (rusalka)
çek besteci dvorak'ın muhtemelen en bilinen operası rusalka'nın ilk perdesinde yer alan arya. aslında uzun bir opera olan rusalka'nın bu derece popüler olmasının en önde gelen gerekçelerinden biri de, linkini paylaştığım "ay'a şarkı" adıyla bilinen işte bu aryadır. bu muhteşem parçayı, sadece sesine değil, duru güzelliğine de hayran olduğum anna netrebko gibi bir sopranodan dinlemek elbette daha keyifli.
edit: arcadius nickli yazarın önerisi üstüne vivaldi'den concerto in g major op.4, no. 12 -
metal müziğe dair enler** başlıklarımızdan sonra, metal müziğin(erken dönemde rock müziğin) en çok etkilendiği tür olan klasik müzikteki en hüzünlü eserleri derliyoruz sayın müzik algısı yüksek sözlükçüler...
evet ben kendi adıma aşağıdaki eserlere rastladığımda dünyadan kopuyor ve hüzne garkoluyorum. sizler de katkıda bulunun bakalım bilmediklerimizden...
haendel - sarabande
beethoven - senfoni no 7(2. kısım)
albinoni - sol minor adagio
edit : debe'ye girmişim sanırım, yukarıda belirttiğim diğer iki müzik başlığında olduğu gibi...
güzel bir şey!* -
klasik gitar düzenlemelerinin ağırlıklı olduğu listem şu şekilde;
bach - chaconne in dm
claude debussy - clair de luna
paganini - romance
vila lobos - prelude no.3 (daha ziyade romantik)
enrique granados - oriental
schubert - serenade
beethoven - silence
paul de senville - marriage d'amour
bach - cello suite no.2 sarabande
piazzola - oblivion (tango)
chopin - prelude in c minor
agustin barrios - prelude in c minor
villa lobos - melodia sentimental
rodrigo - concerto de aranjuez agaio (paco de lucia icrası)
john dowland - melancholy galliard
sergio assad - farewell
francisco tarrega - recuardos de la alhambra
purcell - minuet in a minor
weiss - tembeau
carlo domeniconi - koyunbaba
brouwer - un dia de noviembre
handel - sarabande
agustin barrios - la catedral
şu an için aklıma gelenler bunlar, hatırladıkça editlerim.
edit: isyenmiyen killar nick'li değerli klasik müzik sever arkadaşımın önerisi üzerine schubert - piano sonatı no.20. teşekkür ederim güzel önerisi için. -
uzun bir aradan sonra bir anket dolduralım dedim. ve aramaya inanarak baktım, yazılmamışlar:
1. chopin'den tristesse (adam ateşti ve kadın üşüyordu* der gibi)
2. khachaturian'dan violin concerto in d minor - 2 (ağıt koskoca bir melek, ağıt koskoca bir keman* der gibi)
3. schubert'ten ave maria (sonra yankıdı fısıltım, geri döndü uzaklardan* der gibi)
4. tchaikovsky'den sérénade mélancolique, op 26 (ve dans ederken görülenler deli sanıldı müziği duyamayanlar tarafından* der gibi)
5. zbigniew preisner'den labirynt (sözlerim varsa var demeksin* der gibi) -
"klasik" deyince "klasik batı müziği" anlamayan bendeniz, *klasik türk musıkisi"nden örnek versin:
dilhayat kalfa'nın evcârâ saz semaîsi
şuradan dinlendiğinde de görülecek ki aslında senfonik bir batı bestesi kadar şanlıdır.
hayatı hakkında yalnızca birkaç bilgi kırıntısı öğrenebildiğimiz dilhayat hanım, "kalfa" sözcüğünden anlıyoruz ki, sarayda bir öğretmendir.
dinlerken insanın içini acıtacak kadar hüzünlü bu musıki parçasını acaba kime karşı duyduğu umutsuz bir aşkı birazcık olsun dindirebilmek için bestelemişti?
padişaha mı, dışarda bir erkeğe mi, yoksa haremde bir kadına mı âşıktı?
bunu artık bilemiyoruz ama 200 yıllık bu beste dinleyeni hâlâ hüzünlere gark eder.
(hüzün ki yakışandır bize / belki de en çok anladığımız) -
klasik repertuarda hüzün ibadullah mevcut:
- gustav mahler ------------------------
1- 9. senfoni - 4. bölüm
2- 6. senfoni - 3. bölüm
3- 3. senfoni - 6. bölüm
4- 4. senfoni - 3. bölüm
5- 5. senfoni - 4. bölüm
- anton bruckner ------------------------
1- 7. senfoni - 2. bölüm
2- 8. senfoni - 3. bölüm
3- 9. senfoni - 3. bölüm
4- 5. senfoni - 2. bölüm
- bohuslav martinu ------------------------
1- 1. senfoni - 3. bölüm
- dmitri shostakovich ------------------------
1- 5. senfoni - 3. bölüm
2- 10. senfoni - 1. bölüm
- erich wolfgang korngold ------------------------
1- 1. senfoni - 3. bölüm
- franz schmidt ------------------------
1- 1. senfoni - 2. bölüm
- henryk gorecki ------------------------
1- 3. senfoni - 2. bölüm
2- 2. senfoni - final
- jean sibelius ------------------------
1- 4. senfoni
2- 7. senfoni
3- 5. senfoni - 3. bölüm
- jon leifs ------------------------
1- requiem
- kurt atterberg ------------------------
1- 4. senfoni - 2. bölüm
2- 2. senfoni - 2. bölüm
3- 5. senfoni - 2. bölüm
- pavel chesnokov ------------------------
1- we praise thee
2- the wise thief
- peter ilyich tchaikovsky ------------------------
1- 6. senfoni - 4. bölüm
2- 5. senfoni - 2. bölüm
3- 4. senfoni - 2. bölüm
- richard wetz ------------------------
1- 3. senfoni - 2. bölüm
- sergei rachmaninoff ------------------------
1- isle of the dead
2- prelude op. 32 no. 10
3- prelude op. 23 no. 4
- veselin stoyanov ------------------------
1- bay ganyo - 4. bölüm
- vitezslav novak ------------------------
1- in the tatra mountains
- richard strauss ------------------------
1- tod und verklarung
- aram khachaturian ------------------------
1- gayaneh - lullaby
- gösta nystroem ------------------------
1- 3. senfoni
- allan pettersson ------------------------
1- 7. senfoni
2- 8. senfoni
- ahmed adnan saygun ------------------------
1- 1. senfoni - 2. bölüm
------------------------
bonus:
tatlı hüzün: aaron copland - the promise of living
karanlık hüzün: fartein valen - deniz kıyısındaki kilise mezarlığı (le cimetiere marin) -
-
-
max richter - sarajevo
max richter - departure (reflection)
max richter - dona nobis pacem 2
johann sebastian bach - ich ruf' zu dir, herr jesu christ
antonio vivaldi - eja mater, fons amoris
camille saint-saëns - le cygne
shigeru umebayashi - yumeji's theme *
zbigniew preisner - les marionettes *
philip glass - glassworks opening
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap