• daha farkli kesilmis hali pirlantadan farkli olarak, elmas, tek basina, yani tasin alti acik birakilarak montur uzerine yerlestirildigi zaman parlamazmis, parlamasi icin altina foya denen nane yerlestirilirmis, ki saniyorum cami aynaya ceviren sir benzeri birsey. foyasi cikan elmas da haliyle bir seye benzemezmis, foyasi cikmak deyimi burdan geliyor olsa gerek.
  • elmas, maden olarak altın ya da gümüş kadar geniş bir pratik (ya da sanayi) kullanımı olmayan bir madendir. elmasın en büyük özelliği güçlü bir maden olması ve ışıldaması.... o kadar! sırf göz kamaştırıcı ışıldaması özelliği nedeniyle, elmas, 15. yüzyılda, kraliyet hazinelerinde başrol oynadı. bir başka nedeni ise, o dönemde, elmas, ender bulunan bir maden sanılıyordu. 19. yüzyılın sonralarına doğru, elmas, altın gibi bir yatırım metodu haline geldi. insanlar, bugün altına olan talep gibi, ileride bir dönemde satmak amaçlı elmas satın almaya başladı. 1930 yılındaki büyük ekonomik depresyon, saklanan bu elmasların büyük bir hacimle piyasaya yeniden geri dönmesine neden oldu ve yine o dönemde, birçok elmas madeni keşfedilince, elmasa olan talep, fiyatı ile birlikte azalmaya başladı.

    bütün bu olumsuz gelişmeler sonucunda, elmas sektörünün en büyük ismi olan de beers, 1939 yılında, new york’ta ki reklam ajansı n. w. ayer & son ile temasa geçti. de beers’in isteği/briefi çok “basitti”: elmasa olan talebi arttıracak bir kampanya yarat!

    ajansın yaptığı ilk iş, pazar araştırması oldu. insanların, elmas hakkındaki görüşlerini anlamakla işe başladılar ve kısa zamanda anlaşıldı ki, elmas, romantizm ya da aşk ile ilişkisi olan bir mücevher değildi. o dönemde, erkekler, sevgililerine, pahalı bir hediye almak isterse, arabayı, tatili ya da kürkü tercih ediyordu. mücevher olarak, yakut, opal ya da safir tercih ediliyordu. n.w. ayer araştırma sonuçlarının yardımıyla, “basit” bir strateji ortaya koydu: elması, sevgililer günü, evlilik teklifi, nişan ve düğün gibi romantik özel günlerle eşleştirmek. kampanyanın sloganı olarak da, 20. yüzyılın en ünlü sloganı haline gelen “a diamond is forever” (pırlanta... sonsuza kadar) kullanıldı ve halen kullanılıyor.

    1947'de yani kampanyanın başlamasından yalnızca birkaç yıl içinde, de beers’in satışları yüzde 55 arttı ve bugün, milyonlarca kadın, parmağında bir zamanların unutulmuş elmas yüzüklerini takıyor. bu kampanya ile de beers, yalnızca market lideri haline gelmekle kalmadı, kendilerine yepyeni bir kategori oluşturdular.... pazarlamacılar sayesinde.

    kısadan hisse, bu de beer'de, erkeklerin işi çok zor!
  • dünyanın en dayanıklı minerali diye bilinir. o yüzden elması sadece elmas keser. özü karbon olan bu pırıltılı taşın sertlik derecesi o derece yüksektir ki; dağ taş, kayaları delmek için matkap uçlarında kullanılır.
    oysa bu en sert maddenin bir zayıf yanı vardır. özü çok yüksek basınçla sıkıştırılmış kömür olduğu için, yüksek ısıda elmas arkasında en ufak bir kül dahi bırakmadan havaya karışır.
    bunu insan ilişkilerine uyarlarsak asla kopmaz sanılan ilişkiler bile tüketici alevlerde geçer biter.
    belki de özünde böyle olmasının nedeni hepimizin karbon kökenli canlılar olduğumuz içindir. kişiyi dışarıdan gelen darbeler tüketmeyip aksine daha da güçlendiriyordur da, içinden gelen ateş tüm duyguların yok olmasına neden oluyordur.
  • şimdilerde isviçreli bilim adamları tarafından ölen insanların küllerinden yapılabileceği söylenen taş.
    maddi boyutu maneviyatla birleştirmişler ve ortaya korkunç bişi çıkmış zannımca. parmağınızda babaannenizi taşımanız an meselesi zira!
  • uranüs ve neptün'de yoğun karbon denizleri olduğu ve bu gezegenlerdeki basıncın karbonun elmasa dönüşmesi için en uygun koşulda olduğu saptanmış, ver elini yıldız savaşları.
  • abartmaya luzum yok janjanli komur iste
  • kiminin uğrunda heba olduğu, öldüğü, kiminin aşkın "değer"i olarak biçtiği, kimisi için ise sadece varolan en sert mineral ve kesme-delme makinesi parçası hammaddesi* sıfatına sahip allahın taşı.
  • elmasın kalitesini 4c kuralı belirler ki bunlar,
    color : renksiz elmas en çok rağbet gören elmas türü olsa da mavi ve sarı renkli elmaslar da tercih edilir.
    clarity : elmasın içinde bulunabilecek en ufak bir yabancı madde elmasın değerini büyük ölçüde düşürür
    cutting : tabi ki elmaslar işinin ehli ustalar tarafından kesilmelidir. değerli bir elması kesmek için bir iyi bir usta aylarca kesim planı yapar.
    carat : elmasın ağırlığının ölçü birimi olan karat, doğru orantılı olarak elmasın büyüklüğünü de belirler.
  • elmas lekesiz, renksiz ve bilinen en sert maddedir. erime noktası 3550 santigrat dereceden yüksektir ve elektriği iletmez. bu özellikler kovalent bağ ağının sağlamlığından gelir; kristaldeki her karbon atomu 4 valence elektronun 4ünüde tetrahedral olarak konumlanmış diğer karbon atomları ile paylaşır. böylece tüm sistem sp3 hybridizedkarbon atomlarından oluşur. sp3 karbon atomlarının tüm bağ uzunlukları eşit olup 0.154nm'dir.
    yüksek ısılarda elmas grafite benzer yapılar oluşturup, yüksek ısıdaki buharda kaldıkça tavlanır. sonunda kararlı (stable) kafese benzer (cage-like) yapılar oluşturular, buna pentagon kuralı denilmektedir. kafes şeklindeki yapılar saf karbonun 3. yapısıdır. c60, the archetype, oluşabilecek en yuvarlak moleküldür (futbol topu şeklindedir, bildiğimiz siyah beyaz 6genleri olan top). bu moleküllere amerikan mühendis r. buckminster fuller'in anısına fullerenes adı verilmiştir. (fuller tüm kubbelerin beşgen veya altıgen karbon ağlarından oluştuğunu öngörmüştür). fullerenes hakkındaki çalışmalar, yeni kullanım alanları bulundukça artmakta. yarı iletken olan fullerenleri metallerle karıştırarak süper iletkenler elde edilebilmekte; k3c60, her fullerene 3 potasyum. başka bir kullanılma alanı da, teflon; florin ile karıştırılan fullereneler, teflon toplar, bilinen en iyi kayganlaştırıcılardandır.

    elmas grafit değildir. elmas ve grafit karbonun allotropic formlarıdır ve farklı olduklarından elmas ve grafit olarak adlandırılmışlardır. grafit siyah ve yumuşaktır. elmas gibi sadece yüksek ısılarda erir (3652-3697 santigrat derece). düz ve kaygan bir bir yapısı vardır ve mükemmel bir kayganlaştırıcıdır. karbon atomları planar şekilde sıralanmıştır, bir apartmandaki dairelerin tabanları gibi her kat birbirine paralel, aynı uzaklıktadır. iki katmanın birbirine uzaklığı 0,34nm'dir. her katmanda sp2 hybridizedkarbon atomları bulunur, her karbon 3 tek kovalent bağ yapar, yani her karbon 3 farklı karbona bağlanır. 4. valenceelektron ise sistemdeki diğer 4. kullanılmayan elektron ile delocalized pi bağı oluşturur. yani her kat düzlemsel bir sıralanmada, diğer 3 karbona bağlanmış bir karbon ve tüm sisteme ait, tüm karbonlara bağlanan, sürekli yer değiştiren bir elektrondan oluşur. kattaki karbonlar birbirlerine sağlamca bağlanmış olsa da katlar arası bağların zayıflığı, katların birbirleri arasında kaymalarına sebep olur. delocalized elektron sistemi grafite metal özellikleri verir, mat, luster bir yüzey ve elektriği iletebilme gibi.
  • pırlanta falan denen karbon parçası.

    pırlanta; bir kesim çeşidinin adıdır. her taştan pırlanta olur. ama en iyi elması parlattığı için pırlanta kesim en çok elmasta kullanılır.

    kabuşon vardır mesela daha sikko bir kesim olarak. daha kalitesiz indise ve düşük sertliğe sahip mineraller için kullanılır.
hesabın var mı? giriş yap