• insan önce arar, sonra mı bulur? (aramadan bulunmaz ki...)

    yoksa, önce bulup sonra mı arar? (bilmeden aranmaz ki...)

    bir kısım evliya birini, bir kısım evliya ise diğer görüşü savunmuştur.

    imam-ı rabbani hazretleri ise "aramak ve bulmak aynı anda olmalıdır, birini diğerinden ayırmak doğru değildir" deyip noktayı koymuştur...

    tabii, "aramak varken bulmak niye?" diyen de vardır...
  • kesinlikle doğrudur. internetten bir ürün almanın en zevkli kısmı siparişi verip kargonun gelmesini beklemek ve kargoyu açmaktır. sonra büyüsünü kaybeder.
  • ''hayatta iki büyük trajedi vardır. ilki kalbin arzularına ulaşamamak, ikincisi ise ulaşmak.''
  • elde edilen şeyin yitirilmesi halinde ise de, bir zamanlar elde olan şeyin değerini tekrar anlamak farz olur. burdan alkollü araç kullananıp ehliyetini yitirenlere selam ederim..
  • herkesin az ya da çok deneyimlediği bir hakikattır bu. eğer çok şiddetli bir hissiyatla ve gereğinden fazla anlam yükleyerek maksadımıza çabaladıysak ulaştığımız anda ya da kısa süre sonra bu his bizi saracaktır.

    bazen dünyaya ait bir hedefe -hayalen bile olsa- ulaştığımda haddinden fazla arzuladığımı, zihnimi fazlaca meşgul ettiğini görüyorum. evet, maksada ulaşmak için önce hayal etmek sonra harekete geçmek gerek. fakat her şeye kıymeti miktarınca teveccüh etmeli. insandaki şiddetli hissiyat ebedî olanı, sonsuzluğu kazanmak için verilmiş. yalnızca sonsuzlukla tatmin olacak duygularla fâni olana gidilirse, amaca ulaşıldığında hayal kırıklığı kaçınılmazdır.

    maneviyat aleminin sultanlarından biri bu hakikatı şöyle ifade ediyor:

    "bil ki şu âlemin fenasından sonra sana refakat etmeyen ve dünyanın harabıyla senden müfarakat eden bir şeye kalbini bağlamak sana lâyık değildir. hususan senin asrının inkırazıyla seni terk edip arka çeviren ve bâhusus berzah seferinde arkadaşlık etmeyen ve hususan seni kabir kapısına kadar teşyi etmeyen, hususan bir iki sene zarfında ebedî bir firak ile senden ayrılıp günahını senin boynuna takan, hususan senin rağmına olarak husulü anında seni terk eden fâni şeylerle kalbini bağlamak, kâr-ı akıl değildir.

    eğer aklın varsa uhrevî inkılabatında, berzahî etvarında ve dünyevî inkılabatının müsadematı altında ezilen, bozulan ve ebedî seferde sana arkadaşlığa muktedir olmayan işleri bırak, ehemmiyet verme, onların zevalinden kederlenme.

    sen kendi mahiyetine bak ki senin latîfelerin içinde öyle bir latîfe var ki ebedden ve ebedî zattan başkasına razı olamaz. ondan başkasına teveccüh edemiyor, mâsivasına tenezzül etmez. bütün dünyayı ona versen o fıtrî ihtiyacı tatmin edemez. o şey ise senin duygularının ve latîfelerinin sultanıdır. fâtır-ı hakîm'in emrine mutî olan o sultanına itaat et, kurtul!"
  • mutluluk değerini yitirmez bu hayatta sadece. geri kalan her şey yitip gitmeye mahkumdur.
  • karakterinizle ve elde ettiğinizin ne olduğu ile alakalı
    bazı şeyler de elde edince daha da değerlenir...
  • değerini yitirmesi değil, elde edilen şeye gereksiz değer yüklenmiş olmasıdır aslında.
    güzel olan yolculuktur, yolun sonu değil. eğer öyle olsaydı, insanlar hala aynı kıtada yaşıyor olurdu.
  • gizem bitince büyü bozulur. hayat böyle işte
hesabın var mı? giriş yap