• kendinizi lvl 40 falan gibi hissetirir. is yerinde guzelce bir kizla sohbet ederken birden eksi sozlukten bahsedersiniz sonra kiz 'o ne ya galiba ben duymustum o siteyi ama emin degilim' der. sonra birden zaman durmus gibi bir sessizlik olusur hic bir sey hareket etmiyordur artik kisa surelide olsa. akabinde kendinize gelirsiniz. o kizdan sogursunuz zaten kiz guzel degil guzelcedir.
  • bazıları için profesyonel bir meslektir.

    bugün aldığım bir mesaj bana bunu hissettirdi. monitörün arkasına geçildiğinde hattın ucundaki diğerlerinin gerçek insani haller içerisinde bulunduklarına aldırmadan öküzlemesine yazar durur bunların bazıları. burada kendileri dışında yazan diğerlerinin yaraları, kayıpları, acılarının da en az kendilerininki kadar insani olduğunun farkına varamayacak kadar profesyonelleşmiş yazarlardır bunlar.

    içimden geçenler katiyyen bunlar değil, siz aklınıza gelen en günyüzü görmemiş hakaretleri ekleyin şu satır aralarına, ancak öyle tam olur bu entry.

    mesajı aldığımda aklıma ayağımı kırıp bir buçuk ay çalışamaz hale geldikten sonra raporumun son haftası şirketten aldığım telefon geldi. "sen şimdi dört katlı bir mağazayı yönetebilecek psikolojik ve fiziksel sağlamlığa sahip misin?" ıskartaya çıktın bizden demesi diyordu yani.

    kendimi ayağı kırılmış at gibi hissediyorum artık. bir vurmadığınız kaldı. vurun da hepimiz rahatlayalım amına koyim!
  • elde etmesi marifet değil zaman (25 aydan fazla beklemişim) isteyen sıfat.
  • söz sahibi olmaktır. zira bi şekilde yazdığınız milyonlar tarafından okunuyor gerçek anlamda.

    (bkz: 70 milyon bizi izliyor)
  • aylarca beklenen; ümidin kesildiği bir anda mail kutunuzda beliren mesaja önce manasız bir şekilde bakmanıza ardından sevinç naraları ile o gün bugünmüş demenize sebep olan güzel olduğunu düşündüğüm ve umut ettiğim bir uğraş.
  • cv'sine ekşi sözlükte 4 bin entrim var diye yazanı da var bunların. biliyorum.
  • defter sahibi olmaktır. yazacak güzel birşeylerin yoksa bi numarası yoktur.
  • uzun zamandır ekşi sözlüğü takip etmeyen ama uzun zaman evvel yazar olmuş biri olarak diyebilirim ki bence ekşi sözlük yazarliği bir bok değildir. yazmak ve okumak eğlencelidir. ekşi sözlük yazarliği da eğlencelidir ama bir bok değildir.
  • maalesef özellikle son dönemlerde "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, ahkam kesmek" haline gelen faaliyet oldu. gerçi kuruluş felsefesinde doğru bilgiye dayanması gerekmiyordu yazarca üretilen "entry" 'lerin. hatta bu durum anasayfasının hemen altındaki ilk cümlede "bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir" denilerek açıkça vurgulanmıştı. sözlükte yazar olmak doğru ya da yanlış bir bilgi, fikir ya da yorumu "ekşi sözlük türkçe" 'sine uygun bir formda yazabilmeyi gerektiriyordu.
    yani bu biraz da şu anlama geliyordu. sözlük formatına uygun düzgün cümleler kurabilmek tek şarttı bu ortamda fikir serdedebilmek için. lakin yalnızca bu şartı haiz kişiler, yazar olduktan sonra "hak" 'kı, "hakkaniyet" 'i inciterek, doğruyu göz göre göre eğip bükerek elde ettikleri fikirleri formata uydurmak suretiyle karaladılar sözlüğün bomboş, temiz ve bembeyaz sayfalarını. sözlükte yazarı olmanın özel bir zeka ve kültür seviyesi gerektirdiğini düşünerek aldı klavyeyi ellerine birçokları. belki eskisi gibi bembeyaz ya da tamamen gri kalsaydı daha güzel olurdu. egoların tavan yaptığı, adeta en iyi ben hakaret ederim naralarının atıldığı, "nasıl ayar verdim" 'ciliğin prim yaptığı bu hayat hiç yaşanmamış olurdu.
    sadece hz. ali'nin "ilim bir noktaydı, cahiller onu büyüttü" sözü kalsaydı akıllarda...
  • cinayet gibidir.

    yaşayan hiç kimseye söylememeniz gerekir ki rahat rahat yazın.
hesabın var mı? giriş yap