• annesine karşı olan bastırılmış şiddet duygularını önce başka kadınlarda deneyen, ama en sonunda annesini öldürdüğünde bu takıntılı rahatsızlıktan kurtulup iyileştiğini hisseden ve akabinde kendini polise teslim eden seri katil.

    adamın ıq'su 136, çok zeki. boyu 2.04 metre, dev gibi. ve kendisi dahil herkes akli dengesinin yerinde olmadığı teşhisindeyken annesini öldürdükten sonra kendi kendine gereken tanıyı koyarak psikoloji çalışmalarına bir nevi de katkıda bulunmuştur.

    sorgulamalarında tüm bu cinayetleri neden işlediği sorulduğunda "temel bir motivasyonu yoktu aslında. o an öyle hissedip yapmak istediğimi yaptım ama beni buna iten veya bana bunu isteten bir motivasyon yoktu. tek bildiğim annem ile en yakın arkadaşını öldürdükten sonra bir yeterlilik hissi ile beraber bir rahatlama hissettiğim. artık yeter dedim, bunu daha fazla kaldırmama, buna daha fazla dayanmama gerek yok. usanmış, bıkmıştım...bitmesi gerekiyordu" cevabını vermiş, 2007 ve 2012'de kurallı olarak tahliye hakkı verildiğinde "hala toplum içine çıkmaya uygun değilim" diyerek reddetmiş ve avukatı aracılığı ile 2017'de gelecek tahliye hakkı ve sonrakilerle de ilgilenmediğini belirtip tüm geri kalan hayatını hapishane içerisinde mutlu bir şekilde sürdürmesinin ona yeterli olduğunu belirtmiştir.
  • çok uzun boylu dev gibi bi adam 136 iqya sahip ayrıca annesinin küçükken kilere kapatıp sonrada beyzbol sopasıyla kafatasını çatlattığı küçük oğlan.büyüdüğünde 1973te annesine cevap veren:
    " önce kafasını çekiçle kırıyor sonra kopartıyor ve artık dart tahtası olarak kullanmaya başlıyor.sonra kafasız bedene tecavüz ediyor ve sırf annesi "sessiz sakin bi ölüm" (bunu ona küçükken söylermiş) istediği için kesik boğazdan çıkardığı ses tellerini kanalizasyonda yıkıyor.sonra annesinin en yakın arkadaşını çağırıyor akşam yemeğine.onuda kafasını keserek öldürüp,bacağından bi parçayla yamyamlığı deniyor makarna sosunun içinde"
    kişi
    ama aslında anlatmakla bitmez.büyükbabasıyla büyükannesini sadece nasıl hissettirdiğini görmek için 15 yaşında öldüren adam.
    sonrada işte bilinen otostopçu kızlar.
    şimdi vaccaville hapishanesine yaşayan küçük kızları gördüğü zaman yanlarına gidip onlara şeker vermek isteyen bi tarafı olduğunu da söyleyen ama genelde ruhunu küçük kızların kafalarının bi çubuğa geçirmiş halde nasıl durduğunu merak eden tarafında saklayan kişi.
    "they were dead and i was alive. that was the victory in my case"diyen.
  • oldukça sorunlu ailesinin kendisine "guy" dediği seri katil ve nekrofil. edmund emil kemper 18 mart 1948'de doğmuş ve gelecekte ne idük olacağı bu yaşlarda belli olmuştur. kavga ve gürültünün eksik olmadığı ailenin guy üzerindeki ilk etkileri çok küçük yaşlarda belirmeye başlamış ve kızkardeşiyle "gaz odası", "kediyi canlı olarak gömme, deşme ve kafasını koparma" biçiminde oyunlar geliştirmiştir. 8 yaşındayken, öğretmenine aşık olmuş ve kendisiyle dalga geçen kızkardeşinin, "onu niye öpmüyorsun ?" sorusunu, "çünkü o zaman onu önce öldürmem gerekir" biçiminde yanıtlamıştır. 1957'de boşanan anne clarnell, çocukları da yanına alarak montana'ya taşınır. henüz 9 yaşındayken annesi tarafından "a real weirdo" olarak anılmaya başlanmış, aynı odayı ve yatağı paylaşan kızkardeşiyle yakınlığından ürken annesi odalarını ayırmıştır (cinsel tercih). fakat bu karar sürecinin sonunda guy'a bodrum malikânesi uygun görülmüştür. karanlıktan ve örümceklerden korkan guy, bu dönemde "kâbus görme" ve uyur-gezerlik biçiminde tepkiler geliştirmiş fakat bu annesi tarafından kaale alınmamıştır.

    13 yaşına geldiğinde, komşu kedilerini öldürüp parçalamaya ve bazı parçalarını saklamaya başlamış, yine aynı yıllarda annesini öldürmek için bir tasarım yapmış ve adını "mother-killing weapon"koyarak annesine de bizzat göstermiştir. evin arka bahçesine, annesinin kafasını, vücudunu ve çeşitli uzuvlarını gömme amaçlı çukurlar kazan guy, o yılllarda "cinayet" olgusu ile bir özgürlük nesnesi olarak gördüğü arabaları ilişkilendirmeye başlamıştır kafasında. (bkz: crash)

    iki kez evden kaçıp los angeles'a babasının yanına yerleşen guy, ilkinde - doğal karşılanacağı üzere- üvey annesinin talebiyle annesinin yanına geri gönderilmiş, ikincisinde ise sürpriz şekilde yapılan babanne ve dede ziyaretinin sonrası orada bırakılmıştır. dedesinin iyi davrandığı guy'ın çiftlikteki hayatı, annesine çok benzeyen baskıcı babanne sayesinde işkenceye dönüşür. 1964'te yeniden annesiyle kalmaya başlar fakat aynı yılın ağustos ayı çiftliğe geri gönderilir. bu sefer daha da baskıcı davranan babannesini korkutup kalp krizinden öldürmeye çalışmış, başaramayınca da, dedesi evde yokken 3 el ateş ederek sonrasında çok kez vücudunu bıçaklamıştır. dedesinin, karısını böyle görerek üzüleceğini bilen guy, eve girmeden onu başının arkasından tek el ateş ederek öldürür. daha sonra dedesini vuruşundan bahsederken, samimi bir şekilde "i did it out of love" diyecektir.

    (bkz: arkası yarın)
  • etkileyici bir piskopattır.

    hakkında bilinenlere bakılırsa hem genetik olarak çok normal doğmaması hem de annesinin onu sürekli aşağılaması/kötü davranması nedeniyle psikolojisi iyice bozulmuştur.

    aslında sadece yaramaz bir çocuk da olabilir. genetik olarak normal doğup doğmadığı konusunda kesin bir yorum yapmamalıyız. küçük hayvanlara (börtü, böcek, karınca, kertenkele vb) zarar vermek erkek çocukları arasında çok sık yapılan bir şeydir. kendisi ile ilgili erken çocukluk dönemi verileri ise sadece hayvanlara zarar veren bir çocuk olduğu yönünde. dolayısıyla çok yaramaz bir çocuğa ailesinin çok yanlış şekilde davranması, kendisinin sevilmediğini sürekli olarak hissetmesi, onu bu derece ciddi psikolojik sorunlara iten nedenlerin başında geliyor gibi görünüyor. (elbette üzerinde çok tartışılması gereken ve sanırım asla kesin bir sonuca ulaşamayacağımız bir konu bu)

    edmund'u diğer seri katillerin birçoğundan farklı yapan ise cüssesi falan değil zekası. sonuçta bu kategoriye giren bütün katiller seri olana kadar yakalanmamayı bir şekilde başarabilen tipler. neyse bu da uzun tartışmaya açık bir konu.

    dönelim tekrar edmund'a, zekanın da çeşitleri vardır bildiğimiz gibi, matematiksel zekası çok yüksek olan biri sosyal açıdan düşük bir zekaya sahip olabilir mesela. edmund'da gördüğümüz şey ise epeyce yüksek bir sosyal zeka. insanları inceliyor, anlıyor, nasıl davranması gerektiğine karar veriyor ve kendi hedefine ulaşmak için insanların istediği şekilde davranıyor. polisler tarafından sevilmesi buna güzel bir örnek. aynı şekilde büyükannesi ve dedesini öldürdükten sonra iyileştiği neden gösterilerek akıl hastanesinden çıkarılmasının nedeninin de bu olduğu yaygın görüşler arasında. akıl hastanesindeyken gözlem yapıyor, nasıl "normal" davranacağını belirliyor ve uyguluyor. aynı şekilde otostop çeken kızları arabasına binmeye ikna etmek için de, camı açıyor, çok ilgisiz davranıyor, saatine bakıyor ve acelesi varmış ve kızın arabaya binmesini çok da önemsemiyormuş gibi davranarak güven oluşturuyor.

    hapishanede verdiği röportajlarda güzel konuşması, oldukça kibar bir insan izlenimi uyandırması, bazen annesini öldürürken hissettiği şeyleri anlatırken ağlama numarası yapması falan da nasıl davranması gerektiğine bildiğine dair güzel örnekler.

    edmund kemper'i daha farklı kılan özelliği ise yakalanmamış, kendisini yakalatmış olmasıdır ki çok ama çok önemli bir fark.

    dip not: seri katillerin yaklaşık %31'inin zeka seviyeleri normalden üstünde, 10 seri katilden 9'u erkek.
  • küçükken en sevdiği oyun gaz odasıymış, bir de hayvanlara işkence yapmaktan hoşlanırmış. acaba bu çocuk seri katil olur mu denilecek zamanda değilmiş, adam 48 doğumlu. ilk cinayetini 1964 yılında büyükannesini öldürerek işlemiş, tek merak ettiği onu öldürmenin hissetireceği duygularmış. ardından büyükbabası gelmiş ve geldiği gibi gitmiş. sonra gelsin akıl hastanesinde geçen seneler. buradan çıktığında deli ruhunu muhafaza ettiği yetmiyormuş gibi cüsseside almış başını gitmiş, boy olmuş 205 cm kilo olmuş 150. yine 2 sene sıkmış dişini, 1972'de artık yeter hayal kurduğum diyerek arabasına aldığı iki otostopçu kızı öldürmüş, cesetlerine yapmadığı iğrençlik kalmamış. bunu sevmiş ve yine otostopçu kızları öldürmeye devam etmiş. 1973 yılında başladığı yere dönmüş, ailesinden bir kurban daha almış: annesini. ardından çok üzülür diye düşünüp annesinin arkadaşını eve çağırmış ve onu da öldürmüş. sonra ne olduysa polis arkadaşlarını arayıp bunları ben öldürdüm demiş. ne ceza istersin sorusuna verdiği cevap ise: "işkenceyle ölüm"olmuş. ama ömür boyu hapse mahkum edilmiş.
  • son iki yıldır netfilx'ten öğrendiğim bir şey varsa babasından eziyet görenin psikopat annesinden eziyet görenin katil olduğudur.
  • mindhunter dizisinde kendisi ile ilgili çok gerçekçi bir sahne var.

    dizide edmund kempler çok iyi analiz edilmiş. geçmiş yıllarda yapılan röportajlarındaki atmosfer neredeyse sahneye birebir yansıtılmış.
    cameron britton izleyenlere, kemper'in ruh halini ve tavırlarını olduğu gibi yansıtıyor. kendinizi sahne'nin içinde buluyorsunuz ve o tedirgin havayı hissediyorsunuz. ilgili sahne

    tanım ; 145 üstü iq'ya sahip 1963-74 yılları arasında 10 kişiyi vahşice öldürmüş pasif-agresif kişilik bozukluğu tanısı konulmuş seri katil.
  • "kafa sikmek" tabirini mecaz olmaktan çıkartıp uygulamaya dökmüş, zannımca tüm zamanların en enteresan seri katili.

    enteresan olan tarafı bence kestiği kafaları becermesi falan da değil, "baktım yakalayamıyorlar kendimi ihbar ettim, yakalanmanın nasıl bir şey olduğunu da merak ediyordum" şeklindeki açıklamaları.

    mindhunter 'da birebir gerçek röportajlardan alınan canlandırmada diyor ki, "yalnızdım, kimse beni dikkate almıyordu, kimse beni önemsemiyordu, ben de o kadınları öldürüp sonsuza dek benimle yaşayabilecek ruh eşleri edindim kendime."

    aşağı yukarı bu minvalde bir şey söylüyor. bence bu inanılmaz bir bakış açısı. insan denen varlığın yetiştirilme, aile, genetik, çevre vb faktörler neticesinde ne kadar kötüleşebileceğinin ve bu kötülüğü kendince tutarlı şekilde nasıl tarif edebileceğinin kusursuz bir örneği.
  • aşırı zeki olması yanı sıra kalkıp kendi "deliligini" itiraf etmiştir. işin garip yanı, diger seri katillerle yapılan röportajlara göre gayet samimi ve acaip mantıklı konuşabildigi görülür, akıl hastası olması bir yana röportajlarında şaşılacak kadar düzgün ve inandırıcı konuşur, herhangi biri gibi sanki, ailesinin cogunu ve bir sürü otostopçu hatunu o öldürmemiş gibi sanki. yine röportajlarından birinde; gözlüklerinden birini ortaya çıkarır, takar ve " bu tipin arabasına binmez misiniz şimdi" der. *
    http://www.youtube.com/watch?v=xlph40s7nhw
  • ed kemper, 1948' de kaliforniya'da dünyaya gelmiştir.
    annesi ve babasının sürekli kavga ettiği ve en sonunda ayrıldığı bir ailede iki küçük kız kardeşle büyümüştür. ed,iki aile kedisini parçalaması ve büyük kız kardeşi ile ölüm ritüeli oyunları oynaması sonrasında annesi tarafından ayrıldığı kocasına gönderilmiştir. ed oradan kaçıp annesine geri döndüğünde, babaanne ve dedesinin yanına gönderilmiştir. 1963 yılının ağustos ayında babaannesini ve dedesini bir tüfek ile vurmuştur. polis sorgusu sırasında ''babaannemi vurmanın nasıl bir his olduğunu merak ettim'' demiştir.
    ''kişilik özelliği bozukluğu,pasif agresif tip'' tanısı aldı ve cezai ehliyeti olmadığı için eyalet hastanesine yatırıldı. 1969 yılında psikiyatristlerin itirazına rağmen hastaneden çıkartılıp annesinin gözetimine verilmiştir.

    1972 yılında oda arkadaşı olan iki genç kadını arabasına almış ve ikisinide bıçaklayarak öldürmüştür. cesetleri parçalara ayırmış ve çeşitli organları ile oynamıştır.
    eylül ayında lise öğrencisi bir kızı arabasına almış, boğmuş, kızın cesedine tecavüz etmiş ve parçalamıştır.
    ertesi sabah ruh sağlığının izlenmesi ve değerlendirmesi muayenesi gittiğinde kızın kafası arabanın bagajında duruyordu. aynı görüşme iyi geçmiş ve başkalarına yönelik bir tehdit oluşturmadığı belirtilmiştir. bu sembolik rolden zevk almıştır. sistemi küçümsediğini ve aynı zamanda sistemdende üstün olduğunu göstermiştir.

    1973 yılında başka bir genç kızı vurmuştu. cesetle cinsel ilişkiye girmiş ve sonrasında parçalara ayırmıştır.
    bir ay sonra iki kişiyi daha arabasına aldıktan sonra vurmuştur. kızları eve götürdükten sonra önceki kurbanlarına yaptıklarını tekrarlarmıştır.

    öldürme dürtüsü sürekli artıyordu. sokaktaki herkesi vurmayı düşünmüş, sonra bu kararından vazgeçmiştir.
    en başından beri ne yapmak istediğini fark etmişti. kemper annesinin odasına girmiş, öldürene kadar çekiçle vurmuştur. annesinin kafasını kesmiş, kafasız cesede tecavüz etmiştir.
    son ilham verici dokunuşu olarak gırtlağını kesip çıkarmış, çöp öğütücüye atmıştı. daha sonra polise şöyle demişti: “uzun yıllar boyunca beni azarladığı ve bana bağırdığı için bunu yapmamın uygun olduğunu düşündüm.”
    çöp öğütücüyü çalıştırdığında öğütücü tıkanmış ve gırtlağı ona geri fırlatmıştı. “öldüğünde bile hâlâ dırdır ediyordu. onu susturamadım!”

    ardından annesinin arkadaşını sopayla döverek boğmuş ve başını kesmiştir.
    cinayetten sonra arabasıyla yola çıkmış ve çok ünlü biri olmayı bekleyerek radyo dinlemeye devam etmiştir. yaptıklarının bir etkisi olmayışından dolayı hayal kırıklığına uğrar ve yol kenarındaki telefon kulübesinden polisleri arayarak cinayetleri itiraf etmiştir.

    kemper sekiz tane birinci dereceden adam öldürme suçundan mahkum edilmiştir. kendisine uygulanacak cezanın ne olması sorulduğundaysa, '' işkenceyle ölüm,'' diye yanıtlamıştır.
    kemper' ın hapishane kayıtlarına göre iq'su 145'ti.

    seri katillerin birçoğu için avlanma ve öldürme hayatlarındaki en önemli şey, asıl “işleriydi”. ed kemper yaptığı şeyde o kadar iyiydi ki, bagajında iki ceset taşıdığı sırada arka farları kırık olduğu için durdurulduğunda, polis ed’in ne kadar kibar olduğunu söylemiş ve uyarıda bulunarak gitmesine izin vermişti. ed için olayın bu boyutu yakalanmaktan ve tutuklanmaktan korkmasına değil, büyük bir heyecan duymasına yol açıyordu.

    mahkemede ,''hayattayken uzak duruyorlardı,bense ilişki kurmaya çalışıyordum. öldürüldüklerinde aklımdan geçen tek şey benim olacaklarıydı.'' diye itirafta bulunmuştur.

    kaynak : mindhunter (zihin avcısı) kitabı .
hesabın var mı? giriş yap