ece

• oba arkadaşım. gözü pek bir izci. oymakbeyi. şu an karşımda oynuyor. hep oynuyor gerçi.
• bir ece'nin ismi tersten okunduğunda da ece olduğuna göre o gerçek bir ece'dir. zira bilimi yanıltamazsınız.
  ama bir ayşe öyle mi? bakınız tersten "eşya" oluyor. kullanın kullanın atın bir kenara.
• oda arkadaşım. şu an yanımda gülüyor.
  
  diğer arkadaşım da ona bakıp bilgisayarına bir şeyler yazıyor. çok ilginç.
  
  bakalım bizim oda kaç kişi? hadi gençler!
  
  zorunlu edit: beyler sizi de anlıyorum ama oda çok kalabalık oldu, gelmeyin gari. ayrıca osurdum.
• en güzel kız ismi... kısa, öz, anlamlı.. sahipleri de %80 güzel olur bu ismin:)
• herhangi bir dilde, zamanda ve yerde bir kadına verilmiş ve verilecek en güzel isim.
• varlığı hayatıma recai kutandır.
• çirkin olanına daha denk gelmediğim isimde kızlardır. şirret olanına çok denk geldim ama.
• üç harf, iki hece ve bi tanedir.
• babalarının, çocuğu 5 yaşındayken "kızım çok akıllı, ismini tersten bile yazabiliyor" şeklinde iğrenç espriler yapmasına neden olabilecek bir dişi ismi.
• hayatımdaki en enteresan isimdir ece.
  küçükken kendi ismim zor olduğu, kimse ilk seferde anlamadığı ve bir de fındık kadar beyinleriyle kafiyeler, espriler türetip dalga geçmeye çalıştıkları için sinir olurdum. ece, sahip olmak istediğim isimdi. düz, net, kısa, anlaşılır.
  sonra aradan zaman geçti, büyüdüm, ismime olan sinirim geçti, barıştıki orjinallğini sevmeye başladım. bi de sevgili yaptım hepsinin üstüne. tuttu herifçioğlunun benden önce bilmem ne kadar zaman beraber olduğu işte hayatında derin bilmemneler bırakan sevgilisinin adı ece çıktı. üstüne bi de bu dangıldak bana ece dedi bi gün.
  o arkadaşı izmir marşıyla yolculadıktan seneler sonra başka bi er kişiye diktim gözümü. yaralı ceylanım, ah kıyamam yazık! onun da bu isimde bi abladan sağlam yareleri, açılmayan şemsiyeleri vardı, oturur dertleşirdik^*, bana eceyi anlatırdı. ben kaderime tükürürdüm mütemadiyen.
  şimdi o arkadaşların hepsi izmir marşıyla yürüyorlar hala benden uzağa. ben hayatımı topladım şahane de rileyşınşip yaptım. gel gör ki sözlük, ece yine öyle bir yerde duruyor ki hayatımızda, öyle bir açık yara ki, ne oksijenli su dökebiliyorsun üzerine, ne sargıbezi değdirebiliyorsun, ne de kendi kendine geçiyor.
  ismin kerametini çözersem sanırım hayatımda bir devri kapatıp yenisini açmış olacağım. ya da ben ona alışacağım, ellemeyeceğim, yaşayıp gideceğiz öyle.
  bilemedim.