• "ahmet fadıl, babası 1984’te öldüğünde 18 yaşındaydı. fotoğraflar kısa ve toplu olduğunu ve numaralı gözlükler taktığını gösteriyor. çok yoksul bir öğrenci değildi, ortaokulda dersleri de iyiydi ama okulu bırakmaya karar verdi. memleketi ürdün’ün zerka şehrinde tekstil ve deri fabrikaları vardı. ama o bir video dükkânında çalışmayı tercih etti ve kendisine dövme yaptırabilecek kadar para kazandı. alkol içiyordu, uyuşturucu kullanıyor ve polisle başını derde sokuyordu. bu yüzden annesi onu islamcı bir kursa gönderdi. bu onun alkol ve uyuşturucuyu bırakıp ve farklı bir yola girmesini sağladı. ahmet fadıl 2006’da öldüğünde, ürdün’ün kendisinden daha büyük bir alanda, 8 milyon insanın yaşadığı bağımsız bir islam devletinin temellerini atmıştı.

    ahmet fadıl’ın veya daha sonra bilineceği cihat adıyla ebu musab el zerkavi’nin ve kurucusu olduğu ışid hareketinin yükselişi, bugüne kadar muammasını korudu. ırak’taki operasyonlarına başladığı 2003, internet çağının başlangıcı ve küresel ticaret sisteminin yavaş yavaş genişlediği bir dönemdi. o yıl ırak’ın abd öncülüğünde işgal edilmesine rağmen, suriye ile ırak’ın sınırları stabildi. seküler arap milliyetçiliği eski aşiret ve din güçlerine üstün gelmiş gibi görünüyordu. farklı dini topluluklar, ezidiler, şabaklar, hıristiyanlar, kakailer, şiiler ve sünniler, bin yıldır olduğu gibi yan yana birlikte yaşamaya devam ediyorlardı. ıraklılar ve suriyeliler, gelişmekte olan dünyadaki birçok vatandaştan daha iyi gelirlere, eğitim ve sağlık sistemlerine, altyapıya ve görünen o ki daha iyi bir geleceğe sahiplerdi. ürdün’ün bir kentindeki video dükkânında bir hareketin temellerini atan adamın, suriye ve ırak’ın üçte birini ele geçirip tüm bu tarihsel kurumları paramparça edebileceğini ve mini bir imparatorluk kurmak üzere dünyadaki bir düzine en gelişmiş ülkenin birleşik ordu gücünü yenilgiye uğratabileceğini kim hayal edebilirdi ki?

    hikayeyi anlatmak kolay ama anlaşılması zor. her şey 1989’da, islamcı kurstan etkilenen zerkavi’nin ürdün’den afganistan’a cihada gitmesi ile başlıyor. sonraki on yıl boyunca, afgan iç savaşında savaştı, ürdün’de terör saldırıları düzenledi, ürdün hapishanelerinde yıllarını geçirdi ve el kaide’nin yardımı ile batı afganistan’ın herat kentinde bir eğitim kampı kurmak için geri döndü. 2001’deki abd öncülüğündeki işgalle afganistan’dan sürüldü fakat iran hükümetinin yardımı ile yeniden ayakları üzerine kalktı. ardından, 2003’te, saddam’a bağlı grupların yardımı ile, ırak’ta bir isyan ağı örgütledi. şiileri ve en temel dini merkezlerini hedef alarak, abd askerlerine karşı bir ayaklanmayı şii-sünni iç savaşına dönüştürmeyi başardı.

    zerkavi 2006’da bir abd hava saldırısında öldürüldü. ancak hareketi abd’nin 170 bin kişilik, yılda 100 milyar dolar harcanan askeri dalgasına karşı imkânsızı başararak ayakta kalabildi. 2011’de abd geri çekildikten sonra yeni lider ebu bekir el bağdadi hareketi suriye’ye yaydı ve ırak’ın kuzeybatısındaki varlığını yeniden tesis etti. haziran 2014’te hareket ırak’ın ikinci en büyük kenti musul’u ve mayıs 2015’te ırak’ın ramadi kenti ile suriye’nin palmira kentini ele geçirdi. örgütün uzantıları libya’nın sirte havaalanını aldı. bugün nijerya, libya ve filipinler dâhil otuz ülkede hareketin parçası olduğunu iddia eden gruplar var.

    hareket yedi kez adını, dört kez liderini değiştirmesine rağmen, zerkavi’yi kurucusu olarak görmeye ve onun orijinal inançlarının ve terör tekniklerinin çoğunu sürdürmeye devam ediyor. the new york times, “ısıs veya ısıl olarak da bilinen islam devleti” diyor. zerkavi de “levant ordusu,” “tek tanrıcılık ve cihat,” “ırak’taki el kaide” ve “mücahit şura konseyi” diyordu. (pazarlamada tutarlı bir marka adına sahip olmayı pek önemsemeyen bir hareket.) 15 yıllık geçmişinde elbette evrim geçirmiş olmasına rağmen ona ışid demek, birçok ad ve liderlik değişimini basitleştirmeye yardımcı olacaktır.

    ırak’taki sünniler başlangıçta zerkavi’nin ölüm kültüne ve onun hareketinin ortaçağa mahsus sosyal kurallar dayatmasına çok az sempati besliyordu. birçoğu zerkavi bağdat’taki bm merkezini havaya uçurduğunda, amerikalı bir sivilin kafasını şahsen kestiğini gösteren bir video yayınladığında, samarra’daki şii türbesini havaya uçurup yüzlerce ıraklı çocuğu öldürdüğünde dehşete düştü. ürdün otellerine eşzamanlı üç bombalama saldırısı düzenledikten ve bir düğündeki altmış sivili öldürdükten sonra, ürdün’deki aşiretinin önde gelenleri ve kendi kardeşi, onu lanetleyen bir açık mektup yazdılar.

    2006’daki bir atlantic makalesinde mary-anne weaver, zerkavi’yi “ancak okuması yazması olan bir kabadayı ve cani, bir içki kaçakçısı ve ağır içici ve hatta iddiaya göre bir pezevenk” olarak tarif ediyor. weiss ve hassan ona “entelektüel açıdan zayıf” diyorlar. ısıs: the state of terror kitaplarında jessica stern ve j.m. berger, bu “teröriste dönüşmüş caninin” ve “vasat öğrencinin… afganistan’a bir hiç olarak geldiğini” söylüyorlar. weaver, onun ürdün’deki “acemice operasyonlarından” ve “bahtsızları bombacı olarak kullanmasından” söz ediyor. stern ve berger, bin ladin ile takipçilerinin onu sevmediğini, çünkü kendileri “çoğunlukla entelektüel eğitimli elitken, zerkavi’nin sadece poz yapan eğitimli bir hödük olduğunu düşündüklerini” söylüyor."

    ışid’in gizemi – anonim, çev. serap güneş, https://dunyadanceviri.wordpress.com/…izemi-anonim/
  • belinde bombali bir kemerle uyumasina iliskin "yakalanıp aşağılanmaktansa, kendimi havaya uçurup şehit olmayı tercih ederim. beraberimde de birkaç amerikalı'yı götürürüm" diyen zerkavi'nin ardindan el kaide'nin geri donusu nasil olacak diye dusunmemek mumkun degil.

    zorunlu edit:
    zerkavi'nin sadece emperyalizmle mucadele eden bir kahraman oldugunu dusunen ve "topragi bol olsun" diyen cahil zihniyetlerin, zattin irak'ta binlerce masum sii arabin olumune neden oldugunu bilmedigini umuyorum. "emperyalizm ve amerika'ya karsi direnis" gibi romantik soylemlerin arkasinda milyonlarca masum insanin olumune yol acmis bir katilin kahramanlastirilmasini kinamamak isten degil.
  • zekasına hayranlık duyduğum, 2006 yılında öldürülmesine karşın bugünlere yön veren ve aslında fikirleri bugün aramızda dolanan, dünyanın eşini benzerini görmediği bir teröristtir.

    11 eylül saldırıları sonrası dünyada çok şey değişti. hatta bu değişimden usame bin ladin sorumlu tutuldu, dünyanın en güçlü ve en zeki teröristi olduğu söylendi oysaki bu, en azından benim açımdan, doğru değildir. ebu musab ez-zerkavi, en az on tane bin ladin eder.

    başta orta doğu olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde saldırı yapan ışid'in kurucusu hep ebu bekir el-bağdadi olarak bilinir, aslında bağdadi bir haleftir. kendisinden önce gerçekleşen birçok olay vardır. her şeyin ötesinde dünyayı sarsan bu örgütün kurucusu olarak bilinen -yanlış- bağdadi, zerkavi yaşarken onun yaptığı konuşmaları uzaktan hayranlıkla dinleyen ve onun "cihad" anlayışından etkilenen birisiydi. zerkavi hayattayken bağdadi'nin örgüt hiyerarşisindeki durumu da üst seviye değildi. zerkavi, dünyanın adını duyduğu ve ilgiyle takip ettiği bağdadi'nin üstü konumundadır, hatta örnek aldığı kişidir.

    bugün gündemden düşmeyen idlib'de htş bulunuyor diyoruz, bu örgütün kurucusu culani. bu adamın geçmişini biraz kazınca karşımıza ırak savaşı süresince zerkavi'nin sadık askerlerinden birisi olarak savaşması çıkıyor. bugün rusya'nın idlib'de savaştığı gücün temelinde bile zerkavi var.

    günümüzde orta doğu'da terörizm üstüne hangi taşı kaldırılsa hangi öne çıkan kişi incelense hayatının bir noktasında zerkavi ile kesiştiğini görüyoruz ve hatta ötesinde zerkavi hayattayken bu kişilerin zerkavi'nin yanında yetişen "tecrübesiz" kişiler olduklarını fark ediyoruz. bugün ismi merakla, korkuyla anılan kişiler zerkavi hayattayken hiçbir şeye sahip olmayan ve zerkavi'nin yanında olabilmek için çırpınan kişilerdi.

    zerkavi'nin hükmü çok uzun da sürmedi aslında. 2001 yılında amerika birleşik devletleri'ne kabus yaşatan bin ladin varken usame'yi gölgelemek o yıllarda pek mümkün değildi. zerkavi bu saldırının gölgesini hep hissetti ama zekası ve ileri görüşlülüğü sayesinde bugün dönüp baktığımızda kendisinin daha iyi bir stratejist olduğunu rahatça söyleyebiliyoruz.

    amerika birleşik devletleri'nin afganistan'a müdahalesinden sonra herkes afganistan'a yoğunlaşmışken zerkavi 2 yıl sonrasını görmüş, ırak'a müdahalede bulunulacağını fark etmiş ve ırak'ta hücre kurma çalışmalarına başlamıştı. bunun karşılığını da çok güzel aldı. her şeyin ötesinde örgütüne militan devşirmeyi başardı. bunun sebebi sosyolojiyi çok iyi okumasıydı. amerika birleşik devletleri'nin yaptığı her hatayı her yanlışı ve bunların sonuçlarını çok iyi değerlendirerek gücüne güç kattı.

    amerika birleşik devletleri'nin ırak'ta sadece sünnileri hedef olarak görmesi, sünnilere karşı operasyonlarda bulunması "intikamcı sünniler" kalıbının oluşmasına yol açtı. şiilerin ırak kadrolarına doluşması, bağdat'ta güçlenmesi gibi yapılan büyük hataları çok iyi kullandı zerkavi. başından beri mezhep savaşı istiyordu ve bunu başardığı zaman istemediği kadar militan devşirdi.

    usame ile yaptığı ilk görüşmede ikisinin çok farklı olduğu apaçık ortaya çıkmıştı ve hatta zerkavi'nin aşırı görüşleri usame'yi bile endişeye sürüklemişti, öyle bir yapısı vardı. buna rağmen ırak'ta el-kaide'nin başını zerkavi'nin çekmesine bin ladin'in sesi çıkmadı, çıkamadı çünkü zerkavi savaşın çıkacağını görmüş, elini güçlendirmişti. zerkavi'nin el-kaide'ye biat ettiği doğrudur fakat yapmış olduğu her hareket, atmış olduğu her adım kendisine meşruiyet kazandırmıştır, bu bağlılığın sadece sözden ibaret olduğu faaliyetleri incelendiği vakit apaçık ortaya çıkmaktadır.

    önceleri tevhit ve cihat örgütünü kurup ırak'ta var olmasıyla, belirli bir güç oluşturmasıyla birlikte ırak'ta en etkin güç oldu daha sonra örgütün adını ırak el-kaidesi yaptı ve başlayan iç savaşla birlikte hem el-kaide'nin adını kullandı hem de militan devşirmeye devam etti. bir buçuk yıl boyunca bu isimle devam edip faaliyetlerine devam etti. bu hamleleri sayesinde iç savaş tarafı olan sünnilerin tek lideri konumuna geldi. bundan sonra attığı adımsa bugünlerin temelini oluşturdu. mücahit şura meclisi diye yeni bir çatı örgüt oluşturdu. amerikan işgaline ve şiilere karşı olan ne kadar örgüt varsa birleşti bunlarla ve bütün ırak genelinde saldırı yapma isteğiyle hareket etti.

    zerkavi ürdünlüydü. sonuçta savaş ırak'ta gerçekleşiyor ve devşirdiği militanların birçoğu ıraklı. bunların arasında ırak'ı öne çıkaranlar olduğu için ve zerkavi de ürdünlü olduğu için sıkıntı yaşamaya başlamıştı. ırak temelli örgütlerle birleşip çatı örgütü kurarak güven kazanmaya çalışacaktı ve bunun yanı sıra ırak'ın bütün bölgelerinde eli kolu olacaktı. direnişi başka boyuta yükseltme şansı çok yüksekti.

    o dönem karşısına çıkan en büyük problemlerden birisi belki de buydu, ürdünlü olması. bunu çözerken elini güçlendirerek çözüyordu. sadece güven kazanmakla kalmıyor, güç de kazanıyordu. nasıl bir zekaya sahip olduğunu buradan okuyabiliriz. ötesinde örgütün ismini değiştirirken, çatı örgütü kurarken bin ladin'e danışmadı bile.

    bu hamlesinden sonra çok yaşayamadı, öldürüldü fakat her şey öldürülmesi sonrası başlıyor.

    başta belirttiğim gibi, zerkavi bu adımları atarken etrafında bulunan kişilerin hepsi amerika birleşik devletleri'nin ırak'tan çekilmesinin ardından bölgeyi sarstı fakat bunu nasıl yaptıklarına, bunun nasıl gerçekleştiğine de bakmamız gerekiyor.

    zerkavi öldükten sonra gerçekleşen olaylar titizlikle incelenmesi gereken olaylardır. mısırlı ebu eyyub el-mısri, zerkavi öldükten sonra meclisin başına geçti çünkü el-kaide'nin ırak üstünde en yetkili militanıydı fakat sonra bu meclisi lağvetti, yeni bir örgüt kurulduğunu duyurdu: ırak islam devleti.

    zerkavi'yi öldüren amerikan güçlerinin aslında zerkavi'yi öldürmekle hiçbir şeyi bitiremedikleri burada kesinleşmiş oldu çünkü zerkavi ölse bile amaçları yaşatılıyordu. islam devleti adını ortaya atan kişi zerkavi'ydi. daha etkili ve şaşırtıcı olan kısımsa ırak islam devleti'nin lideri mısri olmadı.

    bu olayın örneği var mı bilmiyorum ama mısri ölmeden örgüt liderliğini devretti ve örgüt liderliğini devrederken el-kaide'nin ırak üstünde en yetkili kişisi olmaya devam ediyordu. alışılagelmiş olay ya örgüt içinde bir infaz ya da direkt liderin ölümüyle lider değişimidir fakat ırak'ta el-kaide'nin en yetkili militanı mısri görevi ebu ömer el-bağdadi'ye devretmişti.

    kim bu ebu ömer el-bağdadi?

    ırak'ta bir döneme kadar polislik yapmış, daha sonra polislikten köktendinci görüşleri sebebiyle atılmış ve amerikan işgaline kendi başına kurduğu örgüt ile direnmeye çalışmış kişidir. bu çabaları ve islam'a bağlılığı kısa süre içinde dikkat çekmiş, hemen tevhit ve cihat örgütüne alınmıştır. zerkavi'nin yanına aldığı kişilerden bir tanesidir.

    ebu ömer el-bağdadi lider olmuş oldu ama bunun yanında mısri örgütten ayrılmadı, bizim örgüt olarak gördüğümüzü onlar "devlet" olarak -ırak islam devleti- gördüler ve mısri savaş bakanı olarak atandı. bu süreçten sonra olaylar tamamen planlanmış şekilde devam etti. bu ikili kendi kendilerine bakanlıklar kurdular, halkı vergiye bağladılar ve devlet olduklarını iddia ettiler. ebu ömer el-bağdadi'nin el-kaide'ye karşı olan tutumu zerkavi'nin tutumuyla hemen hemen aynıydı, yani uzaklardı. el-kaide'den destek gerektiğinde desteği mısri buluyordu.

    zerkavi'nin ölümü sonrası örgütün el-kaide çizgisine girmesi şöyle dursun, örneği görülmemiş bir şekilde el-kaide'nin en yetkin kişisi görevini bırakıp zerkavi çizgisinde birisi örgütün başına geçti. bu durum zerkavi'nin ne planladıysa gerçekleştiğini gösteriyor. bu bilgiler ışığında zerkavi'nin bir sistem kurduğunu görüyoruz. bu sistem öyle bir sistem ki zerkavi 2006'da ölüyor ama sistem zerkavi'nin fikirleri ve planları ile işlemeye devam ediyor. adam yerin altındayken örgütü yönetmeye devam ediyor.

    bunun yanında zerkavi'nin atlamadığı çok önemli bir nokta var. zerkavi, amerikalıların yaptığı yanlışları çok iyi değerlendirdi ve takip etti dediğim gibi. amerikalıların yaptığı esas yanlış ırak cumhuriyet muhafızları'na verilen sözleri tutmamaları oldu. saddam'ın en çok güvendiği birim olan cumhuriyet muhafızları savaş öncesi satın alındı ve aslında bağdat'ın bu kadar kısa sürede düşmesinin esas sebebi de budur. amerikalılar bunlara makam mevki teklif etti. yanlış bilmiyorsam bu muhafızların içinden direnişe katılmaya çalışan komutan sayısı sadece bir ve o da yine bu muhafızların yardımı ile öldürülüyor fakat amerikalılar bağdat'ı ele geçirince bu askeri gücü de hedef almaya başlıyor, verdikleri sözleri tutmuyorlar.

    zerkavi bu askeri güce, kurmay zekasına ulaşmak için de çok çabaladı ve bunun için de elbet planı vardı. zaten ırak'ın resmi makamları ile bağdat'ın işgali sonrası iş birliği yaptığı da görüldü. örneğin saddam'ın en güvendiği kişilerden olan ed-duri araba kaçırdı, ırak'a soktu; zerkavi bu arabaları bombalı araca dönüştürüp şiilerin üstünde patlattı.

    zerkavi öldükten sonra bir devlet yapısı oluşturuldu ve el-kaide ile araya koyulan mesafe aynen devam etti. hatta belki de zerkavi ölmese bu devlet yapısı daha hızlı gelişecek daha güçlü kendini gösterecekti ama yine de mısri ve ömer el-bağdadi harika bir yapı kurdular. tikrit'te bir evin mutfak giderinin altında saklanıyorlardı, aynı gün öldürüldüler.

    ebu bekir el-bağdadi bu ölümler sonrası örgütün yönetimini ele geçirdiğinde mükemmel bir temel vardı elinde ve bunlarla birlikte örnek aldığı zerkavi'nin izinden gitti. zerkavi'nin düşüncelerini uygulamaya çalıştı. zerkavi'ye göre ağır saldırılar yapılmalıydı, kendilerinden olmayan herkese gözdağı verilmeliydi. bağdadi bunu uyguladı. zerkavi tehdit ve korkuyu artırmak için videolar çekti, kafa kesti. hatta nick berg'in kafasını bizzat kesen kişiydi. bu kültür islamcı örgütlerde yayıldı ve bağdadi bunu genişletti. çeşitli ölümler planladı. en vahşi ölümleri videolayıp batı dünyasına sundu ve korku imparatorluğu yarattı.

    bunun yanında bucca kampı'nda bulunduğu süre içerisinde cumhuriyet muhafızlarının önemli isimleri de tanışıyordu. zerkavi'nin planladığı ve temelini attığı, bu planları neredeyse eksiksiz uygulayan ömer el-bağdadi ve mısri'nin resmen devlet yapısına dönüştürdüğü örgüt elindeyken bu örgüte kurmay zekasını entegre etti ve bunlar olurken amerika birleşik devletleri ırak'tan çekiliyordu; suriye, iç savaşa giriyordu. amerika ırak'tan çekildiğinde ırak'taki en etkin güç ırak ordusu veya ırak hükümeti değildi. ırak islam devleti'ydi. kısa süre sonra suriye de karışında, suriye topraklarında da en etkin güç olacaklardı.

    bağdadi'nin suriye iç savaşı'na gönderdiği kişi de yazıda bahsettiğim culani. yine zerkavi'nin yanında bulunmuş birisi. bunlar sonradan savaşıyorlar birbirleriyle. culani, bağdadi'ye değil el-kaide'ye bağlılığını bildiriyor suriye'de gücü eline geçirince. bağdadi de -zerkavi'nin izinden giderek- hem culani'yi hem el-kaide'yi karşısına alıp suriye'ye giriyor ve ırak islam devleti'ni, ırak ve şam islam devleti adıyla suriye topraklarına da yayıyor.

    ne olursa olsun zerkavi çok yaşamadı. 2003'te savaş çıktıktan sonra istediği şeyleri elde etmeye başladı ve 2006'da öldürüldü. buna rağmen bu yıllarda aldığı yol, yetiştirdiği kişiler dünyayı etkiledi ve etkilemeye devam ediyor.

    zerkavi öldüğünde her şeyin bittiğini, örgütün dağıldığını düşünüyordu amerikalılar fakat zerkavi kendisinden sonrakilere bıraktıklarıyla örgütü yönetmeye devam etti. gözden kaçırılmaması gereken nokta bağdadi öldükten 4 gün sonra ışid'in yeni lideri açıklandı. bu durumun açıklaması bugünkü ışid liderinin aslında bağdadi tarafından önceden seçilmiş olduğudur. bağdadi öldürüleceğini biliyordu ve halefini seçti. şunu kesinlikle bilmeliyiz, sadece isim olarak seçmedi el-haşimi'yi. haşimi ne yapacağını ve ne yapması gerektiğini biliyor, aslında zerkavi nasıl bir yere kadar örgütü yönettiyse bağdadi de şu an yönetmeye devam ediyor ve eğer örgütün yeni hedefi bir şekilde görülmez ve üstüne düşülmezse gerekli temel oluşturulduktan sonra belki başka topraklarda ortaya yeniden çıkıp insanlığın başına bela olmaya devam edecekler.
  • bu arada evini 500 kiloluk füzelerle havaya uçuran, oluşan dehşetli patlamayı tüm dünyaya yayınlayıp hava atan abd'nin zerkavinin cillop gibi mübarek yüzünü tek parça halinde bulup, kelle gösterebilmesi de bilimin ulaştığı son noktadır. herhalde fisher and sons'a yaptırdı ölüm sonrası makyajı..

    (bkz: füze saddam'ı adeta yaladı)
  • bana göre, benim inandığım islam'ın karşısında yer alan, öldürülmesi için yanında kim var kim yok denilmeden tepesine 250'şer kiloluk bombalar atılan terörist. hava saldırısında kendisi ile beraber 6 kişinin öldüğünden bahsediliyor. amerikalılar şanlı! saldırılarını televizyonlardan gösterip duruyorlar. aynı onun yaptığı gibi... kısasa kısas yani.

    eğer doğruysa, 1.5 yaşındaki çocuğunun da bu bombalama esnasında öldüğü söyleniyor. 1.5 yaş... 18 aya tekabül eder yani... yürümeye başlamış, konuşmayı yeni yeni deniyordur... tepesine 250 kiloluk bomba...hemen bunun savunanlar çıkacak "babası da milleti kesiyordu, milleti öldürüyordu". haklılar... babası, kendi değil... babasının cesedine tükürülmesini isteyenler aynı mantıkla çocuğa'da bir şeyler bulur artık.

    bu konudaki en çok güldüğüm şey ise bir gazetede gördüğüm haber oldu. haber'e göre zerkavi'yi yakalamak için kurulan tim; pazardan eski elbiseler almış, kahverengi lens takmış ve özel üretilen ter kokan losyon sürmüş. hani, amerikaların aptal olduğuna dair espriler yapılır. belki onları kandırırlar ama sarışını, esmeri, kumralı, arabı tanıyan bize yapmaları hakikaten ayıp. kıyafetlerini, kokularını geçtim de madem süper bir tim'di de adamı neden yarım ton bomba ile öldürdüler yahu?
  • 2004 tarihinde dünyanın en tehlikeli teröristi olarak kabul edilirdi. abd, zerkavi'nin saddam döneminde ırak'ta tedavi görmesini ırak savaşı'nın ana nedenlerinden birisi olarak kullandı. ladin'e biat ederek, ırak el kaidesi (aqi) lideri oldu. yaptığı sivil şii katliamlarından sonra, pakistan'da bulunan el kaide liderliği (aqc) ile anlaşamazlığa düştüğü, hatta atiyyetullah'un onu ırak'ta amerika'yla uzun süreli bir savaş üzerine kurulu el kaide stratejisine şiilere saldırarak zarar vermekle suçlayarak uyardığı söylenir. 2006'da bulunduğu evin abd güçlerince vurulmasıyla öldürülmüştür.
  • türk medyasının işbirliği yapmışcasına aynı cümle ile öldürülmesini duyurduğu kişi. cellatın sonu ve celladın sonu hemen hemen tüm gazetelerin manşetindeki cümledir.
  • ırak'ta el kaide'nin başı olduğu söylenen ürdün asıllı kişi, rehinelerin kafalarının kesen ırak medyasında 28 haziran 2004 itibarıyla yakalandığı söylenen terörist
  • bikaç saat önce u.s. army doktorunun
    next slayt pliiis
    next slayt pliiis
    diye diye otopsi raporunu sunduğu insanoğlusu.
    ne günlere kaldık. powerpoint sen nelere kadirsin.
  • vakit gastesinin, haberini "sehit" olarak verdigi adam.
hesabın var mı? giriş yap