• cumhuriyet tarihinin en büyük vurgununu yapan adamın karısı.

    ebru gündeş, az önce programda "dilerim bu kara günler çabuk geçer çünkü çocuğumun incinmesini istemiyorum" dedi. her birinin cebinden 3221 tl para çalınan seyirciler, alkışlarıyla destek oldular.

    bu ülkenin başka bir noktasında ise maviş eşme'nin 40'ı çıkmamış oğlu ayaz, camı olmadığı için çerçevesi naylonla örtülen odada zatürreden öldü. eşi askerde olan maviş hanım'ın arkasında maddi destekçi kimse yoktu, her yoksula yetişemeyen devlet onlara da yetişememişti çünkü beslemesi gereken çok yandaşı ve kaçırması gereken milyon dolarları vardı.

    eminim maviş hanım da oğlu ayaz incinmesin isterdi.

    http://www.radikal.com.tr/…_zaturreden_oldu-1167883
  • bir programda sanırım eşcinsel bi elemana, "kendisi yarışmada ilerlerse topluma kötü örnek olabilir, onu izleyen çocukların kendisine özenmesine neden olabilir, bu sebeple gitmesi gerekiyordu." diyerek ahlak dersi vermiş şarkıcı.

    toplum olarak ahlak anlayışımız cinsellik ve içkiyi geçemedi. keşke rüşvet, dolandırıcılık, adam kayırmacılık gibi şeyler de ahlaksızlık olarak nitelendirilse.
  • kocasının zenginliğinden ve sürekli para saçmasından yorulduğum kadın.
    o ne kıroluk yavaş be kardeşim.
    abi 20şer küsür milyona iki tane yalı almak nedir, çırağan sarayı'nda doğum günü nedir lan? evinde yaparsın mumlarını üflersin, 3-5 sevdiğin sana saçma hediyeler verir ve dağılırsınız. saray ne kafayı mı yediniz?

    edit: ana adamı içeri almışlar ule?
  • savunduğu kişi: tarihin en büyük yolsuzluğunu yapmış olan adam.
    savunma yapılan program: o ses
    bu programın sahibi: acun
    savunma şekli: ajitasyon
    ajitasyonda kullanılan: çocuk

    başka eyyorlamam yok hakim bey.
  • hayaller mars; gerçekler alcatraz.

    (bkz: reza bey bana mars'ı alacak)
  • yediği haram paralar burnundan fitil fitil gelecek olan arabeskçi
  • az önce programda "reza benim çocuğumun babası ve benim de kocam. biliyorum ki bunun da bir sabahı var. inşallah bu kara günler çok çabuk geçer çünkü çocuğumun incinmesini istemiyorum" dedi.

    kendisine buradan sormak istiyorum:

    ergenekon'dan, balyoz davası'ndan bu ülkenin aydınları, profesöreri, gazetecileri, onurlu subayları, sahte belgelerle suçsuz yere tutuklanırken neredeydin?

    ben balyoz davasından tutuklu bir subayın kızıyım. adım gibi de iyi biliyorum davanın kimler tarafından, ne şekilde oluşturulup, bu suçların üzerimize nasıl atıldığını. sorarım sana ebru gündeş; hiç mi empati kurmadın o zaman bizimle? bir insanın kocası/babası/oğlu tutuklandığında nasıl hisseder acaba diye düşünmedin mi?

    ben senden daha iyi biliyorum durumun zorluğunu. çünkü benim babam gideli 11 şubat'ta 3 sene olacak. belgelerin sahteliğini defalarca kanıtlamamıza rağmen, adalet bu ülkeden gideli çok olduğu için benim babam hüküm giydi.

    siz de -eğer masumsanız- kanıtlarsınız belgelerinizin sahteliğini, siz de kamuoyu vicdanında aklarsınız kendinizi, hukuk önünde aklayamasanız bile. aynı bizim gibi.

    son bir şey daha, sizin davanızla bizim davamızın başlangıçlarına bir bakın. ne kadar benzediğini görünce çok şaşıracaksınız.

    masumsanız dediğiniz gibi, allah kurtarsın. kurtarsın ki, bizim 3 senedir çektiğimiz acıları siz de çekmeyin.
  • çocuğunun incinmesini istemiyormuş muş... falan filan.

    --- gülşah balbay ---

    ilk gözaltına alındığı gün 1 temmuz 2008. yeni doğum yapmıştım, deniz 30 günlüktü. evde bizi eşimle konuşturmadılar. korkunç bir gündü. o gün hiç yataktan kalkamadım. günlerce çekmecelere dokunamadım. bütün eve, her yere yabancı eller değdi. yağmur uyandırıldı, yatağının altına, bazasındaki oyuncaklara kadar bakıldı. bilgisayarı alınınca ağlamaya başladı, bir polis hanım, “tamire götürüyoruz, diyelim” dedi. mustafa da, “bilgisayarında virüs var, tamire gidecek” dedi. fotoğraf makinesi, kamera, iki bilgisayar alındı. deniz’in doğum fotoğrafları yok artık elimizde. o günden bu yana sadece eşim tutuklu değil, aile olarak hepimiz tutukluyuz. hepimiz “zulümhane”yi yaşıyoruz, eşim silivri’de yaşıyor, ben ankara’da evde yaşıyorum. 3 yıldır çocuklarım babasız. gittiğinde oğlum 8 aylıktı, şimdi 4 yaşında. kızım ilkokul ikideydi, şu an 5. sınıfta. hiçbir karne sevincini babasıyla yaşayamadı. ayda bir kere babalarını görüyorlar. ayda bir kere sadece 45 dakika eşime dokunabiliyoruz, elini tutabiliyoruz, hasret giderebiliyoruz. “mutluluk nedir” derseniz, “ayda 1 gün 45 dakika” derim...
    --- gülşah balbay ---

    bunlar çocuk değil miydi?
  • gece 1 olmuş. 27 yaşında bir odtü mezunu olarak delta ovaları ezberliyorum. inşallah beyi abd standartlarında yargılanır.

    spoiler

    çocuğunun psikolojisi

    fasdfadsafds

    spoiler
  • 29 kasım 2017 reza zarrab'ın tanık ifadesinde söylenen paralardan sonra zamanında "kocam bana mars'ı alacak hehehe" derken şaka yapmadığını anladığımız şarkıcı.

    o paralarla kocası ona bırak mars'ı, güneş sistemini satın alırmış.
hesabın var mı? giriş yap